Ana SayfaYazarlarFaşizim ve Katliamlar VI

Faşizim ve Katliamlar VI

Irkçılık cahilin sığınağıdır. Bölmek ve yok etmek ister. Özgürlüğün düşmanıdır ve kafaya kafaya çarpışıp yok edilmeyi hak eder. (Pierre Berton)

Geçen bölümde Gestaponun Nazi Almanyası’ndaki üstlendiği görev ve yetkilerinden bahsetmiştim. Bu geniş yetkilerle kendince suçlu gördüklerini yargıya sevk etmeden gereğini yapabiliyordu. Caydırıcı niteliğe sahip eylemlerle ilgili kuvvetli şüphe uyandıran durumlarda hiçbir yargı merciine danışmadan kendileri tutuklama yapabilir ve gerektiğinde infaz edebilirdi ve hatta 1934 yılında yapılan seçimler arifesinde meclis üyelerini meclis binasına sokmayabilir ve güvenlik gerekçesiyle muhalif parti mensubu vekilleri tutuklayabilirdi. Özellikle Alman ırkından olmayan azınlık sayılan Yahudi, Çingene ve yabancılar ile muhalifleri gerekli gördüğü durumlarda toplama kamplarına sevk edebilir, işkence yapabilir ve hatta öldürebilirdi. Tüm bu yetkiler Führer tarafından verilmiş sınırsız yetkilerdi.

Bu bölümde toplama ve imha kamplarında başta Yahudi çoğunluk olmak üzere diğer azınlıklara uyguladığı Holokost adı verilen soykırıma değinmek istiyorum.

Holokost, Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Partisi’nin, 1939-1945 dönemlerinde hem Almanya’da ve hem de işgal edilen ülkelerde sistematik bir şekilde uyguladığı soykırımdır.

Holocaust kelimesi İngilizce bir terim olup, eski Yunancadan gelmedir. İngilizcede “Büyük felaket, Eski Yunancada olos ve kaustos’tun birleşiminden gelmedir. Anlamı bütün ile yanmış, yakılmış kelimelerinin bileşimidir.

Neden Yahudiler, sorusuna gelince; Antisemitist hareketin öncülerinden olan parlamenter Hermann Ahlwardt, daha 1895 yılındaki Reichstag (Almanya parlamentosu) konuşmasında, Yahudilerin avcılar olduklarını ve kolera basili olduklarını belirtmişti. Aynı konuşmasında Yahudilerin, Alman halkının iyiliği için yok edilmeleri gerektiğini söylemişti [18]. Alman ırkçılığı Hitler ile başlamadı. Çok önceleri ırkçılık vardı. Ancak 1914-1918 paylaşım savaşının kaybı, Yahudileri hedef göstermek için bir bahaneydi. Hitler, Alman ekonomisine en büyük darbenin Yahudilerden geldiğine inanıyordu. Savaş kaybının en büyük müsebbibi yine Yahudilerdi. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda silah fabrikalarının büyük bölümü Yahudilerin elindeydi, patronundan işçisine varıncaya kadar tüm personel Yahudi’ydi. Yahudi işçilerin greve gitmeleri, Almanya’nın savaş alanlarında askeri mühimmatta sıkıntı yaşamalarına sebep olmuştu. Bu nedenle Yahudilere yaşama hakkı tanınmamalıydı. Adolf Hitler, tüm bu olup bitenleri “Kavgam” adlı kitabında yazmıştı.

Naziler, toplu katliama geçmeden önce Yahudi, Çingene ve diğer azınlıklara karşı uyguladığı baskı rejimini 1933 tarihinden başlayarak peyder pey bir program dâhilinde gerçekleştirmiştir. İlk önceleri Yahudi haklarının azaltılması ile adım adım başlayan bu uygulama sonunda Almanların işgal ettiği bütün Avrupa ülkelerindeki Yahudilerin büyük bölümünün katliamı ile sona ermiştir. Bu süreci üç aşamada görebiliriz.

  • Yahudilerin tüm yasal haklarının gasp edilmesi ve memurluk görevlerinden uzaklaştırılması,
  • Yahudilere ait mülkiyet haklarının ortadan kaldırılması ve gettolarda (Getto, yaşadıkları yerleşim biriminin dışında veya kenar kesimlerinde, etrafı kale tipi yüksek duvarlarla çevrili, izole semtler) yaşamaya zorlanması,
  • İşe yaramayanların “Toplama Kampları”na nakledilmeleri ve kitle halinde gaz odalarında öldürülmeleri ve cesetlerinin yakılmasıdır.

