400 yıllık hastalığın sırrı çözüldü

Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Damar Cerrahisi Bilim Dalı ve Beyin Genetik Programı Direktörü ve aynı zamanda Beyin Tümörleri Araştırma Grubu Başkanı Murat Günel ve ekibi, Van Gölü çevresindeki dokuz ailenin çocuklarında görülen genetik bir hastalığın nedenini keşfetti.

Genetik üzerine çığır açıcı çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Günel, sonuçları bugün dünyanın en prestijli bilim dergilerinden Cell’de yayımlanan araÅŸtırması ve genetik çalışmaların geleceÄŸinedeÄŸerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’den özellikle beyin geliÅŸiminde bozukluk olan çocukların genetik temelini tespit etme amacıyla çalıştıklarını kaydeden Günel, genetik ÅŸifreleri okuyarak bunların nedenini tespit etmeyi hedeflediklerini söyledi.

Bunun üç amacı olduÄŸunu ifade eden Günel, “Birincisi erken tanı imkanını ortaya çıkarmak. Ä°kincisi biyolojik temel mekanizmaları anlamak. Üçüncüsü de inÅŸallah uzun vadede yeni tedaviler geliÅŸtirebilmek” dedi.

Tedavi geliÅŸtirebilmek için öncelikle hangi genin veya bölgenin bozuk olduÄŸunun tespit edilmesi gerektiÄŸini vurgulayan Günel, “Ä°nsanın DNA ÅŸifresinde 3 milyar harf var. 3 milyar harfin herhangi birindeki bozukluk bu genetik hastalıkları ortaya çıkarabiliyor. Bu samanlıkta iÄŸne aramaya benziyor” diye konuÅŸtu.

10 yıldan uzun bir süredir çocukların genetik şifresine bakarak, hangi harfin bozuk olduğunu belirlemeye çalıştıklarını söyleyen Günel, tanının konmasının ardından tedavi imkanlarının araştırıldığını belirtti.

‘CLP1 geninde bozukluk tespit ettik’

Murat Günel, çalışmaları sonucunda özellikle DoÄŸu Anadolu’da ortaya çıkan bir bozukluk tespit ettiklerine dikkati çekerek, “Çocuklarda ileri derecede beyin zararı ortaya çıkaran, ALS ve Alzheimer hastalıkları ile ortaklaÅŸa bazı özellikleri olan ve CLP1 genindeki bozukluktan kaynaklanan bir hastalığı ortaya çıkardık. Maalesef bu genin hücrede çok temel bir biyolojik görevi olduÄŸu için ÅŸu anda bir tedavi yok ama bulgularımız özellikle doÄŸum öncesi tanı ve önleme imkanlarını saÄŸlayacak” dedi.

Bunun önemli bir buluş olduğunu düşündüğünü vurgulayan Günel, ancak daha nedeninin bulunması gereken birçok bozukluk olduğunu ve bu yöndeki çalışmalara devam edeceklerini anlattı.

CLP1 genindeki bozukluÄŸun doÄŸumdan hemen sonra baÅŸladığını, hızlı bir seyir gösterdiÄŸini ve çocuklarda çok ileri bozukluklara yol açan ölümcül bir hastalık olduÄŸunu ifade eden Günel, Türkiye’den Van Gölü çevresindeki dokuz ailede bu sorunun görüldüğünü dile getirdi.

Taşıyıcı anne babalarda bir bozukluk olmadığının altını çizen Günel, akraba evliliğine bağlı olarak ikisi de aynı gende bozukluk bulunan ebeveynlerin çocuklarında iki genin de bozuk gelmesinden dolayı bu hastalığın görüldüğünü söyledi.

400 yıllık geçmişi var

Prof. Dr. Günel, hastalık görülen ailelerin birbirleriyle iliÅŸkili olduklarını bilmediklerini de kaydederek, ÅŸunları ifade etti: “Ancak genetik yapılarında büyük örtüşmeler var. Buna bakarak bu bozukluÄŸun yaklaşık 400 yıl önce yani 1600 yıllarında Osmanlı zamanında ortaya çıktığını düşünüyoruz. Ve bu ortaya çıktıktan sonra o nesilden gelen insanlarda bu hastalık görülüyor. EÄŸer genin tek kopyasında bir bozukluk varsa herhangi bir bozukluk ortaya çıkmıyor. Fakat aynı bozukluÄŸu olan iki insan evlendiÄŸi zaman çocuklarında genin her iki kopyası bozuk olduÄŸu için hastalık ortaya çıkıyor.”

