Portekiz’de Yahudileri kurtaran sucuk

Bugün Portekiz’in ünlü yiyecekleri arasında sayılan bir sucuk , Ä°spanyol Engizisyonu sırasında binlerce insanın hayatını nasıl kurtardı?

Lizbon’un en eski ÅŸarküterilerinden Mateigaria Silva 1928’den bugüne pek deÄŸiÅŸmemiÅŸ. Tavanda asılı jambonlar, raflarda ÅŸaraplar, dilimlenmeyi bekleyen peynirler… Bir de birkaç sucuk çeÅŸidinin arasında tümüyle Portekiz’e özgü bir sucuk var: 2011’de halk arasında yapılan ankette Portekiz’in yedi ünlü yemeÄŸi arasında sayılan Alheira sucuÄŸu.

Sucukta, etten fazla dolgu maddesi kullanılması olumlu karşılanmaz. Ama Portekiz’de Alheira sucukları çoÄŸunlukla ekmek ve sarımsak içerir. Bu sayede Alheira belki binlerce Yahudi’nin hayatını kurtarmıştı.

Her yemeğin bir hikâyesi vardır. Portekiz mutfağı ise kıtalar ve dinler arasında sömürge ve işgal hikâyeleriyle dolu.

“Portekiz’deki birçok yemek gibi en sevilen ve tarihi olanlar, Batı Avrupa’da Yahudilerin altın çağı olarak da bilinen Müslüman Arap egemenliÄŸi dönemine ait” diyor Lizbon’daki Yahudi tarihi konusunda uzman Paolo Scheffer.

Dışarıdakilerin Morolar olarak adlandırdığı Kuzey Afrika’daki geliÅŸkin MaÄŸrip Ä°slam kültürü 8. yüzyıldan itibaren Ä°ber Yarımadası’nda hakim olmaya baÅŸladı. Burada Yahudiler uzun süre Müslümanlarla uyum içinde yaÅŸadı.

Badem ezmesi ve gülsuyu kurabiyelerinden çorba, yahni ve sucuÄŸa kadar birçok yemekte her iki dinin izlerini bulmak mümkün Lizbon’da.

Scheffer, “Bu yemeklerde hem Yahudi hem Ä°slami kurallar gözetiliyor, bugün gözde olan kabuklu deniz ürünleri, domuz ve tavÅŸan katılmıyordu” diyor.

12. yüzyılda Haçlı Seferleri’ne çıkan Hristiyanlar Lizbon’dan geçip çok sayıda Müslüman, Yahudi ve onların komÅŸusu Hristiyanları katlederken ÅŸehrin kendisine özgü bir yemek kültürü vardı.

Hristiyanlar buradaki geleneksel yemeklere domuz eti ve kabuklu deniz ürünlerini kattı. Daha sonra Portekizli gemiciler dünyanın farklı bölgelerine gidip gelmeye başladığında domates, acı biber, karabiber gibi malzemeler girdi yemeklere.

Scheffer’e göre, bugün Hristiyan Portekiz mutfağı olarak bildiÄŸimiz yemekleri, yerleÅŸik Arap ve Yahudi mutfağından ayırmak çok zor.

Magriplilerin yarattığı geleneÄŸe uygun olarak, Hristiyan egemenliÄŸinden sonra da Portekiz genel olarak hoÅŸgörü sahibi bir yerdi. Ama 2. Fernando (Aragonlu Ferdinand) ve savaşçı karısı kraliçe 1. Isabel (Kastilyalı Ä°sabella) 1492’de Granada’daki son MaÄŸrip emirliÄŸini yenilgiye uÄŸratıp Elhamra Sarayı’nı ele geçirdi.

Dindar Katolik olan Fernando ve İsabella, Hristiyanlığa geçen kişileri kendi dinlerine döndürebileceği endişesiyle Yahudilere karşı şiddet uygulamaya başladı. Bu dönem İspanyol Engizisyonu olarak biliniyor.

Endülüs’te yaÅŸayan on binlerce Yahudi Ä°spanya’dan atıldı. Bunlar baÅŸta Lizbon olmak üzere bugünkü Portekiz’e yerleÅŸti. Ama nüfus artışı nedeniyle veba salgını baÅŸlayınca ÅŸehirdeki Hristiyanlar Yahudileri ÅŸehir surlarının dışına itti.

1496’da Portekizli Yahudiler de Hristiyanlığa geçmeye veya bölgeyi terk etmeye zorlandı. Bundan on yıl sonra, kent halkı ve gemicilerin binlerce Yahudi’yi öldürdüğü bir katliam yaÅŸandı.

1536’da Engizisyon resmen Portekiz’e kadar girdi ve hem Yahudiler hem de sonradan Hristiyan olanlar Rossio Meydanı’nda yakıldı veya farklı ÅŸekilde cezalandırıldı.

Portekiz’de kendilerini din deÄŸiÅŸtirmiÅŸ gibi yansıtıp dini vecibelerini gizlice yerine getirmeye çalışan Yahudiler ise Katolik dua kitaplarına Ä°branice dualar yazmak, Katolik törenlere kendi dillerinden dualar karıştırmak gibi olmadık yöntemlere baÅŸvurmak zorunda kalıyordu.

Belmonte bölgesindeki bir Yahudi topluluÄŸu 400 yıl boyunca kendi inançlarını gizli bir ÅŸekilde uygulamıştı. Kuzeydeki daÄŸlık bir bölgede (Trás-os-Montes) benzer bir topluluk Portekiz’in en ünlü Alheira sucuklarıyla biliniyor.

Burada her evde kışı çıkaracak kadar domuz sucuğu olur, bunlar tavanda asılmış bir halde sergilenirdi. Domuz eti yemeyen Yahudiler ise bu sucuğun evlerinde olmamasının kendilerini ele vermesinden korkuyordu.

Scheller, Engizisyondan korunmak için Mirandela kasabasındaki Yahudilerin ekmek sucuğunu geliştirdiğini, böylece domuz yemedikleri için ihbar edilmekten kurtulduklarını söylüyor.

MaÄŸripliler Kuzey Afrika kökenli oldukları halde Endülüs’ü vatan bildiler ve uzun süre Lizbon’da kaldılar. Fakat Yahudiler 19. yüzyıl baÅŸlarına dek buralara dönmedi. Hitler iktidara geldiÄŸinde bile Lizbon’daki Yahudi sayısı bini geçmiyordu.

Ancak Ä°kinci Dünya Savaşı baÅŸlarken bu kent yeniden Avrupalı Yahudilerin sığınağı oldu. Salazar diktatörlüğüne raÄŸmen Portekizli diplomat Aristides de Sousa Mendes binlerce Yahudiye seyahat belgesi çıkardı. On bini aÅŸkın Yahudi canlarını kurtarmak için gemiyle Lizbon’dan ABD’ye gitti.

Bugün Portekiz’deki ÅŸehirler Yahudi tarihini yeniden keÅŸfetmeye çalışırken, Alheira sucuÄŸu, onu yaratan insanlardan ziyade genel olarak Portekiz mutfağını temsil ediyor.

‘Cumartesi’nin Portekizce karşılığı olan ‘Sábado’, Yahudilerin dinlenme ve ibadet günü olan Sebt Günü’nden (Sabbath) geliyor. Lizbon’un sokakları Arap etkisinin hissedildiÄŸi karolarla kaplı. Sucuk ise karmaşık olduÄŸu kadar kozmopolit bir geçmiÅŸin göstergesi.