Küçükçekmece’de Yaşanan Bina Çökmesi, İstanbul’un Yapısal Sorunlarına Dikkat Çekiyor

Küçükçekmece'de bina çöktü

İstanbul, Küçükçekmece’de meydana gelen ve bir kişinin hayatını kaybettiği, sekiz kişinin yaralandığı bina çökmesi, Türkiye’nin en büyük metropollerinden birinde yapısal güvenlik ve kentsel dönüşümün önemini bir kez daha gündeme getirdi. 2 Haziran 2024 sabah saatlerinde yaşanan bu trajik olay, geçtiğimiz yıl Güney Türkiye ve Suriye’de 59.000’den fazla insanın hayatını kaybettiği 7.8 büyüklüğündeki depremin ardından, bölgedeki yapı standartlarının ve denetimlerinin yetersizliğini gözler önüne seriyor.

Küçükçekmece’deki beş katlı binanın çökmesiyle ilgili olarak İstanbul Valisi Davut Gül, olay yerinde yaptığı açıklamada, enkazdan yedi kişinin kurtarıldığını, iki kişinin ağır yaralı olduğunu belirtti. Daha sonra, ekipler bir Türkmenistan vatandaşının cesedine ve bir yaralıya daha ulaştı. Bina çökmesinin nedeni henüz netlik kazanmamış olsa da, herhangi bir patlama veya sismik aktivite belirtisi olmadığı bildirildi.

Türkiye’nin kentleşme bakanı Mehmet Özhaseki, binanın üst iki katının apartman olarak kullanıldığını ve bu katların standartlara uygun olmadan inşa edildiğini, daha sonra yasa dışı olarak ek katların eklendiğini ifade etti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da, binanın sahibi ve zemin kattaki bir restoranın sahibinin gözaltına alındığını duyurdu.

Bu olay, İstanbul gibi büyük bir şehirde, özellikle deprem riski altında olan bölgelerde, binaların dayanıklılığı ve güvenliği konusunda daha fazla önlem alınması gerektiğini gösteriyor. Kentsel dönüşüm projeleri ve yapı denetimlerinin sıkılaştırılması, bu tür felaketlerin önlenmesinde kritik öneme sahip. Ayrıca, vatandaşların can güvenliğini sağlamak adına, mevcut binaların durumunun gözden geçirilmesi ve gerekli güçlendirmelerin yapılması zorunlu hale gelmiştir.

Küçükçekmece’deki bu acı verici olay, sadece İstanbul için değil, tüm Türkiye için bir uyarı niteliğinde. Yapısal güvenlik ve kentsel dönüşüm, sadece hükümet politikaları ve yasal düzenlemelerle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda toplumun her kesiminin bilinçlendirilmesi ve katılımıyla desteklenmelidir. Bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için, her birimizin sorumluluk alması ve proaktif önlemler alması gerekmektedir. (NHY, Haber Merkezi)