Birleşmiş Milletler’in (BM) ev sahipliğinde, dünya genelinden çevre koruma örgütleri ve plastik endüstrisi temsilcileri de dahil olmak üzere birçok ülke ve karar alıcı, plastik kirliliğine çözüm önerilerini görüşmek üzere bir araya geldi.
“INC3” olarak adlandırılan müzakerelerin üçüncü turu, Kenya’nın başkenti Nairobi’de düzenlendi. Müzakereler vasıtasıyla, dünyanın, plastik kirliliğini kontrol altına almayı hedefleyen ilk küresel ölçekte bağlayıcı anlaşmaya varılmasıhedefleniyor.
Bu önemli toplantıda neler konuşuldu, hangi öneriler gündeme geldi ve hangi ülkeler hangi tutumu sergiledi? Bu yazıda, plastik kirliliği sorununa küresel bir çözüm bulma çabalarını yakından inceleyeceğiz.
Fikir birliği yok
Katılımcılar, 500’ü aşkın önerinin sunulduğu bir hafta boyunca müzakerelerde bulundu. Yapılan önerilerin bazılarının olumlu yönde ilerlemeye işaret ettiğini söyleyen katılımcılar mevcut olsa da, herkes aynı fikirde değil.
Çevre koruma kuruluşu Greenpeace, fiiliyatta başarılı olacak bir anlaşmanın, ancak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) buna öncülük ettiği takdirde hayata geçebileceğini savundu. Greenpeace delegasyonunun şefi Graham Forbes, “Acı gerçek, INC3’ün temel amacına ulaşamadığıdır. İmzalanacak anlaşmanın bir taslak metninin hazırlanması gerekirdi” diye konuştu. Yapılan önerilerin çokluğuna atfen Forbes, “Bu ilerleme değildir, bu kaostur” dedi.
Plastik endüstrisinin yanı sıra petrol ve petrokimyasal ihracatçıları Rusya ve Suudi Arabistan, küresel düzeyde varılacak bir anlaşmanın, plastiğin yeniden dönüştürülerek yeniden kullanılmasını teşvik etmesi gerektiğini savunuyor.
Çevre koruma aktivistleri ve bazı hükümetlerse, anlaşmanın, daha az plastik üretilmesini teşvik etmesi gerektiği görüşünde. Plastik üretiminin sınırlandırılması gerektiği görüşünü dile getirenler arasında AB ve Kanada da bulunuyor.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinden oluşan Uluslararası Kirleticileri Ortadan Kaldırma Ağı (IPEN) ise yapılan önerilerin, Nairobi’deki görüşmelerin ne kadar iyi geçtiğine işaret ettiğini belirtti. En çok desteklenen önerilerin İsviçre ve Uruguay’dan geldiğini kaydeden IPEN, söz konusu önerilerde çevreye zararlı polimer ve kimyasalların azaltılmasının yanı sıra plastik atıkların yönetimi ve izlenmesine de vurgu yapıldığını aktardı.
Plastik kirliliği sorunu nasıl çözülür?
Plastik kirliliği sorunu, hem çevresel hem de sosyal açılardan ciddi bir tehdit oluşturuyor. Plastik atıkların büyük bir kısmı doğaya karışarak denizlerdeki canlılara zarar veriyor, iklim değişikliğine katkıda bulunuyor ve insan sağlığına olumsuz etkiler yapıyor. Plastik kirliliğinin önlenmesi için, hem üretim hem de tüketim aşamalarında radikal değişiklikler yapılması gerekiyor.
Bazı uzmanlar, plastik kirliliğine karşı küresel bir anlaşmanın, Paris İklim Anlaşması’na benzer bir etki yaratabileceğini düşünüyor. Ancak bu anlaşmanın, sadece plastik atıkların yönetimini değil, aynı zamanda plastik üretimini ve tüketimini de azaltmayı hedeflemesi gerektiğini vurguluyorlar. Ayrıca, bu anlaşmanın, plastik kirliliğinin neden olduğu çevresel adaletsizlikleri de gidermesi gerektiğini belirtiyorlar.
Plastik kirliliği sorununa küresel bir çözüm bulmak için, tüm paydaşların işbirliği yapması ve ortak bir vizyon geliştirmesi şart. Bu konuda, BM’nin rolü büyük önem taşıyor. BM’nin, plastik kirliliğiyle mücadele için bağlayıcı bir anlaşma taslağı hazırlaması ve bunu 2022 yılında yapılacak dördüncü tur müzakerelerde sunması bekleniyor. Bu süreçte, hem çevre koruma örgütleri hem de plastik endüstrisi temsilcileri, kendi görüşlerini ve taleplerini dile getirmeye devam edecek.
- Cumartesi Anneleri: 1016. Haftada Cemil Kırbayır’ın Akıbeti - 15 Eylül 2024
- İran’da Kadınların Zorunlu Örtünmeye Karşı Mücadelesi Sürüyor - 14 Eylül 2024
- CHP, TBMM’de “Çocuk Hakkı İzleme Komisyonu” Kurulmasını Teklif Etti - 14 Eylül 2024