Türkiye, genetik olarak sağlıklı

Günel, tüm Türkiye’de beyin hastalıklarına neden olan gen bozukluklarının kataloÄŸunu çıkarmayı amaçladıklarını belirterek, böylece genetik bozuklukların doÄŸum öncesi tanısının konulmasıyla genetik olarak saÄŸlıklı bir topluma ulaşılabilmesini hedeflediklerini dile getirdi.

Bu noktaya ulaşabilmek için Türkiye çapında organize çalışmalar gerektiğini vurgulayan Günel, bunun için daha önce Sağlık Bakanlığı ile görüştüğünü fakat daha fazla desteğe ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Genetik sorunların önceden tespit edilmesinin önemine iÅŸaret eden Günel, şöyle konuÅŸtu: “Bundan 10-15 sene sonra tüm yeni doÄŸacak bebeklerin genetik ÅŸifresinin okunup hangi hastalıklara yatkın olduklarını anlamak bilim kurgu deÄŸil. Bugün bile birçok hastalık riskini belirleyebiliyoruz. Bu, teknolojinin ilerlemesiyle ulaÅŸtığımız bir nokta. Tanı dışında tedavi açısından da çok önemli. ÖrneÄŸin bu teknolojiler sayesinde kiÅŸiye özgü kanser tedavileri verebiliyoruz. Bu yaklaşımlar bir gün genetik tedavilerin de temelini oluÅŸturacak ve ileride genetik olarak saÄŸlıklı toplumların oluÅŸmasına zemin hazırlayacak.”

Çalışmalar geniş bir ekiple yürütüldü

Murat Günel, çalışmalarının büyük bir kısmının özel bir vakıf olan Gregory M. Kiez ve Mehmet Kutman Vakfı ile NIH Ailesel (Mendelyen) Hastalık fonundan desteklendiÄŸini belirterek, “EÄŸer 2023 yılında, yani yakın bir gelecekte, genetik olarak saÄŸlıklı bir Türkiye istiyorsak, bu tip çalışmaların devlet tarafından fonlandırılması ve desteklenmeye baÅŸlanması gerekir” dedi.

Bu çapta çalışmaların büyük bilimsel ortaklıklar gerektirdiÄŸini söyleyen Prof. Günel, Cell dergisindeki 2 ayrı yayının bu gendeki bozukluÄŸu aynı anda bildirdiÄŸini ve kendi çalışmasında Prof. Joseph Gleeson ve Frank Bass’ın yanı sıra Yale Ãœniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Okay ÇaÄŸlayan, Kaya Bilguvar ve Caner CaÄŸlar, Ä°stanbul Ãœniversitesi’nden Prof. Dr. Beyhan Tüysüz, Cengiz Yalçınkaya, Hülya Kayserili, Dr. Umut AltınoÄŸlu, Bilge Satkın, Diyarbakır’dan Dr. Fesih Aktar ve Konya’dan Prof. Dr. Hüseyin Caksen’in katkılarını vurguladı.

Günel, diğer çalışmanın ise Baylor Tıp Fakültesinde Dr. Ender Karaca ve Davut Pehlivan tarafından Prof. James Lupski önderliğinde yapıldığını ifade etti.

‘Türkiye’de akraba evlilikleri yüzde 25’

AraÅŸtırmaya katkı sunan Ä°stanbul Ãœniversitesi CerrahpaÅŸa Tıp Fakültesi’nden Cengiz Yalçınkaya da AA’ya yaptığı açıklamada, araÅŸtırmanın büyük önem taşıdığını belirtti. Birçok genin halen sır olduÄŸunu ifade eden Yalçınkaya, klinik ve radyolojik olarak benzerlik gösteren hastaların ve ailelerinin genetik analizini yaparak anormalliÄŸin nerede olduÄŸunu saptamaya çalıştıklarını vurguladı.

AraÅŸtırmanın Türkiye açısından önemine dikkati çeken Yalçınkaya, Türkiye’de akraba evliliklerinin yüzde 25 olduÄŸunu ve akraba evliliklerinin birçok genetik hastalığa yol açtığını söyledi.

Anne ve baba saÄŸlıklıyken çocukta gen anormalliklerine rastlanabildiÄŸini belirten Yalçınkaya, Türkiye’de akraba evliliklerinin azaltılması için kampanya baÅŸlatılması gerektiÄŸini ifade etti.