Sevda Karaca: Asıl Mesele Güvenlik Değil, Denetim ve Sansür!

Türkiye’de “siber güvenlik” gerekçesiyle Meclis’ten geçirilen yeni yasa, tartışmaları da beraberinde getirdi. İktidar kanadı düzenlemeyi dijital dünyada güvenliği artırmak ve siber tehditleri önlemek amacıyla çıkardığını savunurken, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları yasayı internet sansürü ve toplumsal gözetimi derinleştirecek bir adım olarak değerlendiriyor.

Yeni düzenlemeye sert tepki gösteren isimlerden biri de Emek Partisi (EMEP) Milletvekili Sevda Karaca oldu. Karaca, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Bu yasa, halkın güvenliği için değil, iktidarın kendini güvenceye alması için çıkarıldı!” ifadelerini kullanarak, düzenlemenin otoriterleşmeyi pekiştirdiğini öne sürdü.

Yasa Neler Getiriyor?

Yeni yasa kapsamında kurulacak olan Siber Güvenlik Kurulu, internet ortamında paylaşılan içeriklerin denetlenmesi ve sansürlenmesi konusunda yetkilendirilecek. Muhalefet ve dijital hak savunucuları, bu yetkinin özellikle iktidara muhalif haber sitelerinin kapatılması ve sosyal medya hesaplarının sansürlenmesi için kullanılabileceğini belirtiyor.

Buna ek olarak yasa, tüm kamu kurumları ve özel şirketlerin dijital verilerini iktidarın belirlediği merkezlere taşımasını zorunlu hale getiriyor. Bu düzenlemeyle birlikte, yurttaşların özel yazışmalarının, kişisel bilgilerinin ve dijital etkileşimlerinin hükümetin denetimine açık hale geleceği yönünde endişeler dile getiriliyor.

Karaca, bu noktada “Bu yasa, fişlemedir! Bu yasa, sansürdür! Bu yasa, dijital özgürlüklerin tamamen yok edilmesidir!” ifadeleriyle tepki gösterirken, düzenlemenin kişisel mahremiyeti ihlal edebileceği ve temel hak ve özgürlükleri kısıtlayabileceği uyarısında bulundu.

Sansür ve Gözetim Kaygıları

Yasanın içeriği, Avrupa’daki benzer tartışmaları da hatırlatıyor. Daha önce Fransa ve Almanya gibi ülkelerde hükümetler, dijital platformlarda dezenformasyonla mücadele amacıyla yeni düzenlemeler getirmiş, ancak bu tür yasalar özgürlükçü kesimler tarafından “sansüre kapı aralayabileceği” gerekçesiyle eleştirilmişti. Türkiye’deki yeni yasanın da benzer şekilde “siber güvenlik” kisvesi altında dijital alanı kontrol altına almayı hedeflediği” belirtiliyor.

Siber güvenlik uzmanları ise, böylesine kapsamlı bir veri toplama ve denetleme yetkisinin kötüye kullanılması halinde ifade özgürlüğünün ve bireysel mahremiyetin ciddi şekilde tehdit altında olacağını vurguluyor.

Muhalefetten ve Sivil Toplumdan Tepkiler

Muhalefet partileri ve insan hakları savunucuları, yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayı düşündüklerini ifade ederken, sivil toplum örgütleri de dijital hak ihlallerine karşı geniş çaplı bir farkındalık kampanyası başlatmaya hazırlanıyor.

Türkiye’nin son yıllarda uluslararası raporlarda internet özgürlüğü açısından gerileyen ülkeler arasında gösterildiği düşünüldüğünde, bu yeni yasanın ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerinin nasıl şekilleneceği yakından izlenecek.