Küba: Raul Castro Komünist Parti yönetimini de bırakıyor

Küba, yeni bir dönemin eşiğinde. Raul Castro için emeklilik vakti geldi. Küba’da daha genç bir nesil yönetimi ele alacak.

Devlet Başkanlığı görevini 2018’de yardımcısı Miguel Diaz-Canel’e devreden Raul Castro, nisan ayında yapılacak kongrede Komünist Parti yönetimindeki görevini de bırakmaya hazırlanıyor.

Fidel Castro’nun 2016’da ölümünden sonra Raul Castro da uluslararası sahneden çekilecek ve 1959’dan beri iki kardeş tarafından yönetilen Küba, tümüyle Castro’suz bir yönetime sahip olacak. Hem bu mirası sürdürmek hem de kendi rotasını çizmek zorunda olan genç bir neslin yönetiminde Küba’da yepyeni bir dönem açılacak.

Komünist Parti’nin beş yılda bir yapılan kongresi, 16 -19 Nisan tarihleri arasında toplanacak.

2018’den beri Devlet Başkanı olan 60 yaşındaki Miguel Diaz-Canel’in, 89 yaşındaki Raul Castro’nun yerine Komünist Parti Birinci Sekreteri olması bekleniyor. Küba’da iktidarın kalbi olarak nitelendirilen Komünist Parti Siyasî Bürosu da daha genç erkek ve kadın üyelerle yenilenecek.

Kesin olan bir şey var: Küba, sosyalizmin “geri çevrilemez” niteliğini adeta taşa oyan ve 2019’da kabul edilen yeni anayasanın belirlediği siyasi çizgide devam edecek. Raul Castro, bu Anayasa “Zamanının kızıdır ve toplumun farklılığını yansıtıyor” demişti.

Eski anayasanın 1976’da yüzde 97,7 evet oyuyla kabul edilmesine karşılık yeni anayasın yüzde 78,8 evet oyu alması Küba’da yeni bir toplumun göstergesi olarak yorumlanmıştı.

İfade özgürlüğü

Son aylarda, sanatçı ve aydınlar ile sivil toplumun diğer kesimlerinin hak ve özgürlük talebinde bulunması ve hatta toplanma hakkının sınırlı olduğu ülkede gösteri yapması dikkatİ çekiyor.

300’ü aşkın sanatçı, 27 Kasım’da, Kültür Bakanlığı önünde 15 saat boyunca toplanarak daha fazla ifade özgürlüğü talebini dile getirmiş ve bu gösteri “tarihî bir adım” olarak nitelendirilmişti.

Hayvan hakları savunucuları da seslerini duyurmuşlar ve hayvanların haklarıyla ilgili bir kararnamenin çıkarılmasını sağlamıştı. Bu da, Küba’da sivil toplumun ilk zaferi olarak görülmüştü.

Ülkede 2018 yılında cep telefonlarında internetin kullanılabilmesinin sağlanması, o zamana kadar resmi medyaya özgü olan bilgi ve ifade alanlarını halka da açmış oldu.

Anahtar faktör, Küba ile ABD arasındaki ilişkiler olacak. Joe Biden, seçim kampanyası sarasında insan haklarının önemini vurgulayarak, Donald Trump zamanındaki bazı yaptırımlarından vazgeçeceğini açıklamıştı. Ancak Biden, Beyaz Saray’a geldikten sonra Küba dosyasını öncelikleri arasına almadı.

Saldırgan tavır

Trump yönetiminin saldırgan tavrı, Küba yönetimini daha sert bir üslup benimsemeye yöneltmiş ve kendisini sürekli tehdit altında hissetmesine yol açmıştı.

ABD tarafından Küba’ya uygulanan 280 yaptırımın büyük kısmı ordunun elinden olan kuruluşları hedefliyor. Havana’nın bir iyi niyet gösterisi olarak, Devletin elinde kalmasına rağmen bu kuruluşların yönetimini sivil kesime devretmesi seçenekler arasında bulunuyor.

Gözlemciler, örneğin hükümette, partide ve ekonomide önemli boyuttaki asker varlığını azaltarak Küba’nın yeni ekibinin ABD ile “fonksiyonel ve pragmatik” ilişkiler kurma peşinde olacağına dikkat çekiyor.

Aynı kaynaklar, Küba ile ABD arasındaki ilişkilerde Washington’un dolaylı ya da dolaysız olarak Küba’da olup bitenleri ve hatta Kübalı yöneticilerin karar alma süreçlerini etkilediği kanısında.

ABD’nin düşmanca tutumunun devam etmesi durumunda Küba’da askerlerin ekonomide ve siyasette rollerini devam ettirme konusunda çok iyi bir gerekçeye sahip olacağı belirtiliyor.