Sosyal aÄŸların hayatımıza etkileri…

Sosyal ağlar biz istemesekte hayatımızın içine sızdı. Hayatlarımızı ve dünyayı değiştirdi, değiştirmeye devam ediyor. Sosyal ağların olumlu bir çok etkisinin yanında olumsuz etkileri de hayatımızda gözlenir düzede. Bu konuda bir çok çalışma yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Bu yazıda kısaca sosyal ağların hayatımızdaki olumlu ve olumsuz etkilerine değineceğiz.

Hiç kuÅŸkusuz sosyal aÄŸların hayatımız üzerindeki tüm etkileri bu yazının dile getirdiklerini fazlasıyla aşıyor. Bu yazının dar sınırları içinde gösterdiklerimiz dahi dünyanın ve bizim artık eskisi gibi olma ÅŸansımız olmadığını, deÄŸiÅŸimin giderek “yapay zeka” ile hız kazandığını bilerek bilinçli bir kullanıcı olmanın olanaklarını yaratmalıyız.

Sosyal ağların olumlu etkileri

Sosyal ağlar, insanların birbirleriyle kolayca iletişim kurmasını, sosyal destek almasını, yeni arkadaşlıklar kurmasını ve eski arkadaşlıkları sürdürmesini sağlıyor. Bu da insanların psikolojik ihtiyaçlarını karşılamasına ve mutluluk seviyesini artırmasına yardımcı oluyor. Örneğin, 2016 yılında yapılan bir araştırma, sosyal ağ kullanımının öznel iyi oluş üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Sosyal ağlar, insanların bilgiye erişimini kolaylaştırıyor, öğrenme fırsatları sunuyor, farklı görüşlere maruz kalmasını sağlıyor ve kültürel çeşitliliği artırıyor. Sosyal ağlar sayesinde insanlar dünyada olan bitenleri takip edebiliyor, ilgi duydukları konularda bilgi alabiliyor, eğitim amaçlı içeriklere ulaşabiliyor ve farklı kültürlerden insanlarla tanışabiliyor. Örneğin, 2017 yılında yapılan bir araştırma, sosyal ağ kullanımının kültürel zekâ üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Sosyal ağların olumsuz etkileri

Sosyal ağlar, insanların bağımlılık yapıcı bir davranış geliştirmesine, gerçek hayattan kopmasına, yalnızlık hissetmesine ve depresyona girmesine neden olabiliyor. Sosyal ağlarda çok fazla vakit geçiren insanlar, gerçek hayatın sorumluluklarından kaçabiliyor, sosyal becerilerini kaybedebiliyor, kendilerini başkalarıyla kıyaslayabiliyor ve mutsuz olabiliyor. Örneğin, 2018 yılında yapılan bir araştırma, sosyal ağ kullanımının depresyon üzerinde negatif bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Sosyal ağlar, insanların yanlış veya eksik bilgilere maruz kalmasına, manipüle edilmesine, kişisel verilerinin çalınmasına veya kötüye kullanılmasına neden olabiliyor. Sosyal ağlarda yayılan sahte haberler, komplo teorileri, nefret söylemi ve şiddet içerikli paylaşımlar insanların algısını bozabiliyor, toplumsal kutuplaşmaya yol açabiliyor, şiddeti teşvik edebiliyor ve demokrasiyi tehlikeye atabiliyor. Ayrıca, sosyal ağlarda paylaşılan kişisel verilerin güvenliği de büyük bir sorun teşkil ediyor. Örneğin, 2018 yılında ortaya çıkan Cambridge Analytica skandalı, sosyal ağlardaki verilerin nasıl siyasi amaçlarla kullanılabileceğini gözler önüne serdi.

Sosyal ağlar, dünyayı ve insanı hem olumlu hem de olumsuz yönde değiştirdi. Bu değişimin farkında olmak ve sosyal ağları bilinçli bir şekilde kullanmak bizim sorumluluğumuz. Sosyal ağların bize sunduğu faydaları değerlendirirken, zararlarından da korunmaya çalışmalıyız. Sosyal ağlar, hayatımızın bir parçası olsa da, hayatımızın tamamı olmamalı.

NHY/ Eda Kaya