Kamuoyuna “milletin cebinden para çıkmayacak” vaadiyle tanıtılan Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli projeler için müteahhit firmalara Hazine tarafından yapılan garanti ödemeleri, son sekiz yılda rekor seviyede arttı. 2017 yılında 1 milyar 127 milyon lira olan garanti ödemeleri, 2024 yılı itibarıyla 60 milyar 294 milyon liraya ulaşarak tam 53,5 katlık bir artış gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ulaştırma Politikalarından Sorumlu Koordinatör Ulaş Karasu, bu artışı “her yıl büyüyen kara delik” olarak nitelendirdi. Karasu’ya göre, kamu kaynakları topluma hizmet olarak dönmek yerine, döviz garantili sözleşmelerle sermayeye aktarılıyor.
187 Milyar Liralık Devasa Fatura
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) yıllık faaliyet raporları, 2017-2024 döneminde YİD projelerine yapılan toplam garanti ödemesinin 187 milyar 315 milyon lirayı bulduğunu ortaya koydu. Bu ödemeler, devletin vatandaşa yönelik doğrudan yardımları arasında yer alan “hanehalkına yapılan transferler” kalemi altında gizli biçimde karşılandı.
Ulaştırma Bakanlığı’nın eski yöneticileri, bu uygulamayı daha önce kamuoyuna açık biçimde savunmuştu. 2019 yılında dönemin Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, garanti ödemelerinin “transfer harcamaları” kapsamında değerlendirilmesini “olağan” olarak nitelendirmişti. Ancak kamu bütçesi üzerindeki yük, yıllar içinde katlanarak arttı.
Dolar Bazında Fatura: 11,6 Milyar Dolar
Türk lirasındaki değer kaybıyla birlikte döviz üzerinden yapılan garanti hesaplamaları, maliyeti daha da büyüttü. 2017-2024 dönemindeki ödemeler, ortalama dolar kuru üzerinden hesaplandığında toplamda 11 milyar 650 milyon doları buldu. Yalnızca 2023 yılında müteahhitlere yapılan garanti ödemesi 2 milyar 393 milyon dolar iken, 2024 yılında bu rakam 1 milyar 843 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
Karasu: “Halka Değil, Şirket Kasalarına Akan Bir Bütçe”
CHP’li Karasu, bu yapının “kamusal hizmetten uzak, şirket öncelikli” bir ekonomi anlayışına işaret ettiğini belirtti. Özellikle büyük altyapı ihalelerinde rekabeti ortadan kaldıran 21/b (pazarlık usulü) yöntemiyle yapılan sözleşmelere dikkat çeken Karasu, şeffaflık eksikliği ve siyasi tercihlerin ekonomik yükü artırdığını vurguladı:
“Yap-İşlet-Devret modeli artık hizmet değil, servet transferi aracına dönüşmüştür. Kapalı kapılar ardında imzalanan sözleşme değişiklikleriyle sadece bugünü değil, gelecek kuşakları da borçlandırıyoruz. Halka verilmesi gereken kaynaklar, döviz üzerinden taahhüt edilen ödemelerle müteahhit kasalarına akıyor.”
Eleştirilerin Odağında: İhale Usulü ve Şeffaflık
Uzmanlar ve muhalefet temsilcileri, yüksek maliyetli YİD projelerinin ihale süreçlerine yönelik denetim eksikliğini uzun süredir eleştiriyor. Sayıştay raporlarında da zaman zaman gündeme gelen eksiklikler, ihale şartnamelerinin kamu yararı değil, belli firmalar lehine şekillendirildiği iddialarını güçlendiriyor.
Kamu Bütçesinde Derinleşen Dengesizlik
Hükümetin “cebeden para çıkmıyor” vurgusuyla savunduğu YİD projeleri, kamu maliyesi üzerinde ağır yükler oluşturmaya devam ediyor. Garanti ödemelerinin kamu hizmetlerine ayrılabilecek bütçeyi her yıl daha fazla daraltması, sosyal harcamalarla altyapı projeleri arasında öncelik tartışmalarını da yeniden alevlendiriyor. CHP başta olmak üzere muhalefet partileri, bu sözleşmelerin kamusal şeffaflık çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi çağrısını sürdürüyor.
- Diyanet’ten Rekor Harcama: Günde 345,9 Milyon TL! - 18 Temmuz 2025
- CHP’den Avukat Pehlivan’ın Tutukluluğuna Tepki: Savunma Hakkı Tehlikede - 17 Temmuz 2025
- Kamu İşçilerinden İstanbul’da Ortak Eylem: “Sadaka Değil, Hakkımızı İstiyoruz” - 17 Temmuz 2025