Su Kaynaklarının Yetersizliği ve Kuraklık, Göçlerin Artmasına Neden Olabilir

Dünya nüfusunun hızla artarken, su kaynakları sınırlı sayıdadır. İklim değişikliğinin de etkisiyle su kaynaklarının kullanılabilirliği giderek azalmaktadır. Bu durum, özellikle tarım ve içme suyu alanlarında ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Su kaynaklarının yetersizliği, insanların yaşadıkları yerleri değiştirmeye zorlamaktadır. Suya erişimin zorlaştığı veya imkansız hale geldiği yerlerden, suya daha kolay ulaşılabilecek yerlere doğru bir göç hareketi başlamaktadır. Bu göç hareketi, hem iç hem de dış göç şeklinde gerçekleşmektedir.

Su kaynaklarının yetersizliği ve kuraklık nedeniyle gerçekleşen göçler, birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Göç eden insanlar, gittikleri yerlerde uyum sağlamakta zorlanmakta, sosyal ve kültürel çatışmalara maruz kalmakta, ayrımcılık ve şiddet görmektedir. Göç edilen yerlerde ise, nüfus artışı, altyapı sorunları, çevre kirliliği, su talebinin artması gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Su kaynaklarının yetersizliği ve kuraklık nedeniyle gelecekte daha fazla göç yaşanması muhtemeldir. Bu durumun önlenmesi için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde acil önlemler alınması gerekmektedir. Su kaynaklarının korunması, yönetilmesi ve paylaşılması için işbirliği yapılmalıdır. Su tasarrufu bilinci artırılmalıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelinmeli ve fosil yakıtların kullanımı azaltılmalıdır. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için sera gazı emisyonları düşürülmelidir.

Türkiye, su kaynaklarının yetersizliÄŸi ve kuraklık konusunda risk altında olan ülkelerden biridir. Türkiye’nin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar m3 olup, bunun 58,41 milyar m3’ü kullanılmaktadır. Türkiye’nin su stresi endeksi 2019 yılında %40,2 olup, su stresi yaÅŸayan ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye’de 2019 yılında kiÅŸi başına düşen yıllık yenilenebilir su miktarı 1.346 m3’tür. Bu miktar, 2030 yılında 1.200 m3’ün altına düşmesi halinde Türkiye su fakiri ülkeler arasına girecektir.

Türkiye’de sulama amaçlı su kullanımı toplam su kullanımının %74’ünü oluÅŸturmaktadır. Sulamada kullanılan suyun %80’i yüzey sularından, %20’si ise yeraltı sularından karşılanmaktadır. Türkiye’de 2020 yılında 1.000 hektardan fazla alanın sulandığı 22 il bulunmaktadır. Bu illerden Åžanlıurfa, Konya, Adana, Diyarbakır ve Mardin en fazla sulanan alanlara sahiptir.

Türkiye’de 2020 yılında toplam 1.147 baraj bulunmaktadır. Bu barajların toplam depolama hacmi 188,5 milyar m3’tür. Barajların doluluk oranı ise %46,8’dir. Türkiye’de 2020 yılında toplam 2.163 gölet bulunmaktadır. Bu göletlerin toplam depolama hacmi 6,4 milyar m3’tür. Göletlerin doluluk oranı ise %49,8’dir. Türkiye’de 2020 yılında toplam 1.046 hidroelektrik santral (HES) bulunmaktadır. Bu santrallerin toplam kurulu gücü 31.383 MW’tır. HES’lerin elektrik enerjisi üretimindeki payı ise %32,6’dır.

Dünya genelinde ise su kaynaklarının yetersizliği ve kuraklık, özellikle Afrika ve Asya kıtalarında ciddi sorunlara yol açmaktadır. Son yıllarda yaşanan kuraklık ve çölleşme nedeniyle milyonlarca insan yerinden edilmiş ve göç etmek zorunda kalmıştır.

Uzmanlar, su kaynaklarının yetersizliği ve kuraklık sorununun gelecekte daha da artacağını ve bunun göçleri de tetikleyeceğini belirtmektedir. Bu sorunun çözümü için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde işbirliği yapılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

NHY/ Deniz Çınar