Barış bildirisine imza attıkları için ihraç edilen ve sonra gözaltına alınan Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde görevli 17 akademisyen, bugün Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenledi. Üyesi oldukları Eğitim-Sen Şubesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Şube Başkanı Abbas Şahin, akademisyenlerin biat etmeyeceğini söyledi.
Şahin, “Akademisyenler ülkede olup bitenlere itiraz ettikçe,pozitif çözüm önerileri sundukça, konuştukça, yazdıkça, ürettikçe, korku imparatorluğunun yıkılacağını bilen iktidar, akademisyenlerin seslerini kısmaya çalıştı. Üniversite yönetimleri her türlü talebi kriminalize ederek düşünce ve ifade özgürlüğünü keyfi bir şekilde kısıtlayarak iktidara yaranma yarışına girmiş olup, ülkenin geleceğinin karanlığa gömülmesi için canla başla çalışmaya başlamıştır. Son yayınlanan 686 no’lu KHK ile kamuda, üniversitede ihraçlar devam etmiştir. Dicle Üniversitesi’nde Eğitim-Sen üyesi olan 17 barış akademisyeni, evleri ve üniversitedeki odaları basılarak, gözaltına alındılar. Bu yapılanların tesadüfi olmadığını biliyoruz ve her biri kendi alanında uzman ulusal ve uluslararası boyutta saygın akademisyenler ihraç edilerek, evlerinde gözaltına alınarak akademik çevrelere ve topluma üst perdeden mesaj verilmek istenmiştir. ‘Eğer iktidara muhalif olursanız sizleri de ansızın işinizden eder evlerinizden gözaltına alırız’ mesajı verilmeye çalışılıyor. Siyasal iktidar şunu iyi bilsin ki, akademi biat etmez, biat ederse akademi olmaz. Bizler Eğitim-Sen olarak siyasal iktidarı uyarıyoruz; bu yapılanlara bizler yabancı değiliz. Bizler oldukça bizlere emanet edilen geleceği karanlık ellere bırakmayacağız. Bizler bugün görevlerimizden uzaklaştırılmış olabiliriz ancak bizler yine üniversitelere geri döneceğiz” dedi.
Daha sonra söz alan akademisyenlerden Prof. Dr. Selçuk Ertekin, çocuklarının geleceğinin çalındığını söyledi. Ertekin, haklarındaki ‘Örgüt propagandası’ iddialarını reddederek: “Sokağımızdan olduk, bizi evlerimizden, işyerimizden atıyorlar. Her şeyimizi aldılar, bilgisayarlarımız, telefonlarımız alındı çocuklarımızın yaşamı çalınıyor, bunlar unutulmasın. Bunlar yalan, ihracımıza kılıf bulmaya çalışıyorlar. Biz akademisyeniz. Bizim herhangi bir örgütle bağlantımız yoktur. Bunlar yanlış uydurulma ve iftira şeylerdir. Amaçları bizim ihraçlarımıza bir maskeleme bulmalarıdır. Bu yüzden ihraç edildikten hemen sonra emekçi bayramında gözaltına alındık. Yasal olarak tüm haklarımızı almak için hukuki süreç başlatacağız. Biz fikir özgürlüğünden yanayız. Bu yüzden işlerimizden edindik. Biz sadece insanların değil tüm canlıların yaşam haklarının korunmasında yanayız. Biz evrensel değerleri savunduğumuz için fikirlerimizi beyan ettik” diye konuştu.
İhraç edilen akademisyenlerden Prof. Dr. Murat Kızıl ise, bilimsel üniversite istenmediğini ifade ederek, “Odalarımızın anahtarları değiştirildi, e-mail sistemi değişti. 26 yıllık akademisyenim, arkadaşlarımızın çoğu uluslararası çalışmalar yapıyor, amacımız bilimsel çalışmadır. Üniversite politik olarak bizi sokmaya çalıştıkları nokta değil aslında. Üniversitede bilimsel düşünce istemiyor” şeklinde konuştu.
Bu arada akademisyenlere gözaltında PKK ile ilgili sorular sorulduğu öğrenildi. Akademisyenlere, “PKK/KCK Terör örgütüne üye misin? Örgüt içindeki konumun nedir? Örgüt içinde faaliyette bulunmayı düşünüyor musun? Örgüte katılmayı düşünüyor musun?” gibi sorular soruldu.
İhraç kararı akademisyenlere henüz bildirilmişken, üniversite yönetimi de odalarını hemen boşaltmalarını istedi. Akademisyenler, karara karşı hukuki yollara başvuracaklarını belirtti.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024