CHP liderine yönelik manşetten yapılan tehdit kamuoyunda infial yarattı
Yeni Akit gazetesi, bugünkü manşetinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i açık bir biçimde hedef aldı. Gazete, “Senin de sonun Silivri olacak” başlığıyla yayımladığı haberle, Özel’e yönelik doğrudan bir tehditte bulundu. Bu söylem, siyasi gerilimlerin yükseldiği bir dönemde ifade özgürlüğü ve basın etiği açısından tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Zeyrek’in Ölümünden Sonra Gelen Gerilim
Gerilim, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in trajik ölümüyle başladı. 6 Haziran’da evindeki havuzun motor sistemini kontrol etmeye çalışırken elektrik akımına kapılan Zeyrek, 9 Haziran’da yoğun bakımda yaşamını yitirmişti. Olayı “çarpıldı” ifadesiyle küçük düşürücü bir dille haberleştiren Yeni Akit, kamuoyunda büyük tepki toplamıştı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 26 Haziran’da yaptığı açıklamada bu haberi ağır sözlerle eleştirerek, “Akit’in yaptığı bu itliğe ceza veremiyorsanız o itliğe ortak oluyorsunuz,” ifadelerini kullanmıştı. Özel’in bu sert çıkışı, basın organlarının nefret söylemi üretmesi ve cezasızlık politikaları üzerine yeni bir tartışma başlatmıştı.
Açık Tehdit: “Senin de Sonun Silivri Olacak”
Yeni Akit gazetesi, bugünkü sayısında bu tartışmaya manşetten yanıt verdi. “Senin de sonun Silivri olacak” başlığını taşıyan yazıda, Özgür Özel’in “önüne geleni tehdit ettiği” öne sürüldü ve “ağzından çıkanı kulağının duymadığı” iddia edildi. Söz konusu manşet, içerikten bağımsız olarak bile açık bir gözdağı ve tehdit olarak okunabilecek bir sertlik taşıyor.
Silivri Cezaevi, uzun yıllardır muhalif gazetecilerin, siyasetçilerin ve akademisyenlerin tutuklu yargılandığı bir sembol haline gelmiş durumda. Bu nedenle, Yeni Akit’in manşeti yalnızca siyasi bir tartışma değil, aynı zamanda basın aracılığıyla doğrudan tehditkâr söylemin kamusallaştırılması anlamına geliyor.
Nefret Söylemi, Cezasızlık ve Medya Etikleri
Yeni Akit, geçmişte de birçok kez nefret söylemi, ayrımcılık ve yalan haber nedeniyle eleştirilmiş ve Basın Konseyi tarafından uyarılmıştı. Ancak bugünkü manşet, eleştirinin ötesinde, yargı tehdidiyle muhalefet liderini susturma niyeti taşıyan, hukuki ve etik sınırların ötesine geçen bir içerik olarak kayıtlara geçti.
Basın özgürlüğü, eleştiri hakkını kapsarken, tehdit içerikli yayınlar doğrudan suç kapsamına girebiliyor. Hukukçular, bu tür söylemlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini, siyasetçilerin yaşam ve güvenlik haklarını tehdit ettiğini belirtiyor.
Siyasi Baskılar ve Medya Yoluyla Tehdit Politikası
Yeni Akit’in manşeti, Türkiye’de medya organlarının siyasi aparat olarak nasıl kullanılabildiğine dair çarpıcı bir örnek teşkil ediyor. Kamu gücünden doğrudan beslenen medya yapılanmaları aracılığıyla muhalefete yönelen bu tehdit dili, demokratik toplumsal düzenin en temel ilkelerini zedeliyor.
CHP cephesinden ve sivil toplumdan gelen ilk tepkilerde, hukuki girişimlerin başlatılması gerektiği vurgulandı. Aynı zamanda, Basın İlan Kurumu ve RTÜK gibi düzenleyici kurumların bu açık tehdide karşı sessiz kalıp kalmayacağı da merak konusu.
- Sevda Karaca’dan LGS ve Eğitimde Eşitsizlik Tepkisi: “Bu Pisliğin Üstünü Örtmenize İzin Vermeyeceğiz” - 18 Temmuz 2025
- Duayen Gazeteci ve Siyasetçi Altan Öymen Yoğun Bakımda - 18 Temmuz 2025
- “Toprağımızı Vermiyoruz”: Köylüler TBMM Önünde Direnişte - 18 Temmuz 2025