Avrupa Birliği’nin Rusya’dan rafine yakıt ithalatı: Yaptırımların delinmesi mi, ekonomik zorunluluk mu?

Avrupa Birliği (AB), Ukrayna savaşının ardından Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımların etkinliğini sorgulatan bir gelişmeyle karşı karşıya. Sivil toplum örgütü Global Witness’in denizcilik verilerini inceleyerek elde ettiği bilgilere göre, AB geçen yıl Rusya’dan 1 milyar Euro değerinde rafine yakıt ithal etti. Bu, AB’nin 35 milyon varil Rus yakıtı satın aldığı anlamına geliyor.

AB’nin, Rusya’dan tüm petrol ithalatını yasaklamasına rağmen, ülkelerin hala yasal olarak rafine edilmiş yakıt satın alabildiği belirtiliyor. Bu ithalatın Hindistan, Bulgaristan ve Türkiye gibi ülkeler üzerinden gerçekleştiği ve Avrupa’ya gönderildiği iddia ediliyor. Özellikle, Hindistan’daki rafinerilerin AB’ye giden rafine yakıtın üçte ikisini işlediği öne sürülüyor.

Türkiye’deki STAR Aliağa, Tüpraş Aliağa ve Tüpraş İzmit rafinerilerinin de iddiaya göre Rus petrolünü işleyerek Avrupa’ya satan rafineriler arasında olduğu belirtiliyor. Bu durum, AB’nin Rusya’dan rafine yakıt ithalatını engelleme çabalarının sınırlarını gösteriyor.

AB yetkilileri, Rusya’nın bu yöntemle yaptırımları delerek dolaylı yoldan kâr etmeye devam ettiğini dile getiriyor. Estonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Erki Kodar, AB’nin yabancı rafinerilerin Rus petrolüyle ilgili Avrupalı alıcıları bilgilendirmesini zorunlu tutmasını öneriyor. Ancak, AB’nin dizel fiyatlarında yaşanabilecek artış ve ekonomik resesyon endişesi nedeniyle bu yönde bir adım atmaktan çekindiği belirtiliyor.

AB’nin Ukrayna savaşı başladığından beri Rusya’dan petrol ithalatını yasaklamış olmasına rağmen, bu tür dolaylı ithalatların hala gerçekleşiyor olması dikkat çekici. G7 ülkeleri de, Batılı nakliye ve sigorta hizmetlerini kullanan alıcıların Rus petrolüne varil başına en fazla 60 dolar ödeyebileceği yönünde bir karar almıştı.

AB’nin Rusya’ya karşı aldığı yaptırımların etkinliğini koruyabilmesi için, bu tür dolaylı ticaret yöntemlerinin önüne geçilmesi gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Ancak, bunun için AB’nin içsel ve dışsal faktörlerle mücadele etmesi ve daha etkili politikalar geliştirmesi gerekiyor. Gelecekte AB’nin bu konudaki tutumunun nasıl şekilleneceği, uluslararası ilişkiler ve enerji ticareti açısından önemli bir belirleyici olacak gibi görünüyor.

NHY, Ekonomi