Gençlerin Yalnızlığı: Dijital bağımlığının kara gölgesi altında

Dünya genelinde gençlerin yalnızlık sorunu giderek artıyor. Sosyal medya aracılığıyla bağlantılı görünen gençler, aslında gerçek hayatta yalnızlık hissediyor. Bu durum hem sağlık hem de demokrasi açısından risk oluşturuyor.

Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre, gençlerin yalnızlık oranı pandemi döneminde yüzde 50’ye yaklaştı. Bu oran, hiçbir yaş grubunda olmadığı kadar yüksek. 16-18 yaş arası gençlerin günde ortalama üç saat internet kullanması, dijital bağlantının yalnızlığı önlemediğini gösteriyor.

Gençlerin yalnızlığı, dijital bağımlılık, sosyal beceri eksikliği, akran baskısı, sosyal medya kaynaklı depresyon ve anksiyete gibi faktörlerle ilişkili. Bir çok uzaman, dijital bağımlılığın yalnızlığın sebeplerinden biri olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, gençlerde sosyal izolasyon ve psikolojik izolasyonun çok fazla olduğunu söylüyor.

Yalnızlık, gençlerin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkiliyor. Yalnızlık, kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflığı, uyku bozuklukları, depresyon, anksiyete, şizofreni, Alzheimer, intihar eğilimi gibi rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Ayrıca, yalnızlık, gençlerin eğitim, iş, aile ve toplum hayatında başarısız olmalarına, sosyal uyum ve katılım eksikliği yaşamalarına, aşırı ve radikal gruplara yönelmelerine, şiddet ve suç eğilimlerinin artmasına yol açabiliyor. Progressives Zentrum düşünce kuruluşunun araştırmasına göre, yalnız gençler daha fazla siyasi şiddete ve aşırıcılığa açık oluyor.

Gençlerin yalnızlığını önlemek ve azaltmak için, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çözümler üretilmesi gerekiyor. Bireysel düzeyde, gençlerin dijital bağımlılıktan kurtulmaları, dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmeleri, sosyal medyayı doğru ve sağlıklı bir şekilde kullanmaları, gerçek hayatta sosyal ilişkiler kurmaları, hobiler edinmeleri, gönüllü faaliyetlere katılmaları, kendilerine güvenmeleri, kendilerini sevmeleri ve kabul etmeleri gibi davranış değişiklikleri yapmaları öneriliyor. Toplumsal düzeyde ise, ailelerin, eğitimcilerin, sağlık çalışanlarının, medya kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin, devlet kurumlarının, gençlerin yalnızlığına karşı duyarlı ve sorumlu olmaları, gençlerin ihtiyaçlarını anlamaları, gençlerle iletişim kurmaları, gençlere destek olmaları, gençlere fırsat ve imkan sunmaları, gençleri güçlendirmeleri ve motive etmeleri isteniyor.

Dijital Bağlantı, Yalnızlığı Arttırıyor

Gençlerin yalnızlığının en önemli nedenlerinden biri, dijital bağlantının yaygınlaşmasıdır. Sosyal medya ve akıllı telefon kullanımı, gençleri gerçek hayattan uzaklaştırarak yalnızlaşmalarına neden oluyor.

ABD’de yapılmış bir araştırmalarda, okullarda akıllı telefon erişimi ve internet kullanımı yüksek olan yerlerde, yalnızlık oranının da yüksek olduğu ortaya çıkmış. 2012 yılından sonra altı yıl içinde, yalnızlık oranları dramatik bir şekilde artmış. Avrupa, Latin Amerika ve İngilizce konuşan ülkelerde yaklaşık iki katına çıkmış, Doğu Asya ülkelerinde ise yüzde 50 artmış. Araştırmanın yazarları bu nedenle, okullarda akıllı telefonların yasaklanmasını öneriyorlar.

Bu çalışmanın sonuçları, dijital bağlantının gençlerin yalnızlığını artıran önemli bir faktör olduğunu gösteriyor. Gençlerin gerçek hayatta sosyal ilişkiler kurmaları için, dijital bağlantıyı değil, gerçek bağlantıyı tercih etmeleri gerekiyor.

Gençlerin yalnızlığına karşı mücadele etmek için dijital bağlantıyı değil, gerçek bağlantıyı tercih etmesi gerekmektedir. Gençlerin toplumsal sorunlarla ilgilenmesinden, politikayla ilgilenmesinden korkanların gençleri çektiği bu karanlık dehliz toplumsal başka sorunları üretme potansiyeli ile karşımıza çıkmış bulunuyor…

NHY/ Eda Kaya