DEM Parti’nin İçişleri Bakanlığı önündeki protestosu, Türkiye’de uzun süredir tartışmalı olan kayyum atamaları konusunu yeniden gündeme taşıdı. DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Koçyiğit ve Sezai Temelli’nin yanı sıra birçok partili milletvekilinin katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasında, kayyum politikalarının halkın iradesine darbe vurduğu vurgulandı. Koçyiğit, “Barışın yolu kayyumdan geçmez, darbelerden asla geçmez,” diyerek kayyum rejiminin barış ortamını zehirlediğini belirtti.
DEM Parti temsilcilerinin eleştirileri, kayyum atamalarının demokratik değerleri baltaladığı ve Türkiye genelinde toplumsal bir tehdit haline geldiği yönünde oldu. Koçyiğit, AK Parti hükümetinin 2015’ten itibaren halkın seçme ve seçilme hakkını hiçe sayarak OHAL ve KHK gibi araçlarla demokrasiyi zedelediğini ifade etti. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra birçok belediyede seçilmiş başkanların yerine kayyum atanması, hükümetin demokrasi ve hukukun üstünlüğü söylemlerine ters düştüğü eleştirilerine yol açtı.
Koçyiğit’in konuşmasında, Türkiye’nin dört bir yanında “kardeşlik ve demokrasi köprüleri” kurma vurgusu ön plana çıktı. Demokratik bir cumhuriyeti AK Parti’ye rağmen inşa edeceklerini ifade eden Koçyiğit, kayyumların sadece belirli bölgelere değil, tüm Türkiye’deki demokratik sürece zarar verdiğine dikkat çekti. Sezai Temelli de atanmış ve seçilmişler arasında bir gerilim noktasına gelindiğini belirterek, kayyum atamalarının halkın iradesini gasp eden bir sistemin parçası haline geldiğini söyledi.
DEM Parti’nin eleştirilerine göre, kayyum sistemi aynı zamanda yolsuzlukları örtbas etmenin bir aracı olarak kullanılıyor. Temelli, 2016’dan beri uygulanan kayyumların yolsuzluk ve gasp eylemlerinin ortada olduğunu iddia ederken, hükümetin bu suçlara karşı soruşturma başlatmak yerine kayyum atamaları ile sistemi sürdürdüğünü ifade etti.
Protesto, kayyum politikalarının yalnızca Kürt bölgeleriyle sınırlı kalmadığını, Esenyurt Belediyesi örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin farklı bölgelerine de yayıldığını öne sürdü. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla tutuklanmasının ardından yerine kayyum atanması, kayyum politikalarının genişleyebileceği endişesini artırıyor.