Almanya’nın Türkiye’ye Gözaltı Eleştirisi: Demokrasi ve Hukuk Devleti Endişeleri

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk ve ihale usulsüzlüğü iddialarıyla yürütülen soruşturma kapsamında aralarında eski Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu 157 kişi hakkında gözaltı kararı alınmasına Almanya’dan tepki geldi. Alman Dışişleri Bakanlığı, söz konusu operasyonların Türkiye’de hukuk devleti ve demokrasinin işleyişine dair endişeleri artırdığı değerlendirmesinde bulundu.

Berlin’de Çarşamba günü düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Bu tür gözaltı uygulamaları, Türkiye’de hukuk devleti ve yargı bağımsızlığına ilişkin kaygılarımızı derinleştiriyor” ifadelerini kullandı.

“Hukukun Üstünlüğü Şeffaflıkla Tesis Edilmeli”

Alman hükümeti, Türkiye’de son dönemde ana muhalefet partisine yönelik artan yargı baskılarının, siyasi saiklerle yönlendirildiğine dair uluslararası kamuoyundaki algının güçlendiğine işaret etti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, gözaltı kararlarının ve suçlamaların hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda, şeffaf ve hızlı biçimde açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurguladı.

Berlin’in açıklamalarında, 130 kişinin hâlihazırda gözaltında olduğu, toplamda 157 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği ve bunun ana muhalefet partisi CHP’ye yönelik yaygın bir operasyon anlamına geldiği not edildi.

“İmamoğlu’nun Tutuklanmasından 100 Gün Sonra…”

Alman Dışişleri, İzmir operasyonunun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının üzerinden henüz 100 gün geçmişken gerçekleştiğine de dikkat çekti. Bu zamanlamanın, yerel demokrasinin giderek artan biçimde merkezi otorite tarafından baskılandığı yönündeki kaygıları derinleştirdiği belirtildi.

Almanya’nın tepkisi, sadece diplomatik bir eleştiriyle sınırlı kalmadı; Avrupa kurumlarında da eş zamanlı destek açıklamaları geldi.

Avrupa Parlamentosu’ndan Dayanışma Mesajı

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanı Iratxe Garcia Perez ve çok sayıda AP milletvekili, Brüksel’deki AP binası önünde düzenledikleri sembolik eylemle “İmamoğlu’na Özgürlük” yazılı pankart açtı.

Nacho Sanchez Amor, burada yaptığı açıklamada, “Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu’nun çok sayıda üyesi bugün Ekrem İmamoğlu ile dayanışma içinde. Türkiye’de yerel demokrasinin hedef alındığı çok açık. İzmir’de, CHP’nin siyasi kalesinde yapılan gözaltı dalgası da bunun devamıdır” dedi.

Saraçhane’deki Mitingde de Gözaltılar

İzmir merkezli operasyonların hemen öncesinde, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100’üncü günü vesilesiyle İstanbul Saraçhane Meydanı’nda düzenlenen mitingde de polis müdahalesi yaşandı. Mitingde en az 42 kişi gözaltına alındı.

Saraçhane eylemi, İmamoğlu’na destek veren yurttaşlar ve demokratik kitle örgütleri tarafından organize edilmişti. Emniyet güçlerinin sert müdahalesi, insan hakları kuruluşları tarafından da eleştirildi.

Yolsuzluk ve Usulsüzlük Suçlamaları

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, gözaltına alınan isimler hakkında “yolsuzluk, ihale usulsüzlüğü ve kamu zararına dolandırıcılık” suçlamaları yöneltiliyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanlar arasında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve bazı eski belediye yöneticileri yer alıyor.

Savcılık, soruşturmanın “uzun süredir devam eden teknik ve fiziki takipler sonucu olgunlaştığını” iddia ediyor. Ancak operasyonun zamanlaması ve içeriği, muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri tarafından “siyasi operasyon” olarak değerlendiriliyor.

Ankara’dan Sessizlik, Muhalefetten Tepki

Almanya ve Avrupa’dan gelen eleştirilere karşılık Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan henüz resmi bir yanıt gelmedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gözaltılara sert tepki göstererek, sürecin “bir algı operasyonuna ve siyasi gözdağına dönüştürüldüğünü” savundu. Özel, “Hiçbir arkadaşımızın veremeyeceği bir hesap yok. Ancak adalet adı altında yürütülen bu şovun gerçek hedefi, muhalefeti zayıflatmak ve toplumun dikkatini gerçek ekonomik sorunlardan uzaklaştırmaktır” ifadelerini kullandı.

Uluslararası İzleme Çağrısı

İnsan hakları örgütleri, Türkiye’de muhalefet belediyelerine yönelik yargı süreçlerinin tarafsız uluslararası gözlemciler tarafından izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Berlin ve Brüksel’de yapılan açıklamalarda da Türkiye’deki gelişmelerin Avrupa Konseyi, AGİT ve Birleşmiş Milletler nezdinde daha yakından takip edilmesi çağrıları dikkat çekti.

İzmir merkezli gözaltı dalgası, Türkiye’de demokrasinin kırılgan sınırları ve yargının tarafsızlığı konusundaki uluslararası kaygıları yeniden gündeme taşıdı. Almanya ve Avrupa Parlamentosu’ndan gelen açıklamalar, Türkiye’nin Avrupa ile olan demokratik bağlarının sorgulandığı yeni bir sürecin işareti olabilir. Gözaltıların ve yargılamaların nasıl yürütüleceği, Türkiye’nin iç hukuk sisteminin olduğu kadar dış ilişkilerinin de geleceğini belirleyecek.

  • NHY / DW, ANKA, AP