Henüz en kritik illerdeki sonuçları açıklanmasa da 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri, Türkiye seçim tarihinin müstesna örneklerinden, köşe taşlarından biri oldu bile. Sahi, siyasi tarihimizde yerel seçim tartışmalarının belirleyicisi ne olmuştur, yerel seçim tartışmalarının mihenk taşı nedir, birlikte bir göz atalım mı? Böylece seçimin galibi, seçimin mağlubu ve müstesna seçim kavramlarına da tarihsel bir perspektiften bakabilmiş oluruz.
31 Mart 2019 Yerel Seçimleri sonuçlarının -resmi olmasa da- açıklanmasından sonra Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da galibiyetlerini ilan ettiler. AKP önderliğindeki İttifakın argümanı seçimlerdeki %51,74 başarısıyken, muhalefet, CHP önderliğindeki ittifakın büyükşehirlerdeki başarısını ön plana çekerek başarısını ilan etti.
Türkiye’de bir yerel seçimi müstesna kılanın ne olduğu sorusunun cevabı, yerel seçim tarihimizde her zaman “Büyükşehirlerin sonuçları”na bakılarak verilmiştir. “Doğrusu bu!” olduğu için ya da “En iyisi bu!” olduğu için değil; daha çok, hep böyle yapılageldiği için. Bu, 1984 yılı sonunda kabul edilen 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki Kanun çıkarılmadan önce de farklı değildi. Bu kanun bir yerel idari birim olarak Büyükşehir kavramını hukuki olarak tanımlıyordu ama nerenin büyük bir şehir olduğuna dair sosyolojik, demografik ve ekonomik ve tabii ki siyasi kriterlerimiz bu kanundan çok daha öncesinde belirmişti. Özetle 1970’li yıllarda da, öncesinde de, sonrasında da yerel seçimlerin tarihi biraz da büyükşehirlerin seçim sonuçlarının tarihi olageldi.
Genel seçim sonuçlarının şekillenmesinde büyükşehirlerin katkısı çok daha fazla olmasına rağmen Türkiye genel seçimlerini, İstanbul, Ankara ve İzmir üzerinden değil de Türkiye genelinde alınan oylar ve onun TBMM desenine yansıyışı perspektifinden tartışmayı yeğlerken, yerel seçim tartışmalarında büyükşehirlerin sonuçları her zaman belirleyiciliğini korudu.
Büyükşehrin, sadece sosyo-ekonomik ve politik kıstaslarla değil, hukuki olarak da tanımlandığı 1980 sonrasındaki yerel seçimlere baktığımızda durum farklı olmadı. Yerel seçim tarihimizin müstesna seçimleri büyükşehir belediyelerindeki özellikle de üç büyük büyükşehirdeki sonuçlardır. Hele hele üç büyük büyükşehir topyekûn başka bir partiye geçtiyse siyasi tarihimiz, o yerel seçimleri müstesna olarak tanımlamaya meyillidir. Bu çerçeveden baktığımızda karşımıza çıkan ilk seçim 1989 Yerel Seçimleridir. Bu seçimlere Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) damgasını vuran da partinin büyükşehirlerdeki başarısıdır. 26 Mart 1989 seçimlerine genel olarak baktığımızda SHP’nin diğer partilere nazaran kayda değer bir farkla seçimi kazanmadığını görürüz. SHP bu seçimlerde %28,69 oy alırken, Doğruyol Partisi (DYP) %25,3, seçimin mağlubu sayılan Anavatan Partisi (ANAP) ise %21,80 oy almışlardır. Aralarındaki oy farkları çok olmamasına rağmen SHP’yi seçimin galibi, ANAP’ı aynı seçimin mağlubu, 1989 seçilerini de müstesna bir seçim olarak tanımlamaya yol açan da bu oranlar değil, İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerin ANAP’tan SHP’ye geçişidir.
Benzer şeyleri, yerel seçim tarihimizin bir başka müstesna örneği 1994 Yerel Seçimlerinde de görebiliriz. 27 Mart 1994’te düzenlenen bu seçimlerin galibi Refah Partisi (RP), aslında seçimlerin en fazla oy alan partisi bile değildir. Oy oranlarına bakıldığında birinci parti oyların %21,40’ını alan DYP’dir. Onu %21,08 oyla ANAP takip eder. RP ise oyların %19,13’ünü alarak üçüncü olmuştur. RP oy oranı olarak birinci değil üçüncüdür ama RP’yi seçimin galibi, SHP’yi bu seçimin mağlubu 1994 seçimlerini de müstesna seçim olarak tanımlamaya imkân veren şey de –tıpkı 1989 seçimlerinde olduğu gibi- RP’nin İstanbul ve Ankara’daki başarılarıdır. Bu seçimlerde Tayyip Erdoğan İstanbul, Melih Gökçek de Ankara’da belediye başkanlıklarını kazanmışlardır. İzmir’de ise DYP’nin adayı Burhan Özfatura galip gelmiş; SHP büyükşehirleri kaybetmiştir.
31 Mart 2019 Yerel Seçimleri için de durum aynıdır. Genel oy dağılımında aldığınız oy oranı ne olursa olsun, yerel seçimin kaderini belirleyen büyükşehirlerdir. Genel oy dağılımlarına baktığımızda gerçekten de birinci partinin AKP olduğunu görmekteyiz. MHP ile kurdukları Millet İttifakı oyların yarıdan fazlasını alabilmiştir. Ancak tıpkı 1989 ve 1994 yerel seçimlerinde olduğu gibi bu seçimde de CHP’yi seçimin galibi, AKP’yi seçimin mağlubu, 2019 seçimlerini de müstesna seçimler olarak tanımlamaya imkân veren şey, CHP önderliğindeki koalisyonun İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerdeki başarılardır.
Keyifli Pazarlar