Pedofili Değil; Çocuk Cinsel İstismarı

Son zamanlarda medyada sıklıkla karşılaştığımız, bazı çevreler tarafından normalleştirilmeye çalışılsa da normalleşmesine asla izin vermeyeceğimiz “çocuk cinsel istismarı” konusunda bir miktar bilgi sahibi olmak hayat kurtarıcıdır. Böylece belki bir gün bir yerlerde bir çocuğun cinsel istismara uğramasını engelleyebilir ya da cinsel istismara uğramış bir çocuğa sonraki süreçte yardımcı olabiliriz.

Bu konuda çok büyük bir hata, pedofili ile çocuk cinsel istismarının karıştırılmasıdır. Öncelikle, pedofilinin ruh sağlığı uzmanları tarafından konan bir tanı olduğunu bilmekte fayda var. Yani pedofili bir ruh hastalığıdır. Bu hastalığa sahip kişiler ergenliğe girmemiş (özellikle 13 yaş ve altı) çocuklara ilişkin cinsel fanteziler kurarlar. Bu fanteziler yoğun ve yineleyicidir. Her ne kadar böyle bir fantezi birçoğumuz için rahatsızlık verici olsa da, bu kişiler suçlu değildirler. Pedofili hastası bir kişi (bu hastalığa sahip kişilere pedofil denir) bu fantezilerini gerçekleştirmek yönünde en ufak bir adım atarsa o zaman bunun adı çocuk cinsel istismarı olur ve bu suçtur. Tüm pedofiller çocuk cinsel istismarı suçu işlemezler; çocuk cinsel istismarında bulunan herkes de pedofil değildir. Çocuk cinsel istismarında bulunan birinin pedofil olması da cinsel istismar suçu işlendiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Yani ikisi tamamen farklı şeylerdir. Biri psikiyatrik hastalık, diğeri en basit ifadeyle suçtur. Çocuk cinsel istismarcısından söz ederken “pedofil” ifadesini kullanmak, onu bir suçlu değil hasta olarak algılamaya yol açar ve oldukça tehlikeli bir yaklaşımdır.

Çocuk Cinsel İstismarı Nedir?

Çocuk cinsel istismarı, çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel uyarım veya doyum sağlamak amacıyla kullanılması olarak tanımlanabilir. Yetişkinin çocuğu kullanarak cinsel uyarım veya doyum sağlaması çok farklı şekillerde kendini göstermektedir. Çocuk cinsel istismarı, cocuğa pornografik şeyler anlatma, pornografik görüntüler gösterme, çocuğun vücudunun özel bölgelerine bakma, kendi vücudunun özel bölgelerini çocuğa gösterme, çocuğun özel bölgelerine dokunma, kendisinin özel bölgelerine dokunmasını isteme ve tecavüze kadar uzanmaktadır.

Çocuğu Cinsel Olarak İstismar Eden Kişiler

Çocuk cinsel istismarı üzerine yapılan araştırmalar, istismarın çoğunlukla çocuğun yakınındaki birinden geldiğini göstermektedir. Bu kişi bir akraba, komşu, öğretmen gibi çocuğun güvendiği bir kişi olabilmektedir. Tabi çocuk, kendisine yakın olmayan birinden ya da tanımadığı birinden de istismar görebilir. Çocuk cinsel istismarının failleri çoğunlukla erkek olmakla birlikte, nadiren kadın da olabilmektedir. Cinsel istismara uğrayan çocuklar kız veya erkek olabilmektedir. Yapılan araştırmalar cinsel istismara uğrayan çocukların yaklaşık % 60’ının kız, % 40’ının erkek olduğunu göstermektedir.

Çocuk Cinsel İstismarının Sıklığı

Çocuk cinsel istismarının sıklığı hakkında farklı görüşler olmakla birlikte, sıklığı tam olarak bilinememektedir. Ancak yapılan araştırmalardan yola çıkarak oluşan genel kanı kız çocukların % 25’inin, erkek çocukların % 15’inin cinsel istismara uğradığı yönündedir. Yatılı okul vb yerlerde bu oranın arttığı yönünde bulgular vardır. Ortaya çıkmayan cinsel istismarlar da düşünüldüğünde, bu oranın daha da yüksek olduğu kanısına varılmaktadır. Cinsel istismara uğrama sıklığının tam olarak bilinememesinin birçok sebebi vardır, bu sebepleri ele almak önemlidir.

Çocuk Cinsel İstismarının Ortaya Çıkmamasının (Gizli Kalmasının) Nedenleri

Çocuk bazen kendisine yapılan istismarı tam olarak anlayamamaktadır. Fakat cinsel istismara uğrayan çocuklar çok küçük de olsalar, yapılan şeyin tam olarak ne olduğunu anlamasalar da, yanlış bir şeyler olduğunu fark eder ve kendilerini çok kötü hissederler.Genellikle cinsel istismarı uygulayan kişi, çocuğu bunun bir “sır” olduğuna ve aralarında kalması gerektiğine ikna eder. Ayrıca istismarcı, istismarı başkalarına anlatmaması için çocuğu tehdit edebilir, kendisine ya da ailesine zarar vermekle korkutabilir. Eğer olayı birilerine anlatırsa, o kişilerin istismarcıya değil çocuğa kızacaklarına çocuğu inandırmak, çocuk cinsel istismarında bulunanların sıkça kullandığı bir tehdit şeklidir. Çocuk böylece yaşadığı travmanın da etkisiyle susmayı tercih edebilmektedir. Çocuk istismarının sıklığının net olarak bilinmemesinin bir sebebi de, bazen çocuk bu durumu ailesine anlatsa da ailesinin kendisine inanmamasıdır. Ayrıca inansa bile, istismarcının aile içinden veya aileye yakın birisi olması sebebiyle bu durum yok sayılabilmekte, üstü örtülebilmektedir. Bir diğer sebep de ailenin toplumun tepkisinden çekinmesi ve bu yüzden sessiz kalmasıdır. Cinsel istismarı uygulayan kişi aile içindense (özellikle baba vb), aile bütünlüğünün bozulacağı korkusu veya maddi korkular (baba ceza evine düşerse ailenin geçim sıkıntısı çekme olasılığı) sebebiyle de cinsel istismarın üstü kapatılabilmektedir. Bu durumda, zaten çok büyük bir travma yaşamış olan çocuk bir kez daha travmatize olmakta, bu travmaların etkisi genelde ömür boyu sürmekte ve bazen çocuğun kendi yaşamına son vermesiyle sonuçlanmaktadır.

Cinsel istismara uğrayan çocuğun bunu söyleyememe olasılığına karşı, cinsel istismardan şüphelenmemizi gerektirecek bazı ipuçlarını bilmek önemlidir. Bu ipuçları ve cinsel istismar durumunda nasıl yaklaşılması gerektiği konusu “Çocuk Cinsel İstismarı: İpuçları ve Doğru Yaklaşım” adlı yazıda ele alınmıştır. Çocukları cinsel istismardan korumak yolunda bir adım olarak, çocuk bu konuda uygun şekilde bilgilendirilmelidir. Cinsel istismara ilişkin olarak çocukların nasıl bilgilendirilmesi gerektiği ise “Cinsel İstismara Karşı Vücut Güvenliği Kurallarını Çocuğunuza Öğretin” başlıklı yazıda anlatılmaktadır.

Uzman Klinik Psikolog