DEM Parti Heyeti ve CHP’nin Kritik Görüşmesi: Türkiye’nin Barışı ve Toplumsal Mutabakat Arayışı

Türkiye’nin yıllardır süregelen toplumsal ve siyasi sorunlarının çözümü için yeni bir diyalog zemini mi oluşuyor? İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden ve barış süreci arayışında öncülük eden DEM Parti heyeti, bu kapsamda TBMM’de CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi. Görüşme, tarafların süreçle ilgili eleştiri ve önerilerini açıkça dile getirdiği, barış ve toplumsal mutabakat arayışına dair umutların da ifade edildiği önemli bir buluşma olarak dikkat çekiyor.

DEM Parti Heyeti ve CHP’nin Gündemi

DEM Parti heyeti, Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşuyor. Bu isimler, 28 Aralık 2024’te İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerinin ardından barış sürecine yönelik adımları güçlendirmek adına siyasi partilerle temaslarını sürdürüyor. CHP ile yapılan görüşme, özellikle barış sürecine dair şeffaflık, Meclis odaklılık ve toplumsal mutabakat gibi önemli konuların gündeme taşındığı bir platform oluşturdu.

CHP Lideri Özgür Özel, yaptığı açıklamada, akan kanın durdurulması ve annelerin gözyaşlarının dinmesi gerektiğine vurgu yaptı. Özel, barış sürecinde tüm toplumu içine alan mekanizmaların oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, sürecin siyasi çıkarlar veya anayasa değişikliği gibi kaygılardan tamamen arındırılmış bir zeminde ilerlemesi gerektiğini ifade etti.

Barış Süreci ve Toplumun Hassasiyeti

CHP’nin açıklamalarında en dikkat çeken noktalar arasında, toplumun hassasiyetlerini gözeten bir sürecin vurgulanması yer aldı. Özel, özellikle şehit aileleri ve gazilerin süreçte rencide edilmeden, endişelerinin dikkate alınarak sürece dahil edilmelerinin önemine dikkat çekti. Toplumda “anayasa değişikliği” veya “siyasi çıkar ilişkileri” gibi kaygıların bertaraf edilmesi gerektiğini belirten Özel, süreçte şeffaflık ve Meclis odaklılık konusunda DEM Parti heyetiyle mutabık olduklarını ifade etti.

Sırrı Süreyya Önder: Barış Borcumuz Var

DEM Parti adına konuşan Sırrı Süreyya Önder ise görüşmenin kapsamlı ve yapıcı geçtiğini belirtti. Önder, “Evlatlarımıza barış içinde bir ülke borcumuz var” diyerek bu sürecin sadece bir siyasi manevra olmadığını, tüm toplumun geleceğini ilgilendiren bir sorumluluk taşıdığını vurguladı. DEM Parti’nin önerilere açık bir yaklaşım sergilediğini ve toplumun her kesiminin görüşlerine kulak verilmesi gerektiğini ifade etti.

Barış Süreci: Riskler ve Fırsatlar

Bu tür girişimler, geçmişte olduğu gibi toplumda hem umut hem de endişe yaratıyor. Barış arayışlarının en büyük zorluğu, sürece yönelik şeffaflık sağlanması ve toplumsal mutabakatın sağlanmasıdır. Özellikle siyasi aktörler arasında güven ve diyalog zemininin kurulması kritik önemdedir.

DEM Parti’nin Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşme ve bu süreci diğer siyasi partilerle tartışması, barış arayışının ciddi bir adımı olarak değerlendiriliyor. Ancak bu süreç, yalnızca siyasi partilerin değil, toplumun tüm kesimlerinin hassasiyetlerini gözeten bir stratejiyle yürütülmelidir.

DEM Parti ve CHP arasındaki görüşme, Türkiye’nin barış arayışında yeni bir dönemin habercisi olabilir. Ancak sürecin başarıya ulaşması, şeffaflık, toplumsal mutabakat ve Meclis’in etkin rol üstlenmesi gibi temel prensiplerin uygulanmasına bağlıdır. Akan kanın durması ve toplumun barış içinde bir geleceğe kavuşması için siyasi aktörlerin, toplumun hassasiyetlerini göz önüne alarak sorumluluk alması gerekmektedir. Bu süreçte, toplumun tüm kesimlerinin katılımını sağlayacak mekanizmalar oluşturulması kritik önemdedir.