KESK, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun Zam Kararını Danıştay’a Taşıdı: “Yoksulluk Yaratmak Hukuka Aykırıdır”

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 2026–2027 dönemine ilişkin ücret artışlarını belirleyen Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararını yargıya taşıdı. KESK, “yoksulluk sınırının altındaki ücretlerin” kamu çalışanlarının onurlu bir yaşam hakkını ihlal ettiğini belirterek, Danıştay’da iptal davası açtı.

“Yandaş Konfederasyonun Yol Vermesiyle Hukuksuz Bir Süreç İşledi”

KESK’ten yapılan açıklamada, 8. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinin 19 Ağustos 2025’te sonuçsuz kalmasının ardından, sürecin “yandaş konfederasyonun yol vermesiyle” Hakem Kurulu’na taşındığı hatırlatıldı.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca karar yetkisini kullanan kurulun bileşiminde hükümet tarafından atanan üyelerin çoğunlukta olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Hakem Kurulu’nun belirlediği zam oranları, kamu emekçilerini ve emeklileri yoksulluk ve sefalet sınırında yaşamaya mahkûm etmiştir. Bu karar, sermaye yanlısı ve emek karşıtı politikaların devamıdır.”

KESK, hukuksal mücadelenin yanı sıra fiili ve meşru direnişin de süreceğini vurguladı.

Danıştay’a Sunulan Dava Dilekçesi: “Yoksulluk Ücreti Hukuka Aykırıdır”

KESK’in Danıştay’a sunduğu dava dilekçesinde, 27 Ağustos 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın 4. maddesinin 1, 2, 3 ve 4. fıkralarının iptali istendi.

Dilekçede, ücretlerin belirlenmesinde kullanılan katsayı ve oranların “anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış adil yaşam hakkına aykırı olduğu” belirtildi.

KESK, ortalama memur maaşlarının son yıllarda büyük ölçüde eridiğine dikkat çekerek şu çarpıcı örneği paylaştı:

“Haziran 2015’te bir memur maaşıyla 24 çeyrek altın alınabilirken, Haziran 2025 itibarıyla ancak 7 çeyrek altın alınabiliyor.”

“Devletin Görevi Onurlu Bir Yaşamı Güvenceye Almaktır”

Dava dilekçesinde, Anayasa’nın 2. ve 55. maddelerine, ayrıca Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sözleşmelerine atıf yapılarak devletin çalışanlara “onurlu bir yaşam” sunma yükümlülüğü hatırlatıldı.

KESK’in hukuk ekibi, yoksulluk sınırının altında kalan maaşların yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda hukuksal bir ihlal olduğunu vurguladı:

“Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş ilkeler, devletin çalışanlarına kendisini geliştirebileceği bir yaşam sunmasını zorunlu kılar. Bu düzenleme açıkça hukuka aykırıdır, iptali gerekir.”

KESK’in Davası, Büyüyen Sosyal Adaletsizliğin Fotoğrafı

KESK’in Danıştay’a taşıdığı dava, Türkiye’de kamuda ücret adaletsizliği ve sosyal refahın erozyona uğramasının sembolü haline geldi.
Uzmanlara göre, Hakem Kurulu’nun kararları yalnızca ücret politikalarının değil, sendikal temsiliyetin niteliğini de tartışmalı hale getiriyor.

Sürecin yargı aşamasına taşınması, Türkiye’de kamu çalışanlarının ekonomik haklarıyla birlikte demokratik sendikal mücadelenin de geleceğini belirleyecek kritik bir eşik olarak görülüyor.


  • NHY / KESK Basın Açıklaması, 23 Ekim 2025, Danıştay Başvuru Dilekçesi (KESK, 2025)