Çorum-80’i Hatırlamak ve Hatırlatmak!!! 

12 Eylül-80 öncesi süreçte, emperyalizm uşağı faşist güçlerin giriştiği toplu katliamlardan biride Çorum’da yaşandı. Yaşatıldı.

Ancak, Çorum’daki olaylar iki aşamalı olarak gerçekleştirildi:

Birinci aşaması; Gün Sazak’ın öldürülmesi üzerine, Mhp’li faşistlerin birkaç gün boyunca estirdikleri terördür. Bu, aniden ve faşist güçlerin yeterince organize olmadığı bir aşamada olduğu için, az hasarla atlatılmıştı.

İkinci aşaması ise; daha organize, daha örgütlü ve büyük bir hazırlıktan sonra, ortaya atılan bir yalan propagandalı tahrikle olaylar katliam boyutuna vardırılmıştır.

Birinci aşama, 29 Mayıstan itibaren sonrası günleri de kapsayan bir süreçte yaşanmıştır. İkinci aşama ise; 30 Haziranda başlar ve 4 Temmuz günü en üst boyuta vardırılır. “Camii bombalandı” yalanı ile Sünni kökenli insanlar tahrik edilerek ortaya bırakılmışlardı. Bu olaylarda 50’nin üstünde insan hunharca, bu tahrik edilmiş ve organize edilmiş dinci-faşist ve gerici güçlerce katledilmişlerdi.

Ancak, o tarihten sonra, unutturulmaya bırakılan, hatırlatılmak istenmeyen Çorum katliamı yıldönümü tarihlerinde, üstüne birde festivaller yapılmaya başlandı. Daha iyi unutturmak ve küllemek için….

Fakat biz 2006 Temmuz’undan beri bu katliamı hatırlatmak, olayın faillerini kınamak, provokatörleri teşhir etmek için ve külleme gayretlerini boşa çıkarmak için İki temmuz sitemizde yazmaya, anımsatmaya, o olayların unutulmuş dirençli, mücadeleci gizli kahramanlarını küllerinden diriltmek için bir çaba içine girdik.

Bu çabamızı her yıl tekrar ettik. Festival tarihinin değiştirilmesi çağrısı, festivale katılan ilerici sanatçılara, bu suça ortak olmamaları çağrısında bulunduk. Bu çabalarımız, 2008 yılı 28 Haziran’ında, Aydınların imzalı çağrısı şeklinde hem sitemizde, hem de sitemiz çizgisine yakın onlarca sitede aynı gün yayınlanması bir ses getirdi.

Bu çağrımızı takiben: Çorum olaylarının mağduru, tanığı ve mağdurlarının Avukatlığını yapan sayın Sadık ERAL’ın 8 Temmuz 2008 tarihli Evrensel gazetesinin kent sayfalarındaki yazılı çağrısı geldi. Bu çağrıyı bir yerel gazetenin de yayınlaması, olayın önemini daha da artırdı. Sayın ERAL; “4 temmuz tarihini, Çorum’da emperyalizme karşı barış ve dayanışma günü ilan edip, Milönünden Yazıçarşıya barış zinciri oluşturalım.” çağrısı oldu.

İşte bu çabalar, 2009 yılı, Çorum Hitit Fuar ve Festival tarihi Temmuzun ilk haftasında değil de 8-12 Temmuz tarihlerine kaydırıldı. Bu kaydırma, Çorum olayları tarihi yıldönümü tarihinden ayırmış oldu. Bununla bir nebze olsun rahatladık. Ancak 4 Temmuz tarihinde yalnız emperyalizme karşı değil, faşizme ve her türden gericiliğe karşı olanların da içinde yer aldığı bir barış, kardeşlik ve dayanışma zinciri oluşturmalıyız. Bunun oluşturulması için ısrarlı olunmalıdır.

