Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen karmaşık bir hastalıktır ve risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, çevresel etkenler ve yaşam tarzı seçimleri bulunmaktadır. Ancak, son zamanlarda yapılan bir araştırma, kanser riskinin sosyoekonomik durumla da ilişkili olabileceğini gösteriyor. Helsinki Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ve zengin bireylerin, daha düşük gelirli kişilere kıyasla genetik olarak kansere daha yatkın olduğunu ortaya koyan bu çalışma, sağlık ve toplum bilimleri alanında yeni bir tartışma başlatmıştır.
Araştırma, 280.000 Fin vatandaşının sağlık verilerini, sosyoekonomik durumlarını ve genomik bilgilerini inceleyerek, yüksek gelirli ülkelerde yaygın olan 19 hastalık üzerinde sosyoekonomik statünün etkisini araştırmıştır. Bulgular, yüksek sosyoekonomik statüye sahip kişilerin meme, prostat ve diğer kanser türlerine genetik olarak daha yüksek risk altında olduğunu göstermiştir. Buna karşılık, daha az varlıklı bireylerin diyabet, artrit, depresyon, alkolizm ve akciğer kanseri gibi hastalıklara genetik olarak daha yatkın oldukları belirlenmiştir.
Bu çalışma, genetik bilgilerin sağlık hizmetlerine entegre edilmesinde sosyoekonomik bağlamın önemini vurgulamaktadır. Araştırma lideri Dr. Fiona Hagenbeek, genetik risk skorlarının hastalık riski üzerindeki etkisinin bağlama bağlı olduğunu ve bu durumun, bazı hastalıklar için tarama protokollerine eklenmesi gerektiğini belirtmiştir. Örneğin, yüksek genetik risk ve eğitim seviyesine sahip kadınların, daha düşük genetik risk veya eğitime sahip kadınlara kıyasla daha erken veya daha sık meme kanseri taraması alması gerekebilir.
Bu bulgular, genetik bilgilerin yaşam boyu değişmese de, bireyin yaşlandıkça veya koşulları değiştikçe hastalık riski üzerindeki etkisinin değişebileceğini göstermektedir. Araştırmacılar şimdi, belirli meslekler ve hastalık riski arasındaki bağlantıları anlamak için bir çalışma yapmayı planlamaktadır.
Bu araştırma, kanser riski ve sosyoekonomik durum arasındaki ilişkiyi anlamamızda önemli bir adım olabilir. Ayrıca, sağlık hizmetlerinde genetik bilgilerin kullanımını optimize etmek ve kişiselleştirilmiş tıbbi uygulamalar geliştirmek için de yol gösterici olabilir. Ancak, bu tür araştırmaların etik ve toplumsal boyutları da göz önünde bulundurulmalıdır. Kanser riskinin sosyoekonomik faktörlerle ilişkisi, sağlık eşitliği ve adaleti konularında daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getirebilir.
Kanser ve diğer hastalıkların önlenmesi ve tedavisi konusunda ilerleme kaydetmek için, genetik bilgilerin yanı sıra sosyoekonomik faktörlerin de dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu tür kapsamlı araştırmalar, toplum sağlığını iyileştirmek ve herkes için daha adil bir sağlık sistemi oluşturmak adına kritik öneme sahiptir.
NHY / NDTV, Yahoo News