Hiç “Yıllardır hasta olmadım” dedikten hemen sonra elinizle ahşap bir yüzeye dokunup “Tahtaya vuralım!” dediğiniz oldu mu? Yalnız değilsiniz. Kimi zaman bir kapı çerçevesine, kimi zaman bir masaya, hatta kendi kafamıza bile vurarak kötü şansı uzaklaştırmaya çalışmak, modern hayatın içine işlemiş yaygın bir refleks. Peki, bu deyim nereden geliyor? Ve neden hâlâ bu kadar yaygın?
Bu yaygın batıl inancın kökenlerine inmek için Indiana Üniversitesi’nden İngilizce ve dilbilim profesörü Michael Adams ve etimoloji uzmanı Jess Zafarris’in görüşlerinden yararlanıyoruz.
Kökenine Dair Teoriler
“Tahtaya vurmak” ifadesinin kökeni hakkında kesin bir görüş birliği bulunmasa da, farklı kültür ve dönemlerden gelen çeşitli teoriler mevcut.
1. Pagan İnançlar
Etimolog Jess Zafarris’e göre, bu uygulamanın kökeni erken dönem Kelt ve Germen halklarının doğaüstü inançlarına dayanıyor olabilir. Bu topluluklar, ağaçların ruhları barındırdığına ve doğayla iletişime geçmenin bir yolu olduğuna inanıyorlardı. Ahşaba dokunmak ya da vurmak; ya bu ruhları selamlamak, ya da onları yardıma çağırmak anlamı taşıyordu. Dolayısıyla kötü ruhlardan korunmak veya şansı devam ettirmek için ahşaba temas etmek bir tür ritüel halini almış olabilir.
2. Hristiyanlık Etkisi
Başka bir görüşe göre ise, bu ifade Hristiyanlıkla ilişkilendiriliyor. Özellikle haçın tahtasına dokunmanın bir tür kutsama ya da koruma aracı olarak görülmesi, zamanla bu davranışın gündelik dile “tahtaya vurmak” şeklinde yansımasına neden olmuş olabilir. Ancak Zafarris, bu görüşün “retcon” — yani geçmiş bir anlatının sonradan yeniden yorumlanması — olabileceğini de belirtiyor.
3. Çocuk Oyunları ve Halk Kültürü
İngiliz folklorist Stephen Roud’a göre deyimin kökeni 19. yüzyıla uzanan bir çocuk oyununa dayanıyor. “Tiggy Tiggy Touchwood” adlı bu oyunda, tahta bir yüzeye dokunan çocuklar “yakan” olmaktan kurtuluyordu. Bu oyunun zamanla yaygınlaşarak, “ahşaba dokunmak” davranışını kötü olaylardan korunma amacıyla yaygınlaştırdığı düşünülüyor.
Ahşabın Evrensel Sembolizmi
Ahşap, dünyanın birçok kültüründe yaşamı, yeniden doğuşu, gücü ve doğayla bağı simgeler. “Yaşam ağacı” kavramı hem mitolojide hem de dinî anlatılarda tekrar tekrar karşımıza çıkar. Zafarris, ağaçların genellikle insanlar, doğa ve ruhani dünya arasında bir geçit olarak görüldüğünü vurguluyor. Bu nedenle ahşaba dokunmak ya da vurmak yalnızca bir refleks değil, aynı zamanda daha derin kültürel ve sembolik anlamlar taşıyor.
Doğu felsefelerinde de ahşap, yaratıcı enerjiyi ve baharı temsil eden beş temel unsurdan biri olarak kabul edilir. Bu da ahşaba temasın yalnızca batı kökenli olmadığını, evrensel bir davranış biçimi haline geldiğini gösteriyor.
Deyimin Zaman İçindeki Evrimi
Bugün İngilizce konuşulan coğrafyalarda deyim iki farklı biçimde karşımıza çıkıyor: Amerika’da “knock on wood”, İngiltere’de ise “touch wood” olarak kullanılıyor. Her iki ifade de, olumsuz bir durumu savuşturmak ya da dile getirilen iyi bir durumun bozulmaması için temennide bulunmak amacıyla söyleniyor.
Üstelik bu deyimin farklı kültürlerde de çeşitli versiyonlarına rastlamak mümkün. Zafarris’e göre Ortadoğu’da benzer anlamda kullanılan deyimler bulunurken, Endonezya ve Malezya’da insanlar bazen alnına dokunarak benzer bir temennide bulunuyor. Doğu Avrupa’da ise boyanmamış ahşaba vurmanın şansı koruyacağına inanılıyor.
Günümüzde “Tahtaya Vurmak”
Bugün artık pek az kişi bu eylemi bir “batıl inanç” olarak adlandırıyor. Ancak deyim, kültürel hafızada o kadar derin yer etmiş durumda ki, neredeyse bilinçsizce tekrar ediliyor. Profesör Adams da bunu doğruluyor: “Bu sözü söylediğimde gerçekten tahtaya vuruyorum. Şaka olsun diye bazen kafama vurduğum bile oluyor.”
“Tahtaya vurmak” ifadesi; dilimize, mizahımıza ve popüler kültüre işlemiş durumda. Amii Stewart’ın meşhur disko şarkısı “Knock on Wood”, deyimin kitlesel kültürdeki yerini daha da pekiştirdi.
Günümüzde bu ifadeyi sıkça şu örneklerde duyabilirsiniz:
-
“Hiç trafik cezası yemedim, tahtaya vurayım.”
-
“Şirket bu yıl oldukça kârlıydı, tahtaya vuralım.”
-
“Hastaneye gitmem gerekmedi, Allah nazardan saklasın, tahtaya vur.”
Tarihten Günümüze Uzanan Ritüel
İster bir pagan kalıntısı, ister Hristiyan bir sembol, isterse çocuk oyunlarının mirası olsun — “tahtaya vurmak” deyimi, insanlığın şansa, kadere ve korunmaya duyduğu ortak ihtiyacın bir göstergesi. Günümüzde bir alışkanlık ya da mecaz olarak karşımıza çıksa da, bu ifade aslında binlerce yıllık inanç kalıplarının hâlâ bizimle yaşadığını gösteriyor.
Kötü şansın kapısını kapatmak için tahta bulamasanız bile, başınızı eğip alnınıza dokunmanız bile yeterli olabilir. Ne de olsa, kültürler değişse de dilek hep aynı: “Aman nazar değmesin…”
Kaynaklar:
-
Reader’s Digest, “Where Did the Phrase ‘Knock on Wood’ Come From?”
-
Michael Adams, Indiana Üniversitesi, İngilizce ve Dilbilim Profesörü
-
Jess Zafarris, Etimolog ve Yazar
- Ozan Bingöl Hesapladı: Bir Depo Motorinde 1.229 TL Vergi Ödüyoruz - 22 Haziran 2025
- Türkiye, Dolar Milyoneri Artışında Dünya Birincisi: Ancak Reel Servet Erimekte - 21 Haziran 2025
- Cumartesi Anneleri 1056. Haftada Mustafa Sayğı’nın Akıbetini Sordu - 21 Haziran 2025