Yine Koruyamadınız: Devletin Koruma Kararı Saatler Sonra Katilin Elinden Alınan Bir Canı Kurtaramadı

Kadına yönelik şiddet devletin duvarlarına çarpa çarpa büyüyor.

Kahramanmaraş’ta özel bir hastanede tıbbi sekreter olarak çalışan 38 yaşındaki Eser Karaca, ayrıldığı eşi tarafından pompalı tüfekle öldürüldü. Acımasız cinayet, kadınların hayatlarını korumak için başvurduğu “koruma kararlarının” ne kadar işlevsizleştiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Karaca, katili Atilla Ayıntaplı hakkında daha önce üç kez uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Dördüncüsü ise ölümünden yalnızca saatler önce verilmişti.

Eser Karaca, 2019 yılından bu yana eski eşinin tehdidi altındaydı. Devletin “şiddeti önleme” mekanizmalarına dört kez başvurdu. Ama sistem, kadını dört kez koruyamadı. Ve sonunda cinayet, çalıştığı hastanenin koridorlarında, elinde pompalı tüfekle gelen failin göz göre göre gerçekleştirdiği bir infaza dönüştü.

Hastanede “Devlet Yoktu”

Olay öğle saatlerinde, Yamaçtepe Mahallesi’ndeki özel bir hastanede yaşandı. Atilla Ayıntaplı, elinde pompalı tüfekle hastaneye girdi. Eser Karaca’yla karşılaştığında aralarında çıkan tartışma sonrası Karaca merdivenlerden kaçmaya çalıştı. Ancak Ayıntaplı, 3 el ateş etti. Karaca ağır yaralı halde hastanenin acil servisine kaldırıldı fakat tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Silahını olay yerinde atan fail, hastane yakınına park ettiği araçla kaçtı. Kısa süre sonra yakalanarak gözaltına alındı. Ancak artık çok geçti. O an hastaneye gelen Karaca’nın çocukları, annelerinin cansız bedeninin başında gözyaşlarına boğuldu.

Dördüncü Uzaklaştırma Kararı, Ölümden Saatler Önce

Eser Karaca, eski eşi Atilla Ayıntaplı hakkında ilk kez 2019’da, daha sonra 2025 yılı içinde iki kez uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Bu kararların hiçbiri onu durdurmadı. Dün yeniden başvuruda bulundu. Ve mahkeme, yeni koruma kararını bugün sabah verdi. Evet, Eser Karaca’nın öldürüldüğü gün… Saatler önce… Kağıt üzerindeki devlet, bu kararları verdi. Gerçek hayatta ise cinayeti engelleyemedi.

Sorulması Gereken Acı Sorular

Neden bir kadın, aynı adam hakkında dört kez uzaklaştırma kararı aldırmak zorunda kalır? Neden silahla bir hastaneye girebilen biri durdurulamaz? Neden koruma kararları sadece bir prosedür olarak kalır? Neden kadınlar ancak öldürüldüklerinde haber olunur?

Bu sadece bir kadın cinayeti değil. Bu, sistemin çöküşünün, devletin koruyamamasının, “kadını koruyoruz” yalanının ifşasıdır. Dört koruma kararı. Hiçbiri işe yaramadı. Bir kadın daha öldü. Bir anne, bir emekçi, bir insan…

Ve biz yine aynı soruyla baş başayız: Devlet ne zaman koruyacak?


  • NHY / DHA