Avrupa Birliği (AB) üye devletleri ve aday ülkelerde basın özgürlüğü ihlallerini izleyen Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) tarafından yayımlanan son rapor, Türkiye’de 2024 yılı boyunca 317 kişi veya kuruluşun dahil olduğu 135 basın özgürlüğü ihlalinin kaydedildiğini ortaya koydu. Raporda, gazetecilerin tehdit edilmesi, tutuklanması, medya kuruluşlarına yönelik sansür ve gazetecilik faaliyetlerinin engellenmesi gibi ihlallerin öne çıktığı belirtildi.
MFRR’nin 2024 yılı ikinci edisyonu kapsamında hazırlanan Medya Özgürlüğü İzleme Raporu, toplam 35 ülkede 2.567 kişi veya kuruluşu etkileyen 1.548 basın özgürlüğü ihlalini belgeledi. Raporda, gazetecilik faaliyetlerine yönelik engellemelerin, medya çalışanlarına yönelik tehditlerin ve itibarsızlaştırma girişimlerinin yaygın olduğu vurgulandı.
Türkiye’de Basın Özgürlüğü Baskı Altında
Türkiye, basın özgürlüğü ihlallerinin en fazla yaşandığı ülkelerden biri olarak öne çıktı. Raporda, iktidarın muhalif seslere yönelik baskıları, sansür uygulamaları ve gazetecilere karşı açılan yargı süreçlerinin, basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeller olduğu ifade edildi. Yıl boyunca 317 kişi veya kuruluşun dahil olduğu 135 ihlal kaydedilirken, ihlallerin tamamının belgelenmesinin mümkün olmadığı belirtildi.
Rapora göre, Türkiye’deki ihlallerin yüzde 64,4’ünü adli vakalar oluşturdu. 128 gazeteciyi kapsayan 51 vaka ile tutuklama, gözaltı ve hapis cezaları en yaygın ihlal türü olarak kaydedildi. Türkiye’nin gazetecileri hapsetme konusunda en kötü sicile sahip ülkelerden biri olduğu vurgulanırken, raporun yayımlandığı tarihte 18 gazetecinin cezaevinde bulunduğu bildirildi. Ayrıca, 32 gazetecinin gözaltına alındığı ve bazı gazetecilerin evlerine şafak baskınları düzenlendiği ifade edildi.
Tehditler ve Fiziksel Saldırılar Artışta
Gazetecilere yönelik tehditlerin de arttığı belirtilen raporda, en az 11 gazetecinin ölüm tehdidi aldığı bilgisi paylaşıldı. Eylül 2024’te gazeteci Murat Ağırel’in sosyal medyada yayımlanan bir video aracılığıyla ölüm tehdidi aldığı hatırlatıldı. Sinan Ateş cinayeti davasını takip eden gazetecilerin de sözlü tehditlere maruz kaldığı ve haklarında yasal işlem başlatıldığı bildirildi.
Mart 2024’teki yerel seçimler sırasında ve sonrasında protestoları takip eden gazetecilerin polis tarafından hedef alındığı ve fiziksel şiddete maruz kaldığı belirtildi. Beş ciddi fiziksel saldırı vakasının kaydedildiği raporda, Şubat 2024’te özel televizyon kanalı Deniz Postası’nın Genel Yayın Yönetmeni Azim Deniz’in evinin önünde vurularak ağır yaralandığı aktarıldı.
Sansür ve Yayın Engelleri Sürüyor
Raporda, eleştirel yayınlar nedeniyle haber siteleri ve sosyal medya hesaplarına erişim engellerinin sıkça uygulandığı ifade edildi. Ekim 2024’te, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptal edilerek kapatıldığı bildirildi. Ayrıca, İstanbul Çağlayan Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına düzenlenen saldırının ardından yayın yasağı getirildiği ifade edildi.
Kürt gazetecilere yönelik baskıların devam ettiğine dikkat çekilen raporda, Aralık 2024’te gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Suriye’nin kuzey ve doğusunda öldürülmesini protesto eden yaklaşık 40 gazeteci gözaltına alınırken, yedi gazetecinin “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla tutuklandığı bildirildi.
Uzmanlar Uyarıyor
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü İzleme Görevlisi Gürkan Özturan, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye’de medya çalışanları için sözlü saldırılar ve hukuki taciz, bağımsız gazeteciliğin hedef alınmaya devam ettiğinin en açık göstergesi” dedi. Medya özgürlüğünün toplumun haber alma hakkıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Özturan, “Türkiye’nin gidişatı bize bir gerçeği hatırlatıyor; sessizlik tesadüf değil, bilinçli bir şekilde inşa ediliyor” ifadelerini kullandı.
MFRR tarafından hazırlanan rapor, Türkiye’de basın özgürlüğünün ciddi bir tehdit altında olduğunu gözler önüne serdi. Gazetecilere yönelik baskılar, fiziksel saldırılar ve sansür uygulamaları, bağımsız medyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlar arasında yer alıyor. Uluslararası toplumun ve demokrasi savunucularının Türkiye’de basın özgürlüğünün korunması için harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.
- HDK Soruşturmasında Tutuklamalar ve Gelişmeler - 21 Şubat 2025
- Doğal Hidrojen: Avrupa Dağlarının Altındaki Yeni Enerji Kaynağı - 21 Şubat 2025
- Sağlık Emekçileri 14 Mart’ta İş Bırakıyor: “Eziyet Yönetmeliği Geri Çekilsin” - 21 Şubat 2025