Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1018’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve kaybettikleri yakınlarının fotoğrafını taşıyan Cumartesi Anneleri’nin eylemine çok sayıda hak savunucusu katıldı. Eylemde, 31 yıl önce Ankara Elmadağ’da gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra Gölbaşı’nda cansız bedeni bulunan Abdülmecit Baskın için adalet talebinde bulunuldu.
Eylemde açıklama yaÅŸan kayıp yakını Besna Tosun, Abdülmecit Baskın’ın 30 Eylül 1993’te nüfus müdürü olduÄŸu Ankara AltındaÄŸ Nüfus Müdürlüğü’ndeki makamından ayrıldıktan sonra özel hareket polisleri tarafından gözaltına alındığını hatırlattı. Devamında yaÅŸananları anlatan Tosun, “Gözaltına alındığı inkar edilen Baskın’ın, 3 Ekim 1993 tarihinde sorgulandıktan sonra ateÅŸli silahla öldürülmüş, elleri arkadan baÄŸlı cansız bedeni bir çiftçi tarafından Gölbaşı mevkiinde bulundu. Ailenin baÅŸvurusu üzerine baÅŸlatılan soruÅŸturma etkin bir biçimde yürütülmedi. Dosya sürüncemede bırakıldı” ifadelerini kullandı.
FAÄ°LLER BERAAT ETTÄ°RÄ°LDÄ°
YaÅŸanan olaydan yaklaşık 18 yıl sonra 26 Ekim 2011 tarihinde dönemin özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın Ä°stanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verdiÄŸi ifadede, Baskın’ın Özel Harekât Daire BaÅŸkanı Ä°brahim Åžahin’in emriyle gözaltına alındığını ve özel harekat polisleri Ziya BandırmalıoÄŸlu ile Ayhan Akça tarafından katledildiÄŸini detaylarıyla açıkladığını anımsatan Tosun, “Çarkın’ın basına da yansıyan bu itiraflarının ardından, Abdülmecit Baskın ve Çarkın’ın beyanlarında isimleri geçen 18 kiÅŸiye iliÅŸkin yeni bir soruÅŸturma baÅŸlatıldı. Bu soruÅŸturmanın sonucunda, 2014 yılında Ankara 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde aralarında Mehmet AÄŸar, Ä°brahim Åžahin ve Korkut Eken’in de bulunduÄŸu 19 kiÅŸi hakkında, ‘cürüm iÅŸlemek için oluÅŸturulan silahlı örgütün faaliyeti kapsamında insan öldürmek’ suçundan dava açıldı. Mahkemede, dönemin üst düzey kamu görevlileri, söz konusu öldürmelerin devletin bilgisi dahilinde gerçekleÅŸtiÄŸini beyan ederek detaylı açıklamalarda bulundular. Ayrıca, suçların kimler tarafından, hangi talimatlar doÄŸrultusunda ve nasıl iÅŸlendiÄŸi mahkeme kayıtlarına geçti. Ancak kamuoyunda Ankara JÄ°TEM davası olarak bilinen dava, 13 Aralık 2019 tarihinde tüm sanıkların beraatıyla sonuçlandı” diye konuÅŸtu.
‘ZAMANAÅžIMI’ KARARINA TEPKÄ°
Yerel mahkemenin beraat kararının ardından Baskın ailesinin istinaf baÅŸvurusunda bulunduÄŸunu söyleyen Tosun, “5 Nisan 2021 tarihinde, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi beraat kararını bozarak dosyayı Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Yeniden görülen davanın, 26 Mayıs 2023 tarihinde yapılan son duruÅŸmada, Ä°stinaf Mahkemesi’nin bozma kararına raÄŸmen sanıklar tekrar beraat ettirildi. Mahkeme, gerekçeli kararı 14 Eylül 2023 tarihinde yazarak adeta dosyada zamanaşımı süresinin dolmasını bekledi. 10 yıllık yargılama sürecinde 41 hakimin ve 8 savcının deÄŸiÅŸtiÄŸi dava, zamanaşımıyla sonuçlandırıldı” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Gözaltında kaybetme suçlarıyla ilgili yargılamalarda zamanaşımının uygulanamayacağının altını çizen Tosun, adli makamların bu konudaki sorumluklarını yerine getirmesi çaÄŸrısında bulunarak, “Kaç yıl geçerse geçsin; Abdülmecit Baskın için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten ve devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduÄŸunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceÄŸi” dedi.
Tosun’un ardından söz alan Baskın’ın kızı Melek Baskın ise, babasının katledildiği dönemde kendisinin henüz 9 yaşında olduğunu belirterek, Baskın için adalet talep etmekten vazgeçmeyeceklerini vurguladı. (MA)