UEFA’nın Merih Demiral’a Verdiği İki Maçlık Cezanın Yankıları

UEFA’nın Türk milli futbolcu Merih Demiral’a iki maçlık ceza vermesi, futbol dünyasında geniş yankı buldu. Avusturya ile oynanan maçta attığı gol sonrası yaptığı bozkurt işareti nedeniyle UEFA Disiplin Kurulu tarafından cezalandırılan Demiral, Hollanda ile oynanacak çeyrek final maçında ve olası bir yarı finalde forma giyemeyecek.

Bu karar, UEFA’nın daha önce benzer durumlarda gösterdiği tutumlarla kıyaslandığında tartışmaları da beraberinde getirdi. Örneğin, Slovakya maçında tartışmalı bir hareket yapan Jude Bellingham’a verilen ertelemeli ceza ve para cezası, UEFA’nın çifte standart uyguladığı eleştirilerine neden oldu.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF), Demiral’ın savunması için yerli ve yabancı avukatlarla hazırladığı 30 sayfalık dosyada, bozkurt işaretinin Anadolu, Orta Asya ve dünyanın birçok yerindeki Türk kökenli halkların bin yıllık simgesi olduğunu vurguladığı belirtiliyor. Ancak UEFA’nın ceza kararında, “Genel davranış ilkelerine uymamak, iyi davranışın temel kurallarını ihlal etmek, spor etkinliklerini sportif olmayan amaçlarla kullanmak ve futbol sporunun itibarını zedelemek” gerekçeleri öne sürüldü.

Cezanın CAS (Spor Tahkim Mahkemesi) yoluyla kaldırılması mümkün olmadığı için, TFF’nin ve Demiral’ın önünde sınırlı seçenekler bulunuyor. UEFA’nın bu kararı, sporun siyasetten ayrı tutulması gerektiği ilkesiyle çeliştiği ve sporcunun ifade özgürlüğüne müdahale ettiği yönünde eleştirilere maruz kalıyor.

Merih Demiral’ın durumu, futbolun sadece bir spor dalı olmanın ötesinde, kültürel ve sosyal bir fenomen olduğunu ve bu tür olayların futbolun birleştirici ruhuna zarar verebileceğini gösteriyor. Sporun birleştirici gücü ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi bulmak, uluslararası futbol yönetim organlarının önündeki en büyük zorluklardan biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.