İktidarın Osman Kavala savunması: Casusluk iddiası ve AİHM kararı tartışması

Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği hak ihlali kararını uygulamayan iktidar, uluslararası arenada tartışmalara yol açan bir savunma yaptı. Türkiye’nin, AİHM kararını uygulamamak için öne sürdüğü gerekçeler arasında Kavala’nın “casusluk” suçlamasıyla tutuklanması gösterildi. Bakanlar Komitesi’ne sunulan yanıtlarda, AİHM’nin Türkiye için yanlış bir yaptırım kararı verdiği iddia edildi.

Gökçer Tahincioğlu’nun T24’te kaleme aldığı yazıya göre, Türkiye, Kavala’nın yargı sürecinde AİHM kararının yanlış yorumlandığını savundu. 2019 yılında AİHM’nin Kavala lehine verdiği hak ihlali kararı sonrasında, Türkiye’nin yerel mahkemeleri bu kararı uygulamamış, Kavala Gezi davasında beraat etmesine rağmen, eski bir dosyadan “casusluk” suçlamasıyla tekrar tutuklanmıştı.

Türkiye’nin Bakanlar Komitesi’ne verdiği yanıtlar:

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla iletilen yanıtlarda, Kavala’nın AİHM’ye başvurusu sırasında iç hukuk yollarını tüketmediği belirtildi. Ayrıca, Kavala’nın Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) hala devam eden bir başvurusu olduğu için AİHM’nin kabul edilemezlik kararı vermesi gerektiği savunuldu.

Türkiye, Kavala’nın tutukluluğunun “casusluk” suçlamasıyla ilgili olduğunu ve AİHM kararının bu davaya uygulanamayacağını öne sürdü. Ayrıca, beraat kararı veren mahkeme üyelerine açılan disiplin soruşturmalarının yargı üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığı ve mahkumiyet kararı veren heyetteki AKP üyesi hakimin bağımsızlığını kaybettiğine dair somut bir delil bulunmadığı belirtildi.

Son olarak, Cumhurbaşkanı ve diğer hükümet yetkililerinin Kavala hakkında yaptıkları açıklamaların yargı sürecini etkilemediği ve masumiyet karinesini ihlal etmediği ifade edildi.