Son yıllarda gösterişli yaşamlarıyla sosyal medyada gündem olan Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada, mahkemenin tahliye kararı dikkat çekiyor. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, kara para aklama ve yasa dışı bahis suçlamalarıyla yargılanan çiftin yanı sıra toplam 28 sanık bulunuyor. Mahkeme, savcılığın tutukluluğun devamı yönündeki mütalaasına rağmen Engin Polat ve diğer üç sanığın tahliyesine karar verdi.
Bu tahliye kararı, özellikle kara para aklama gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya olan sanıklar açısından kamuoyunda soru işaretleri doğuruyor. Türkiye’de son yıllarda kara para aklama ve yasa dışı bahis gibi suçların artış göstermesi, bu davaların toplumsal adalet duygusunu zedeleyecek şekilde sonuçlanıp sonuçlanmayacağına dair endişeleri artırıyor.
Adli Kontrol Tedbirleri ve İtirazlar
Polat çiftinin lüks yaşamlarını sergileyerek, yasal süreçlerden kaçmaya çalıştıkları algısı toplumda hâkim olmaya başlıyor. Mahkeme, sanıkların mal varlığı üzerindeki tedbirlerin kaldırılması talebini reddederken, yurt dışına çıkış yasağı gibi adli kontrol tedbirleriyle tahliye edilmeleri, ciddi suçlamalar karşısında ne kadar yeterli önlem alındığı sorusunu akıllara getiriyor. Başsavcılığın tahliye kararına itiraz etmesi, yargı organları arasında da bu konuda bir görüş birliği olmadığını gösteriyor.
Kamuoyunun merak ettiği soru ise, bu davanın ilerleyen aşamalarında yargının adaleti sağlama konusunda ne kadar etkili olacağı. Polat çiftinin düşük vergi ödemeleri, 2023’te başlayan kara para aklama soruşturması ve lüks yaşam tarzları, toplumsal eşitsizliklerin bir kez daha göz önüne serilmesine neden oluyor. Maddi servetlerine rağmen yasaların arkasına saklanıp saklanmadıkları ve bu süreçte gerçek bir adalet sağlanıp sağlanamayacağı, ilerleyen duruşmalarda netlik kazanacak. Mahkeme sürecinin 19 Aralık’ta devam edeceği göz önüne alındığında, bu davanın hem Türkiye’deki adalet sistemine hem de toplumun yargıya olan güvenine olan etkileri dikkatle takip edilecek.