Daha önce değindiğim gibi 1935 ve sonrasında Yahudiler askere alınmadı, doktorluk, eczacılık, öğretmenlik ve diğer birçok meslekten menedildi. Aynı yıl içinde Yahudilere ait birçok mağaza, dükkân ve işyeri yakıldı, yıkıldı ve Yahudilere karşı toplumsal ayaklanma başladı. Hatta çıkartılan “Nürnberg yasaları” gereği Ari ırktan olmayanların evlenmeleri bile yasaklandı. 5 Ocak 1938 tarihinde Yahudi olan kimselere devletçe sosyal yardım yasaklandı. Yahudi öğrenciler, Alman öğrencilerinden ayrıldı. Üniversiteler, Yahudi öğrencileri kabul etmedi, mezun olanların da diplomasını vermedi. Yahudi akademisyenler, üniversiteden kovuldu, ulaşım birimleri Yahudileri kamplara göndermek için trenler hazırladı. Berlin’de sayıları 1600’den fazla kamplarda zorunlu ikametleri sağlandı. Bazıları Avrupa’nın değişik ülkelerine göç etmek zorunda kaldı. Ancak aynı yıl içinde Yahudilerin başka ülkelere çıkışları da yasaklandı. Başta Polonya olmak üzere birçok ülke kendilerine sığınan Yahudileri geri gönderdi.

Holokost öncesinde sayıları 9 milyon olan Avrupalı Yahudilerin üçte ikisi olan 6 milyonu sistematik bir şekilde katledildi. 1 milyonun üzerinde Yahudi çocuk, 2 Milyon Yahudi kadın ve 3 milyon erkek bu yöntemle öldürüldü. Yahudilere Yahudice ad ve soyadının konulması zorunluluk haline getirtildi.

1 Eylül 1939 tarihinde Naziler Polonya’yı işgal ederek İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nı başlattı. Savaş ile birlikte Yahudi Soskarımı (Holokost) başladı. Bu tarihten başlayarak gerek Almanya içinde ve gerekse başta Polonya olmak üzere işgal ettiği diğer Avrupa ülkelerinde 22 ana toplama kampının yanı sıra, 1.200 kamp ve 40.000 civarında daha küçük kamp kurdular. Bu kampların % 95’inden fazla Yahudi barındırdığı için Yahudi kampları diye de anılır. Toplama kamplarda, mahkûmlar, bitkinlikten ya da hastalıktan ölünceye kadar köle gibi çalıştırıldılar. Gerek kamp yapımı olsun, gerekse, taş kırımı, ray döşenmesi, tren vagonlarının yapımı ve diğer üretim işlerinde çalıştırıldılar ücretsiz olarak. Yeri geldiğinde 10 kişiye bir ekmek verildi, yeri geldiğinde ekmek bile esirgendi. Almanya’nın işgal ettiği başta Avusturya olmak üzere birçok ülkede paramiliter güçler ve Einsatzgruppen adı verilen mobilize katliam birlikleri, Yahudi, Çingene ve politik muhalifleri toplu infazla katlettiler. Naziler, Yahudi, Çingene ve muhalifleri gettolarda hapsedip, nakliye trenleriyle imha kamplarına intikal ettirdiler. Alman ilaç şirketleri, kamplardaki mahkûmlar üzerinde ilaçları denedi, IBM şirketi Almanya şubesi, bütün kurbanların kayıtlarını düzenli bir şekilde tuttu. İntikal trenlerinde ve yolculuk süresince ölünceye kadar çalıştırıldılar ve hatta kobay farelerinde uygulanan tıbbi deneylerde kullanıldılar. Büyük kesimi de gaz odalarında topluca öldürüldüler. Nazi Almanyası adeta Soykırım Devletine dönüştürüldü. Çünkü başta Alman bürokrasisinin tüm kurumları, tekelci burjuvazi soykırım lojistiğine yardımda bulundu. Soykırımdan en çok etkilenen orta ve batı Avrupa ülkeleriydi. 1939 yılında 3 milyon Polonya’da, 2 milyona yakın Sovyetler Birliği’nde olmak üzere yaklaşık 5 milyona yakın Yahudi bu iki devlette öldürüldü. Yüzbinlercesi Fransa, Belçika, Hollanda, Yugoslavya ve Yunanistan’da katledildi. Naziler soykırım planlarını Türkiye, İsviçre, İngiltere, İrlanda, İsveç, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerde de gerçekleştirmek istediler. Ancak bu istek ülkeler tarafından geri çevrildi.