Ancak Çorum-80’i unutturmaya çalışanlar ve hatırlanmasını istemeyenler sadece gericiler ve egemenler değiller. Geçmişte Sosyalistlerin ve Devrimcilerin en örgütlü oldukları Çorum’da bu gün Sol, Sosyalist parti ve çevreler de hatırlatma çabası içine girmeyenler grubuna girmektedirler. O günü yaşamış aydınlarda var. Ancak bu gerici-faşist kalkışma ve bu kalkışmanın yarattığı kıyımı unutturmaya çalışanlara karşı, ANMAK ve ANIMSATMAK için hiçbir çaba içine girmemişlerdir hala…

Partiler, Sendikalar ve çeşitli kitle örgütlerinin bu konudaki sessizliklerini anlamakta güçlük çekiyoruz. 2 Temmuz’da Sivas anmasını gerçekleştiren Çorumlular, Çorum katliamını lanetlemek ve şehitlerini anmak için kıllarını dahi kıpırdatmıyorlar.

Diğer acı bir gerçekte, 2008’de Tokat’taki bir yöre derneğinin 29 Mayıs tarihinde Çorum katliamını kınama açıklamasını, bu yıl da Çorum’da Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı ile KESK dönem sözcüsünün birlikte yine 29 Mayıs’ta Çorum-80 katliamını kınayan basın açıklaması girişimidir.

Zaten egemenlerin derdi de 29 Mayıs tarihi değil. 4 Temmuz tarihinin hatırlatılması korkusudur. Çünkü, resmi ve sivil faşist güçlerin organize edilmiş saldırıları ve hedefledikleri boyuta ulaşamadan, Çorumlu devrimcilerin barikatlarla ve ciddi bir karşı koyuşla direnmesi, Reformist ve Revizyonistlerin etkisizleştirme girişimlerine rağmen, kararlıca direnişleri ve dirençleri, egemenlerin birçok hevesini kursaklarında bıraktığı için. Bunun anılması, hatırlanması ve hatırlatılması istenmiyor. Çünkü, o tarih direnişin, direncin ve devrimci kararlılığın açığa çıktığı bir tarihtir. o tarihi bir kazanım ve başarı simgesidir.

4 Temmuz tarihi değil de 29 Mayıs tarihi için basın açıklaması ile yetinilmesi Oportinüstçe bir tutumdur. Buna rağmen bu açıklama girişimleri de bir ileri adımdır. Ancak bunların bu açıklamalarına rağmen, ilde örgütlü bulunan EMEP, ÖDP, TKP ve diğer siyasal grupların bu konuda bugüne kadar hiçbir etkinliğin içine girmemiş olmaları da ayrı bir eleştiri konusu bir tutumdur. Akla şöyle bir soru takılıyor. Yoksa bu çevrelerde mi hatırlamak ve anmak istemiyorlar?

Çorum 80 katliamı, tüm yönleriyle açığa çıkarılması ve bu olaya karışan resmi ve sivil faşist güçlerin tespit edilmişlerinin yargılanması, olaya seyirci kalan devlet yetkililerinin de Çorum halkından özür dilemesi gerekmektedir. Organize edilmiş güçlere müdahale etmeyen, yolları tutan faşist katillere dokunmayan kolluk güçlerinin bu zaafiyeti mahkum edilmelidir.

Barış ve kardeşliğin tesisi; karanlıkta hiçbir şeyin kalmaması ile mümkündür. Geçmişin suçluları yargılanıp mahkum edilmeden insanların kendini güvende hissetmesi mümkün olamaz. Buda, suçların ve suçluların açığa çıkarılıp gerekli takibata uğratılması ile mümkün olur. Bunun olması da, devrimcilerin ve sol sosyalistlerin kararlı bir duruş sergilemesi, hiçbir şeyin küllendirilmesine müsaade etmemesi ile mümkün olur. Çorum’un hatırlatılması da ve hatırlanması da bunun için çok önemlidir. UNUTMAYALIM… 

(11.06.2009-2temmuz.com sitesinde yayınlandı.)