HTŞ’nin Cicim Ayları

Dünya siyaseti kendi yörüngesinde usulca dönerken, Suriye ve Ortadoğu’da yeni dengeler kuruluyordu. Esad’ın Şam’ı terk etmesi üzerine, Suriye’de tarih sayfasında yeni bir dönem açılırken, HTŞ ve lideri Muhammed El- Colani ise kendi sayfasıyla dâhil oluyordu siyaset tarihine. 

On üç yıllık savaşın sonrasında, sürpriz bir saldırıyla Esad’ı deviren grupları yöneten HTŞ’nin lideri Colani’ye, zaman ve tarih, siyaset sahnesinde büyük bir rol veriyordu. Emevi Camii’nde secdeye durup zafer konuşmasını yapan Colani, artık popüler bir lider olacaktı. Peki, nasıl oldu da ABD’nin en çok arananlar listesinde olan, başına on bin dolar ödül konulan bu eski El-Kaide militanı, şimdi adeta bir devlet başkanı gibi çıkıyordu siyaset sahnesine? 

“Terör ve devlet ikilisi”, devletlerin derinliklerinde yer altı sularınca birlikte akarlar siyasetin dehlizlerinde. Ve bu derin sular “küresel güçlerin derin siyaseti” nin okyanusunda usulca buluşur. Şimdi bu tartışmaya girmeyeceğimizden, bu konuyu sadece bir cümlenin içinde bırakalım. Lakin, şunu belirtmek gerekir ki; zaman, tarih ve siyaset üçlüsü kendi akışında belirler insanın “kaderini”. Riskli bir yoldur bu, kaybeden tarih sayfalarının kayıtlarına terörist ya da hain olarak geçerken, kazanan ise devlet başkanı bile olabilir.

Biz asıl konumuza dönelim. Gerçek adı Ahmed El-Şara olan Colani, yıllar içinde değişen tarzı ve imajı ile dikkat çekiyor. Eskiden gölgelerde saklanan Colani artık spot ışıklarının altında “ılımlı bir yerel lider” imajıyla dünya siyaset sahnesindeki yerini alıyor. Dünya siyaseti de Colani’ye bu rolü biçtiğinden, ciddi bir imaj çalışmasının manipülasyonuyla karşı karşıya dünya kamuoyu.

Dokuz yıl sonra Halep kalesinin önünde poz veren Colani, zaferini ilan eden konuşmayı ise Şam’daki Emevi Camii’nden yaptı. Şam’daki Emevi Camii’nin hayli önemli ziyaretçileri var son günlerde. “Mübarek Cuma günü”nde, MİT’in yeni başkanı İbrahim Kalın ve MİT’in eski başkanı, şu an ise Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan eşliğinde, Türk heyeti Şam’daki Emevi Camii’ne bir tören havasında girdiler. 

Türkiye’deki siyasal İslamcılar, Viyana kapılarına dayanan Osmanlı havasına girmiş iken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kabinesinin Bakanları ile “duyanlara duymayanlara” şarkısını mest olmuş halde söyleyerek, sanki Esad’a mesaj gönderiyordu. Reis, bugünlerde çok keyifli. Öyle ki, bu keyifle her yere TOKİ yapar artık. Tabi, ondan önce Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılma töreni var. Muhtemelen, Reis, bu törende hatim falan indirip, lokma dağıtır.  

AKP iktidarında keyifler tam gaz iken, medya da bu zafer atmosferine kendini kaptırmış durumda. Şam’da at üzerinde yayın yapan mı dersiniz, Emevi Camii’nden namaz fotoğrafını yayınlanıp “şükür ya Rab” diyen gazeteciler mi dersiniz… Yine ne enteresandır ki, çiçeği burnunda HTŞ yönetiminin ne kadar ılımlı olduğuna dair propaganda, kadın gazeteciler tarafından yapılıyor. Eski El-Kaide militanı Colani ve HTŞ yönetimi, İŞİD gibi “kafa kol kesme işlerine girmeyeceklermiş, kadın haklarına saygılı olacaklarmış” vs. Bu ve benzeri söylemlerle kamuoyunda imaj tazeleme çalışmalarının değirmenine su taşıdıklarının farkında bile olmayan birçok kişi, bu sürecin sonunu pek de hesap etmeden konuşuyor.

Oysa, Afganistan örneği var önümüzde. Taliban yönetimi, iktidara geldiği ilk günlerde BM (Birleşmiş Milletler)’lere söz bile vermişti; “kadınların haklarına saygılı olacağına” dair… Taliban, iktidarı ele geçirdikten sonra kız okullarını kapattı, kadınların çalışmasını ve yanlarında mahremleri olmadan sokağa çıkmalarını yasakladı; kadınlara burka giyme, erkeklere sakal bırakma, esnafa ezan okununca dükkanları kapatıp camiye gitme zorunluluğu getirdi

MUHAMMED EL COLONİ KİMDİR?

