İstanbul Tabip Odası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolarda gözaltına alınan vatandaşlara yönelik muameleye ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, barışçıl gösteri hakkının anayasal bir güvence olduğu vurgulanırken, gözaltında kötü muamele ve işkence iddialarının endişe verici olduğu belirtildi.
“Barışçıl Gösteri Hakkı Anayasal Güvencedir”
Tabip Odası tarafından yapılan açıklamada, gösterilere katılan hekimler ve tıp öğrencileri dahil çok sayıda kişinin kötü muameleye maruz kaldığına dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve ana muhalefet partisi Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ardından terör ve yolsuzluk suçlamaları gerekçesiyle gözaltına alınması sonrası başlayan protestolar günlerdir devam ediyor. Öncelikle hatırlatmak gerekir ki, önceden izin alınmaksızın barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkı, Anayasamızın 34. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Ancak aralarında hekimlerin ve tıp öğrencilerinin de bulunduğu gençlerin, bu anayasal haklarını kullandıkları için hakaret, kaba dayak ve işkence kapsamına giren uygulamalara maruz bırakılması kabul edilemez.”
“Şiddetin İşkenceye Dönüştüğü İddialarını Dikkatle Takip Ediyoruz”
Protestolar sırasında güvenlik güçlerinin aşırı şiddet uyguladığına dair iddiaları yakından takip ettiklerini belirten İstanbul Tabip Odası, kamuoyuna şu uyarılarda bulundu:
“Son dönemde gözaltındaki kişilere yönelik kötü muamelenin ve şiddetin giderek arttığını dehşetle izliyoruz. Bu şiddetin özellikle gençlere yönelik olarak sistematik bir işkenceye dönüştüğü iddialarını dikkatle takip etmekteyiz. Öncelikle belirtmek isteriz ki işkence insanlık suçudur. Türk Ceza Kanunu’nun 94. maddesine göre, işkence suçu zaman aşımına tabi değildir ve üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası gerektirir. İşkence suçunun tespiti ve ispatında, özellikle gözaltı giriş-çıkış muayeneleri olmak üzere, hekim raporları son derece kritik öneme sahiptir.”
Hekimlere Çağrı: “İstanbul Protokolü’ne Uyun, Baskıya Boyun Eğmeyin”
Tabip Odası, gözaltı muayenelerinde görev alan hekimlere önemli uyarılarda bulunarak İstanbul Protokolü’ne uyulması gerektiğini hatırlattı. Açıklamada şu hususlar öne çıktı:
•Gözaltı muayeneleri yalnızca sağlık kurumlarında yapılmalıdır. Karakollarda, emniyet müdürlüklerinde veya gözaltı merkezlerinde muayene yapmaya zorlanmak, kanun dışı bir emirdir ve kabul edilmemelidir.
• Muayene sırasında güvenlik görevlileri odada bulunamaz, kelepçeli muayene yapılamaz. Böyle bir durumla karşılaşan hekimler, emniyet görevlilerinden kelepçeyi çözmesini ve odayı terk etmesini talep etmeli, aksi takdirde idari yetkililere bilgi vererek tutanak tutmalıdır.
• Gözaltındaki kişilerin vücut muayeneleri ayrıntılı olarak yapılmalı, tüm bulgular raporlanmalı ve fotoğraflanmalıdır.
• Hekimlerin raporlarını hazırlarken baskıya maruz kalmaları kabul edilemez. Yetkililerin hızlandırma talepleri karşısında, gerekli tüm tıbbi incelemelerin tamamlanması sağlanmalıdır.
• Hekimler, baskı altında çalışmak zorunda değildir. Baskı hissettikleri anda idari yetkililerine bilgi vererek görev yerlerini terk edebilirler.
“Hekimlik Değerleri Gereği İşkenceyi Belgelemeye Devam Edeceğiz”
İstanbul Tabip Odası, hekimlerin işkence iddialarını belgelemekten çekinmemesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Hiçbir hekim, işkence suçunu belgelerken yalnız değildir. Hekimlik baskı altında yapılamaz ve bizler, işkenceyi yasak olduğu için değil, hekimlik değerleri gereği belgelemek zorunda olduğumuz için bu sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.”
Tabip Odası, insan hakları ihlallerine karşı mücadelenin devam edeceğini ve hukuki sürecin yakından takip edileceğini vurguladı.