Diyarbakır’da Yoksulların Zor Dönemi: Ekonomik Krizin Gerçekleri

Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz, yükselen enflasyon ve hayat pahalılığı yoksullar için büyük bir zorluk haline dönüşmüştür. Diyarbakır’daki semt pazarlarında çürük ve ezilmiş sebzeye olan talep, bu krizinin boyutlarını gözler önüne seriyor. İnsanların artık normal fiyatlarla temel ihtiyaçlarını karşılaması neredeyse imkansız hale geliyor.

Pazar esnafı Abdulkadir Taş’ın belirttiği gibi, “Vatandaş 40 liraya salatalık alamıyor. Çöplerde birikenleri 15 liraya alıyorlar.” Bu, krizin insanlar üzerindeki olumsuz etkisini net bir şekilde gösteriyor. Yüksek fiyatlar nedeniyle sadece bakıp geçenlerin sayısı her geçen gün artarken, esnaf da bu durumdan rahatsız. Mehmet Yılmaz, “Bir kilo elmayı 55 liraya vermek benim vicdanımı rahatsız ediyor,” diyerek durumdan duyduğu sıkıntıyı ifade ediyor.

Yoksulluğun Ve Çaresizliğin Artan Etkisi

Yoksulluktan dolayı alışveriş yapamayanlar arasında bulunan Hatice Aktaş, “Fiyatlar parası olana güzeldir, parayı bulamayana hiç de güzel değil,” sözleriyle durumu özetliyor. Ekonomik kriz dolayısıyla alım gücü büyük oranda erimiş durumda. Ramazan Kocakaya ise, “Paranın kıymeti kalmadı, insanların alım gücü tümüyle yok oldu,” diyerek günlük yaşamın zorluklarını dile getiriyor.

Diyarbakır’daki semt pazarlarında yaşanan bu manzara, yoksul kesimin günlük yaşamda ne denli etkilendiğinin açık bir örneğidir. Alım gücünün düşmesi, özellikle temel gıda fiyatlarının düşürülmesi ve yoksullara destek sağlanmasının önemini her zamankinden daha fazla vurguluyor.