Ölüm Kampları

Naziler, gaz odalarına sahip büyük kamplarda Yahudilere sistematik bir şekilde tarihte eşine ve benzerine rastlanmamış bir uygulamaya imza attılar. Dünyanın hiçbir yerinde daha önceleri insanları kitlesel halde öldürmek için herhangi bir semt ya da bölgede yığınlar halinde insanlar tutulmamıştı. İlk kez Naziler toplama kampları diye anılan ve Yahudiler tarafından yaptırılan yapılar kullanıldı. Gestapo gözetiminde “SS” aracılığıyla bu katliamlar yapıldı. Bu kamplarda çalışmaktan bitkin düşmüş ve artık çalışamaz durumda olan hasta ve yaşlılar ile fiziksel engelliler temizlenmek ya da yemek yedirme bahanesiyle bu odalara toplu halde alıp, imha ediyordu. Bu kampların dışında yolculuk esnasında otobüslerin içine egzoz gazı verilerek de mahkûmlar öldürülüyordu. Sakat ve engelli Yahudiler, Almanların işlerine yaramıyordu. Bunları kurşuna dizmek ya da idam etmek külfetli bir işti. Katliamlar arttıkça da yeni yöntemler aranıyordu. Bunlarda biri de Zyklon B adı verilen bir maddeyi gaz odalarında kullanmaktı. Bu madde katı durumda olduğu halde, oksijen ile temas ettiğinde öldürücü gaza dönüşüyordu. Bazı durumlarda siyanür de kullanılabiliyordu. Ölüler, fırınların bulunmadığı toplama kamplarında topluca gömülüyordu. Büyük merkezlerde ise mezar kazıcılığı zahmetli bir iş olduğu için topluca fırınlarda yıkılıyordu.

Ölüm (imha) kamplarına yeri geldikçe özet bilgiler vermeye çalışacağım.

Tıbbi Deneyler

Toplama kamlarında insanlar üzerinde adeta kobay fareleri gibi ilaçlar uygulanmış, deneyler sonucunda 2 milyon Yahudi, Çingene ve muhalif ölmüş, sakat ve kör bırakılmıştır. Deneylerden sağ olarak kurtulanlar da gaz odalarına gönderilmiştir. Bu deneylerin belli başlıları aşağıdaki gibidir.

  • Hipotermi Deneyleri: Alman ordularının doğuda, Sovyetler’de Sibirya soğuğuna karşı daha dayanıklı olması için Yahudi ve Çingeneler üzerinde yapılan bir deneydir. Polonya’nın Auschwitz ve Almanların Dachau kamlarında deneklerin vücut ısısını düşürmek suretiyle dayanma süresini ölçen bir testidir. Ayrıca donmuş bedenlerin canlandırılması başarısızlıkla sonuçlandı. Denekler sıfır derecenin altındaki tanklara kilitlendi. Birçoğunun öldüğü deneyde sağ kalanlar ve bilinç kaybını yaşayanlar üzerinde kavurucu güneş lambalarının altında bekletilmiş, ayrıca kaynar su içirildi.

  • Deniz Suyu İçirme Deneyleri: Deniz suyunun içirilebilir hale getirmek için Almanya’nın Dachau toplama kampındaki esirler, Yahudi ve Çingeneler üzerinde deneyler yapıldı. Denekler, normal su, deniz suyu, işlenmiş deniz suyu ve tuzsuz deniz suyu olmak üzere farklı gruplara ayrıldı. Deniz suyu içenlerde şiddetli ishal, kusma, havale geçirme vb. nedenlerle baygınlık geçirdikleri gözlenmiştir..

  • Zehir Deneyleri: Almanya’daki Buchenwald toplama kampında denekler üzerinde zehirli yiyecekler, zehirli mermilerle yaralama ve zehirli ilaçlar enjekte edilerek uygulandı. Kurtulan olmadı.

  • Antibiyotik Deneyleri: Almanya’daki Ravensbruck toplama kampı tutukluları üzerinde yapılan deneylerde sülfonamidlerle sonuç alınmaya çalışıldı. Deneklerin bacakları dikey bir şekilde lokal anestezi uygulamadan kesilerek yaraları kapatmak için bakteri karışımı kremler sürüldü. Bu deneyde yüzlerce insan öldü, sağ kalanlar da gaz odalarına götürüldü.

  • Kan Pıhtılaştırma: Almanya’daki Ravensbruck toplama kampındaki tutuklulara kan pıhtılaşma deneyleri yapıldı. Pancar ve elma peltesinden yapılmış tabletlerin, cerrahilerde kanamayı durdurduğu tahmin ediliyordu. Hastaların boyun ve göğüslerine kesikler çizildi. Bacaklarından biri anestezi kullanılmadan kesildi. Çoğu denek öldü, sakat kalanlar da gaz odalarına sevk edildi. Bu ilaçların üretimi için de laboratuvar kurulmuştu.

  • Kimyasal Silah Deneyleri: Denekler üzerinde Buchenwald toplama kampındaki fosfor yanıklarını oluşturacak bombalar denendi. Bununla ilgili kullanılan ilaçlar fayda vermedi. Deneklerin tümü ağır yaralandı ve gaz odalarına sevk edildi.

