Açlık, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ciddi bir sorun. Ekonomik istikrarsızlık, iklim değişikliği ve sosyal eşitsizlikler gibi birçok karmaşık neden, yeterli ve besleyici gıdaya düzenli olarak erişememe durumuna yol açmaktadır.
Türkiye’deki son raporlar, en az bir milyon insanın temel gıda malzemelerine acil ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Bu endişe verici durum, yüksek enflasyon ve doğal afetlerin etkilerinin birleşimiyle daha da kötüleşmekte. Üstelik, dünya genelinde üretilen büyük miktardaki gıdanın önemli bir kısmı israf edilmekte. Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’de yıllık olarak israf edilen gıda miktarı 18 milyon tonu aşmakta ve bunun ekonomik maliyeti 410 milyar Türk Lirasını geçmekte.
Bu istatistikler, açlıkla mücadeledeki aciliyeti ve gıda israfının önlenmesi gerekliliğini göstermektedir. TİDER gibi kuruluşlar, fazla gıdayı ihtiyaç sahipleriyle buluşturmayı amaçlayarak Türkiye’nin 38 ilinde destek marketler kurarak bu sorunu hafifletmeye çalışmaktadır. Bu çabalar, 820 milyondan fazla insanın açlık ve yoksulluk sınırında yaşadığı bir dünyada hayati öneme sahip.
Açlık sorunu, sadece Türkiye’ye özgü değil; toplumun tüm kesimlerinin ortak çabası gerektiren küresel bir kriz boyutundadır. Açlıkla mücadelede, gıdaya erişimin temel bir insan hakkı olduğunu kabul etmek gerekmekte. Bu hakkı koruyan politikalar ve uygulamalar için mücadele etmek ve kimsenin açlık çekmediği bir dünya için çalışmak hedeflenmeli…
Açlıkla karşı karşıya kalanların durumu, hepimiz için bir eylem çağrısı olmalıdır. Bolluk içindeki bir dünyada açlığa yer olmamalı.