Tencerede Yemek Borçla, Sofrada Umut Azalıyor: Borçla Yaşayan Türkiye

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de derinleşen ekonomik krizin toplumsal yaşam üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, borçlanma yoluyla ayakta kalmaya çalışan milyonların sesini Meclis’ten yükseltti. Gürer’in açıklamalarına göre, temel ihtiyaçların bile kredi kartıyla karşılandığı bir düzende yurttaşlar her geçen gün daha da borca batıyor; sofralar krediyle kuruluyor, hayat faize endeksleniyor.

Türkiye Bankalar Birliği verilerine dayanan açıklamaya göre, sadece 2025 yılı mayıs ayında 192 bin kişi ilk kez kredi kartı sahibi olurken, 118 bin kişi tüketici kredisi kullanmaya başladı. Kredi kartı borçları 2024 sonunda 1 trilyon 848 milyar lirayken, 2025 Temmuz’unda 2 trilyon 357 milyar liraya yükseldi. Gürer, “Tencerede yemek borçla pişiyor, sofralar borçla kuruluyor” diyerek özetlediği tabloya dair şunları kaydetti: “Bu, bir geçim değil, bir borçlanma rejimidir.”

Yoksulluğun Yeni Yüzü: Kartla Geçim, Faizle Yaşam

CHP’li vekilin açıklamaları, iktidarın uyguladığı sıkı para politikalarının emekçileri ve sabit gelirli yurttaşları nasıl kıskaca aldığını da gözler önüne seriyor. Gürer, “Dar gelirliler, gelir-gider dengesi bozulduğu için kredi kartlarıyla alışveriş yapıyor. Bir kartın borcunu başka kartla ödeyerek yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu sürdürülebilir değil, bu borç düzeni iflasa gebedir” dedi.

2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde kredi kartlarına ödenen faiz 122 milyar 838 milyon lira iken, 2025’in aynı döneminde bu rakam 188 milyar 538 milyon liraya dayandı. Gürer’e göre, enflasyon düşse bile gıda fiyatlarının sabit kalması, halkın alım gücünü artırmadığı sürece sorunun çözülemeyeceğini gösteriyor: “Faiz düşse de raftaki ürün aynı fiyatta kalıyor. Yurttaş kredi kartına bağımlı hâle gelmiş durumda. Bu, bir tür modern borç köleliğidir.”

5 Trilyonluk Borç, 755 Bin Kişi Takipte: “Hayat İcraya Dönüştü”

CHP’li Gürer’in altını çizdiği bir başka çarpıcı veri de bireysel borçlanmanın ulaştığı devasa boyutlar. Vatandaşların bankalara, finans kuruluşlarına, TOKİ’ye ve varlık yönetim şirketlerine olan borçları toplamda 5 trilyon 24 milyar liraya ulaştı. Sadece 2025 Mayıs ayında kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 755 bin 160 olarak kayda geçti. Takipteki borç tutarı ise 96 milyar 468 milyon liraya yükseldi.

Gürer, bu tabloyu şu sözlerle özetledi: “Borçla yaşam, ödeme sorunu oluştuğunda icraya dönüşüyor. İcra demek, yurttaşın yıllarca çalışarak elde ettiği malını kaybetmesi demek. Bu, yoksulluğun değil, yoksunluğun fotoğrafıdır.”

Neoliberal Ekonomi Politikaları Emeği Ezdi

Gürer’in açıklamaları, yalnızca ekonomik göstergelere değil, sistemin yapısal sorunlarına da işaret ediyor. Uygulanan ekonomi politikalarının üretimi değil tüketimi, emeği değil sermayeyi, halkı değil bankaları gözettiğini belirten Gürer, “Vatandaş artık ihtiyaçlarını değil, borçlarını yönetmeye çalışıyor. Bu, açıkça ekonomik bir şiddet biçimidir” ifadelerini kullandı.

Yüksek faiz politikalarıyla bastırılmaya çalışılan enflasyonun, aslında yoksulluğu daha da derinleştirdiğini vurgulayan Gürer, geliri artmayan halkın yükünü büyüten bu ekonomik düzene karşı kamucu, halktan yana bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.

  • NHY / ANKA Haber Ajansı