Suriye’deki, 54 yıllık Esad rejimi devrilirken ardında bir kaos bıraktı. Şimdi herkesin aklında benzer bir soru var, Suriye nasıl şekillenecek? Suriye halkları, Arap, Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni, Yezidi, Hıristiyan, tüm bu inanç ve ulusal kimliklerle barış ve huzur içinde yaşayabilecek mi? Nasıl bir yönetim ve nasıl bir rejim kurulacak? Demokratik ve laik bir Suriye inşa edilebilir mi ? Peki, bu HTŞ yönetimi ile nasıl olacak ?

İmajını değiştiren Colani’nin portresine baktığımızda bu soruların cevapları daha bir karmaşık hal alıyor. Bir takım elbise, eski bir cihatçıyı ılımlı bir lider yapar mı ? Kimdir bu Colani ?

Şam’da büyüdüğünü ama ailesinin şu an İsrail işgali altında olan Golan tepelerinden sürüldüğünü söyleyen Colani’nin takma adı da buradan geliyor. 2003’te, ABD işgaline karşı savaşmak için Irak’a giden Colani, burada El Kaide örgütüne katılır. 2005’te Musul’da ABD güçleri tarafından tutuklanır. Colani Irak’ta iken Arap baharı başlamış, Tunus’ta başlayan isyan dalgasının Suriye’ye ulaşması uzun sürmemişti. 

Esad’a karşı barışçıl protestoların kısa sürede  iç savaşa dönüşmesi, bölgedeki cihatçı grupların Suriye’ye akın etmesinin önünü açmıştı. Bu süreçte Colani, El-Bağdadi’nin izniyle Suriye’ye döner. Ardından 2012’de Nusra Cephesi’ni kuracaktır. Nusra Cephesi’nin lideri olarak, ilk kez 2013’te dünya kamuoyuna seslenir, fakat bu röportajda yüzü gizlidir. Nusra Cephesi, Esad ve müttefiklerine karşı savaşıyordu ama muhaliflerle arası pek iyi değildi. Nusracılar, sürgündeki muhalifler ve ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) yapılanmasına karşıydılar. Siyasi çözümü ve müzakereyi reddediyorlardı. Hedefleri netti. Esad’ı devirerek, Şam’ı ele geçirmek ve Suriye’de bir şeriat devleti kurmak.  İntihar saldırıları ile gündeme gelen örgüt sık sık Sünni olmayan topluluklara ve azınlıklara karşı savaş suçu işlemekle suçlandı. 

2016’da, El Kaide’den ayrıldığını  duyuran Colani, bağımsızlığını ilan ediyor ve artık hiçbir dış güçle bağlantısının kalmadığını söylüyordu. 2017’de, İdlib’te « Heyet Tahrir El-Şam » adında bir koalisyon kurdu. İŞİD ve El Kaide militanları ve rakip gruplarla savaşarak İdlib’in kontrolünü tamamen ele geçirdi. Ve böylelikle HTŞ, kendi bölgesinde sağlık, eğitim ve altyapı gibi hizmetler sunan tek otorite oldu. 

2021’de Colani, ilk kez Batı basınında yer aldı. Amerika’nın PBS kanalına verdiği röportajda Colani, değiştiğini anlatarak, küresel cihattan uzaklaştığını söylüyordu. 

Ve dokuz yılın ardından Halep kalesinin önünde muhalifleri selamlayan Colani’nin takiyye yapıp yapmadığını zaman gösterecek. Lakin, Suriye’yi şeriat kanunu ile yöneteceğini söyleyen bir anlayıştan ne kadar demokratik bir yönetim anlayışı beklenebilir ? Çiçeği burnunda HTŞ yönetiminin, henüz cicim aylarında olduğunu kesinlikle unutmamak gerek. Amerika, İngiltere ve NATO tarafından da Colani’ye bölgede « ılımlı islam gömleği » ile bir siyaset biçildiği görünüyor şimdilerde. 

Unutmamamız gereken bir diğer nokta ise, tüm tarihsel deneyimler bize gösteriyor ki, “ılımlı İslam gömleğinin” astarında selefist ve radikal İslam anlayışı saklıdır.

Bunca belirsizliğin ortasında, zaman, tarih ve siyaset nasıl bir yol izleyecek Suriye’de ? Hep birlikte izleyip, göreceğiz.

Arzu TORUN
Latest posts by Arzu TORUN (see all)