Toronto Üniversitesi’nden Fotonların Negatif Zaman Geçirdiğine Dair Çığır Açıcı Keşif

Salvador Dali, 1931, The Persistence Of Memory, Salvador Dal

Toronto Üniversitesi’nden bilim insanlarının yedi yıl süren titiz çalışmaları sonucunda, fotonların atomlarla etkileşimleri sırasında “negatif zaman” geçirdiğine dair kanıtlar bulduğu bildirildi. Bu keşif, kuantum fiziğinde zamanın doğası hakkında yeni ve heyecan verici soruları gündeme getiriyor.

Araştırma ekibi, fotonların (ışığın parçacıkları) davranışlarını yedi yıl boyunca inceledi ve bazı fotonların, atomların uyarım süresi bitmeden önce malzemeden çıktığını keşfetti. Bu durum, fotonların sanki malzemeye girmeden önce çıkmış gibi görünmesine neden oldu ve “negatif zaman” kavramını ortaya çıkardı.

Negatif zaman, klasik fizikteki zaman anlayışının dışında, bir olayın veya nesnenin, bir sistemde geçirdiği zamanın negatif bir değere sahip olması durumunu ifade eder. Kuantum fiziğinde, belirli koşullar altında bu tür bir zaman kavramı mümkün olabilir. Örneğin, bir fotonun atomlarla etkileşimi sırasında, etkileşimin başlangıç zamanının, çıkış zamanından önce geliyormuş gibi görünmesi durumu yaşanabilir.

Bu keşfin, fotonlar ve optikle ilgili önceki çalışmalardaki soruları gündeme getirirken, kuantum aleminin gizemli doğasını da ortaya koyduğu belirtiliyor. Araştırmanın sonuçları, “Experimental evidence that a photon can spend a negative amount of time in an atom cloud” başlıklı çalışmada ayrıntılandırılmıştır ve halen hakem değerlendirmesini beklemektedir.

Toronto Üniversitesi’nden deneysel kuantum fizikçi Aephraim Steinberg, bu durumu “Pozitif bir zaman aldı ancak fotonların atomların uyarılmış durumda *negatif* bir zaman geçirmesine neden olabileceğini gözlemleyen deneyimiz tamamlandı! Kulağa çılgınca geliyor, biliyorum.” şeklinde açıklamıştır. Ayrıca, Josiah Sinclair isimli bir diğer araştırmacı, Scientific American’a yaptığı açıklamada, negatif zaman gecikmesinin paradoksal görünebileceğini ancak bunun anlamının, atomların uyarılmış durumda ne kadar zaman geçirdiğini ölçmek için bir ‘kuantum’ saati inşa edildiğinde, saat ibresinin belirli koşullar altında ileri gitmek yerine geriye doğru hareket edebileceğini belirtmiştir.

Bu çalışma, zamanın algılanışı üzerinde pratik bir etkisi olmasa da, kuantum mekaniğinin temel prensiplerini ve zamanın kuantum düzeyinde nasıl işlediğini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bilim dünyası, bu keşfin getireceği yeni perspektifleri ve potansiyel uygulamaları merakla beklemektedir.