  • Sterilizasyon Deneyleri: bir kısım kadın deneklerin üzerinde üreme organlarına kimyasal tahriş edici maddeler verildi. Birçoğu öldü. Yaşayanlar ise otopsilerin yapılabilmesi için öldürüldü. Diğer kısmının mideleri, kalça ve kasıkları üzerinde ciddi yanmalara sebep olacak X ışınları uygulandı.

  • Tifüs Aşısı: Almanya’daki Buchenwald ve Natzweiler toplama kamplarındaki doktorlar 4 yıl boyunca deneklere tifüs, sarıhumma, çiçek ve diğer ateşli hastalıklara yakalanması için virüs enjekte edildi. Deneklerin onda dokuzu yaşamlarını yitirdi.

  • Auschwitz’in Mengele İkizleri Deneyi: Polonya’daki bu kampta bitişik ikizler birbirinden ayrılması için yapılan deney sonucu ikizlerden biri öldü, kurtulan da bir müddet yaşadıktan sonra katledildi [19].

  • Sıtma Deneyleri: 4 yıl süren deneylerde 1.000’den fazla denek üzerinde deneyler yapıldı. 1940’lı yıllarda sentetik antimalaryal ilaçların bulunmasına rağmen ve Kinin ilacına olan talebin düşmesine rağmen Almanlar bu deneyde ısrar ettiler. Denekler üzerinde sivrisinekler veya Anofel sivrisinekten alınan virüslerle hastalıklı esirler üzerinde çeşitli ilaçlar denendi. Buna rağmen büyük çoğunluğu öldü.

  • Yüksek Rakım Deneyleri: Almanya’daki Dachau toplama kampındaki insanlara, yüksek irtifada dayanıklılık testi yapıldı. Bir kısmı 20.000 metre yüksekliğindeki yapay atmosfer odalarına alında. Kurtulan olmadı.

Bu deneylerden de anlaşılıyor ki Alman doktorlar, diğer çalışan kesimlere göre çok daha fazla Nazileşmişti. Dachau, Buchenwald, Ravensbrück, Sachenhausen, Auschwitz ve Natzweiler toplama kamplarında deneyler yaptılar. Bu deneyleri yapanların başında Nazi Partisinde üye olan ve “SS”te yüzbaşı rütbesiyle askerlik yapan, başlı başına bir insanlık suçunu işleyen Josef Mengele idi. Bu doktor ölümcül deneylerle 2 milyon insanın ölümünden sorumluydu. Arjantin’de verdiği röportajda da deneylerinden bazılarını anlatmıştı. Buna göre Yahudiler “Saf Cermen” soyundan olmayanalar veya engelli, Çingene ve esirler üzerinde kobay örneği testler yaptığı anlatmıştır. Bir “SS” subayının paraşütle uçaktan atladığı zaman ne kadar basınca dayanabileceğini ölçmek için denekleri 20 bin metreye eşdeğer yükseklikteki basınç odalarına sokmuş. Bu odada iç organları patlayıncaya kadar basınç uygulamıştır. Başka bir deneyde ise Kuzey Kutbu’na gidecek bir “SS” subayının deniz soğuğuna ne kadar dayanabileceğini ölçmek için yapılmıştır. Bu testte denekler buz dolu bir küvete sokarak ölene kadar gözetim altında tutularak izlenmiştir. Ari ırktan doğan çocukların göz renkleri mavi olmadığı zaman bu rengi değiştirmek için de denekler üzerinde göz bebeklerine sıvı enjekte etmiştir. Bu testin başarısız olması sonucu birçok insan kör olmuş ve gaz odalarına gönderilmiştir. Bu doktor aynı zamanda ikizler dışında cüceler üzerinde de insanlık dışı deneyler yapmıştır. Cüce kardeşler üzerinde ırk araştırmaları yapmış, litrelerce kan almış ve bu deneylerde 2.000 cücenin ölümünden sorumlu tutulmuştur. Savaşın sona ermesiyle birlikte Amerikalılar tarafından savaş esiri olarak alınmış ve Temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Suç isnat edilememişti. Daha sonra düzenlediği sahte kimlik ve belgelerle İtalya’nın Cenova kentine oradan da Güney Amerika’ya kaçmış, yüzme havuzuna girdiği bir anda inme geçirmiş ve ölmüştür.

< Bir önceki bölüm                                                                   Bir sonraki bölüm >


[18] Encyclopaedia Britannica (Holocaust)

[19] http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/nazi-tibbi-deneyleri-201

Mazhar ÖZSARUHAN
Latest posts by Mazhar ÖZSARUHAN (see all)
RELATED ARTICLES
- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments