CHP’li vekiller hak ihlallerini sıraladı: Zulmün temelindesiniz

Adalet Bakanlığı bütçesinde konuşan CHP milletvekilleri Aysel Tuğluk, Emine Şenyaşar ve cezaevlerindeki ihlallere dikkat çekerek, “Zulmün temelindesiniz” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Adalet Bakanlığı bütçesine dair Halkların Demokratik Partisi (HDP) yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi’nden de (CHP) sert eleştiriler geldi. Bütçeyi fotoğraflarla anlatacağını kaydeden Abdurrahman Tutdere, Urfa Adliyesi’nde “Adalet Nöbeti” tutan Emine Şenyaşar’ın fotoğrafını gösterdi. Tutdere, “Bu gördüğünüz anne Emine Şenyaşar. 14 Haziran 2018 tarihinde Suruç Devlet Hastanesinde, devletin kurumunda kameraların önünde eşini ve 2 çocuğunu vahşi bir cinayete kurban veren gözü yaşlı bir anne. Sayın Bakan, bu anne, olayın üzerinden üç buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen bu olayla ilgili dava açılmadığı için, adalet talebi gerçekleşmediği için tam 287 gündür Urfa Adliyesinin önünde adalet nöbeti bekliyor. Bu annenin adalet talebinin mutlaka karşılanması lazım” dedi.

‘EMİNE ANNE SİZDEN ADALET BEKLİYOR’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Şenyaşar’ları ziyaret ettiğini hatırlatan Tutdere, “Sayın Bakan, Emine anne sizden adalet istiyor, sayın bakanlar sizden adalet istiyor, sayın milletvekilleri sizden adalet istiyor. Emine anne şunu söylüyor: ‘Beni bu yükten kurtarın’ diyor. Gözyaşlarını akıttığı için artık, gözlerinde yüzde 80 görme kaybı oluşmuş. Sayın Bakan, bu dosya Türkiye’nin ayıbıdır. Bu soruşturmanın bir an evvel açılması, faillerin, siyasi kimliklerine bakılmaksızın, siyasi nüfuzlarına bakılmaksızın adaletin önüne çıkarılıp hesap sorulması gerekiyor, millet sizden bunu bekliyor” diye konuştu.

CEZAEVLERİ

Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan ihlallere de değinen Tutdere, “Mahkûmların kuduz salgınıyla karşı karşıya oldukları ve bu konuda tedbir alınmadığı söylendi. Sizleri bu konuda da duyarlı olmaya davet ediyoruz. Türkiye’de hukukun çivisi çıkmış durumda” dedi.

CHP Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ali Haydar Hakverdi’de cezaevlerindeki sorunları 6 temel başlıkla anlattı. Hakverdi, “Bunlardan başlıcaları: Sağlık, beslenme, dilekçe hakkı, sevkler, eğitime ulaşma, kitap ve hepsiyle birlikte memurların özlük hakları. Kısaca açıklamak isterim: Öncelikle Adalet Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan Protokolün 5’inci maddesi gereğince cezaevlerinde personel ve mahkûm dâhil binin üzerinde kişi sayısına göre haftanın beş tam günü sadece 1 aile hekimi, 500 ile bin arasında ise haftanın beş yarım günü 1 aile hekimi, 500’ün altında ise de haftanın iki günü yarım gün 1 aile hekimi bulunuyor. Mahkûm sayısı fazla, cezaevi koşulları kötü, bu sebeple bu sayınının mutlaka ama mutlaka artırılması, bu Protokol’ün de yenilenmesi gerekiyor; sayının en az 2 katı olması lazım” şeklinde konuştu.

KELEPÇELİ MUAYENE

Kelepçeli muayenede dikkat çeken Hakverdi, “Mahkûm hastaneye gidiyor ama orada kelepçesinin açılması için doktordan yazılı kâğıt isteniyor. Doktor niye bu yazılı kâğıdı versin, niye bu yük doktorun üstünde kalsın? Bu sorumluluğu almıyor. Kesinlikle ama kesinlikle mahkûm kelepçesiz muayene edilmelidir. Mahkûmların günlük iaşe bedeli ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar? 11,5 lira ya, 11,5 lira. Şimdi, bugün enflasyon yüzde 60 olmuş, siz kabul edin, etmeyin; TÜİK yüzde 21 demiş siz bugün mahkûma 11,5 lira iaşe bedeli olarak ödeme yaparsanız, bu demektir ki: Mahkûm acından ölsün” ifadelerini kullandı.

‘DİLEKÇE HAKKI’

Dilekçe hakkına yönelikte ihlaller olduğunu dile getiren Hakverdi, şunları söyledi: “Mahkûm dilekçeyi veriyor, akıbetinden haberdar olamıyor, kendisine dönüşler yapılamıyor. Şimdi, şöyle bir hususu yaşadık: Ben üç yıl önce İnsan Hakları Komisyonu üyeliğine başladım, üç yıl sonra tarafıma bir Anayasa Mahkemesi kararı ve bir dilekçe örneği geldi. Cezaevindeki bir mahkûm, Komisyon üyesi AKP’li milletvekiline aynı mektubu yazmış, ona ulaşmış ama bana ulaşmamış, cezaevi yönetimi engellemiş. Gerekçe de cezaevini kötülüyor. Ya, cezaevindeki bir durumu bana aktarması hak değil ama AKP’li vekile aktarması hak. Bunu ne zaman öğrendim? Tam üç yıl Anayasa Mahkemesi kararıyla beraber dilekçe geldi, ben bunu öğrendim. Bu keyfiyetinde mutlaka ama mutlaka önüne geçilmeli.

