Türkiye’de Eğitim Sorunlarına Sosyolojik Bakış

Öğretmen bir bilim dalını, bir sanatı, bir tekniği veya belli bir bilgiyi öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimsedir. Öğretmen, toplumun eğitim hedefleri doğrultusunda bireylere eğitim ve öğretim sunmakla görevli kişiye verilen mesleki unvandır. ‘Mesleği bilgi öğretmek olan kimse’ olarak tanımlanan öğretmenlik, alan eğitimi ve pedagojik formasyon gibi süreçlerin ardından edinilebilen bir meslektir.

Yetkililerce  öğretmenlerin moral ve motivasyonlarını bozucu açıklamaların yapılması, öğretmenlerin öğretme performanslarını olumsuz yönde etkilemektedir. Yetkililer sadece “Öğretmenler Gününde” değil her zaman öğretmenleri motive edici açıklamalar yapmalı, öğretmenleri desteklemelidir.

Devlet Okullarında adamına göre uygulamalar olması öğretmenler üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Sadakat esaslı değil liyakat esaslı öğretmene yaklaşılmalıdır. Aksi takdirde başarısız da olsa yandaş olanlar korundukça eğitim-öğretimin kalitesi düşecektir.

Öğretmen eşlerin farklı il ve ilçelerde çalışması aile parçalanmasına neden olmakta, bu durumdan kaynaklanan motivasyon eksikliği yaşanmaktadır.

Gerekli ve yeterli formasyona sahip olmayanların öğretmen olarak görevlendirilmeleri, eğitim ve öğretimin kalitesini düşürmektedir.

Öğretmenin kendini yenileyememesi(yenilememesi), mezun olduğu bilgilerle emekli olmayı düşünmesi ve yeniliklere mesafeli durması eğitimin kalitesini etkilemektedir. Oysa öğretmen sürekli araştıran ve kendini yenileyen olmalıdır. Hiç kitap okumayan öğretmenler vardır.

Eğitim kurumlarında sürekli, öğretim yapılması; bilginin eğitime ( Davranışa) dönüştürülmesine çalışılmaması, istendik davranış oluşturmada olumsuz etki yaratmaktadır. Oysa eğitim-öğretim birbirini tamamlamalıdır. Okullarda eğitimden çok öğretime yer verilmemelidir.

Öğretmenlerin  bir kısmının derslere hazırlıksız, araç-gereçsiz, yeni uygulama ve yöntem ve tekniklere hazırlıksız girmeleri öğretimde eksik öğretmeye neden olmaktadır.

Öğretmen sosyal becerileri geliştirici çalışmalara yeterince zaman ayırmamaktadır.

Öğretmenlerin pedagojik formasyonunun yeterli olmayışı, üniversitelerde öğretmen yeterliliği eğitiminin eksikliği, yetersiz öğretmenlerin öğretmenlik yapmasına neden olmaktadır. Son dönemlerin en temel sorunu bu durumdur. Ayrıca göreve yeni başlayan aday öğretmenlerin tam olarak mesleğe hazır olmaması, öğretmen açığı nedeniyle hemen göreve başlatılmaları, staj dönemlerinin sağlıksız geçmesi.

Öğretmen için öğrenme süreci bitmez. Öğretmen öğrettikçe öğrenmelidir. Hizmet içi eğitim faaliyetlerine öğretmenlerin gereken önemi vermeyişleri, ya da katılmamaları, böylece yapılan Hizmetiçi eğitimlerini verimsiz kılmaktadır. Öğretmen sürekli olarak kendini yenilemelidir. Günümüzde online eğitimlerle öğretmen istediği her eğitime rahatlıkla ulaşabilmektedir. Online eğitimler öğretmen için bir fırsattır. 

Okullarda(Özellikle belli bölgelerde) Öğretmen eksikliklerinin çok fazla olması, öğretmen açıklarının vekil-ücretli öğretmen görevlendirilmesi yoluyla karşılanması eğitim-öğretimin kalitesini düşürmektedir.

Öğretmenlerin dersleri derste öğretmemeleri öğrencileri ücretli özel ders almaya yönlendirmektedir. Bu durum öğretmenin sınıf içindeki saygınlığı azalmaktadır.

Arslan ÖZDEMİR