CEZAEVLERİ SEVKLERİ

Bir diğer sorun, büyük sorun sevkler. Tamam, biz kabul ederiz şunu: Yani mahkûm istediği cezaevini seçemez ama mahkûmun ailesine yakın bir cezaevinde hapsedilmesi gerekir. Devletin aile birliğini ve bütünlüğünü koruyucu önlemler alması gerekir, bu devletin sorumluluğunda. Mesela, en son, Komisyonla beraber Afyon Cezaevindeydik. Ya, bir mahkûm bana ‘Ben ailemden çok uzakta kalıyorum; annem yaşlı ve beş yıldır onu görmüyorum, beş yıldır gelemiyor’ dedi. Bunların tamamı insan haklarına aykırı uygulamalardır ve bunlara son verilmeli, mahkûm sevklerinin önü tamamen açılmalı, bir engel konmamalıdır.

KUVVETLER AYRILIĞI

CHP Milletvekili Rafet Zeybek de yargının bağımlı olmasına değindi. Zeybek, “Demokratik devletin temeli nedir? Kuvvetler ayrılığıdır. Yasama, yürütme, yargı; bunların ayrı ayrı güçlendirilmesi gerekirken biz birleştirip tek güçte topluyoruz. Böyle bir ülkede demokrasiyi, hukuku, ekonomiyi ayakta tutmak mümkün mü?” diye sordu.

‘HANGİ BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ YARGI?’

“Yasama, yürütmenin idaresi dışında hiçbir işlem yapamıyorsa ve sadece el kaldırıp indiriyorsa o Meclis vesayet altındadır” diyen Zeybek, “Vesayet altında bir Meclis bu ülkenin sorunlarını çözemez. Eğer devletin temeli adaletse, adaletin temeli de bağımsız yargı ve bu bağımsız yargının en önemli ayağı hiç şüphesiz ki Hâkimler ve Savcılar Kuruludur. Eğer Hâkimler ve Savcılar Kurulu herhangi bir yerden -nereden olursa olsun- talimat alıyorsa, o talimata göre soruşturma göre yapıyorsa, o talimata göre karar veriyorsa orada yargı bağımsız falan değildir. Bir ülkede Anayasa Mahkemesini tanımayan mahkemeler varsa o ülkede kimse bana adaletten, bağımsız yargıdan, hukuktan bahsetmesin. Bir ülkede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayan bir mahkeme varsa o ülkede yargı bağımsız olmaz ve bu bir sorun. O sorunun gerçekleri görülmeden bu çözülmez, onu göreceksiniz, o teşhisi koyacaksınız. Hâlâ ‘bağımsız ve tarafsız yargı’ diyorsunuz. Hangi bağımsız ve tarafsız yargı?” ifadelerini kullandı.

‘ERDOĞAN’A SÖYLEYİN AİHM İLE AB AYRI’

CHP Milletvekili Turan Aydoğan da AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararlarına yönelik açıklamalarını eleştirdi. Turan, “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Avrupa Konseyiyle alakalı olan bir kuruma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Avrupa Birliğinin kurumu gibi davranıyor, diyor ki: ‘Avrupa Birliğinin kararları bizi bağlamaz.’ Anladık, Avrupa Birliğini bir ara çok seviyordunuz, şimdi, kötü giden işlere bir nefret abidesi yaratmanız lazım ama Sayın Cumhurbaşkanına söyleyin Sayın Bakanım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Avrupa Konseyiyle alakalı bir mahkemedir, Avrupa Birliğiyle bir alakası yoktur ve kurucu üyesi olduğumuz bir yerdir. Yapmadığınız, etmediğiniz işlerden dolayı da kimseye sorumluluk çıkarmaya kalkmayın” dedi.

‘ZULMÜN TEMELİNDESİNİZ’

Şenyaşar ailesinin “Adalet Nöbeti”ni de hatırlatan Aydoğan, şöyle devam etti: “Böyle bir dünyada, Urfa’da Şenyaşar ailesine yaşatılan da KHK’lilere yaşatılanlar da Türkiye’nin her yerindeki hukuksuzluk… Mesela, Ali Haydar Hakverdi Vekilimizle beraber Kocaeli’nde eski bir parlamenteri ziyaret ettik; demans hastası, alzaymır, kendini idare edemiyor ve hâlâ içeride yatıyor: Aysel Tuğluk. ‘Bir kavme duymuş olduğunuz kin, sizi zulme neden olan o hâle getirmesin’ diyor Maide suremiz. Ya, bu nasıl bir şeydir ya, bu nasıl bir şeydir? Siz bugüne kadar yaşlı, şu bu, birçok insanın hukuk ihlaliyle kendinize göre ilgilendiniz de orayı mı görmezden geliyorsunuz? Evet, hukuksuzluğun had safhada olduğu bir ülkede, adaletten bahsetmeyi kendime yediremiyorum artık. Sadece şunu söyleyeceğim: Zulmün temelindesiniz, sizi göndereceğiz. AKP sıraları, size söylüyorum: ‘Zulmün olduğu yerde tarafsız kalmak namussuzluktur’ diyor rahmetli Cemil Meriç. Ben bunu kendime referans olarak alıyorum, herkese tavsiye ederim. Hiç kimse zulmü sineye çekmesin çünkü vicdan mahkemesi çok geniştir, yeri geldiğinde herkes o mahkemenin önünde başı dik durmak zorundadır.”

Genel Kurul AKP milletvekillerinin konuşmalarıyla devam ediyor.