Yaz aylarının ortası geride kalırken, mevsimin sembolü olan meyveler tezgâhlarda ateş pahasına yer alıyor. Kiraz, kayısı, şeftali ve vişne gibi ürünlerin fiyatları 300 TL’yi bulurken, tüketiciler mevsim meyvesine ulaşamıyor. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, hem doğal afetlerin hem de piyasa yapısındaki bozulmanın meyve fiyatlarında kalıcı artışlara yol açtığı uyarısında bulundu.
Zirai Don, Fırsatçılık ve Sistem Sorunu
Türkiye’de bu yıl üst üste yaşanan üç ayrı zirai don, meyve üretiminde büyük kayıplara yol açtı. Bazı ürünlerde verim kaybı yüzde 70’i bulurken, piyasa aktörlerinin bu durumu fırsata çevirdiği belirtiliyor. Yıldırım, “Sadece don değil, bu fırsattan yararlanarak fiyatları keyfi artıranlar da var. Ahlaki açıdan tartışmalı bir durum” dedi. Örneğin incir, dondan etkilenmemesine rağmen tezgâhlarda yüksek fiyatlarla satışa sunuluyor.
Türkiye’nin kayısı, kiraz ve incirde dünyanın en büyük üreticisi olmasına rağmen yurttaşın bu meyvelere ulaşamadığına dikkat çeken Yıldırım, fiyatların yakın vadede düşmesinin beklenmediğini vurguladı.
Marketler Fiyat Belirliyor, Pazarcılar Takip Ediyor
Yıldırım’a göre meyve fiyatlarında belirleyici aktör artık zincir marketler. “Bugün pazar esnafı da, manav da markete bakarak fiyat belirliyor. Market bir çıta koyuyor, herkes oraya yaklaşıyor. Üretici ürününü yok pahasına satarken, tüketici astronomik fiyatlarla karşı karşıya kalıyor” ifadelerini kullandı.
Üretici, ürün az olduğu için maliyetini çıkaramazken; tüketici, fiyatlar nedeniyle temel gıda ürünlerine bile ulaşamıyor. Böylece zincirin her halkası zarar eder hale geliyor.
Geriye Dönüş Beklenmiyor: 50-100 TL’lik Fiyatlar Artık Geçmişte Kaldı
Yıldırım, meyve fiyatlarında yaşanan bu artışın geçici değil, kalıcı olduğunu düşünüyor. “Fiyatların tekrar eski seviyelere dönmesi artık çok zor. Geçmişte 30-50 TL olan ürünler, şimdi 200 TL’yi aştı. Bundan sonra meyvede 100 liranın altı neredeyse hayal olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Zirai donun etkisinin yalnızca bu yıl değil, gelecek yıl da süreceği öngörülüyor. Ağaçların bir bölümü zarar gördüğü için önümüzdeki yılın rekoltesinde de ciddi düşüş bekleniyor.
İhracat Kısıtlaması da Fiyatları Düşürmüyor
Hükümetin bazı ürünlerde ihracat kısıtlaması getirmesi de soruna çözüm olmuyor. Yıldırım bu uygulamayı şöyle eleştirdi: “Amaç, iç piyasada fiyatları düşürmekse işe yaramıyor. İhracat kısıtlandığında üretici fiyat kaybına uğruyor; ama tüketici fiyatlarda bir düşüş yaşamıyor. Üstelik ihracat pazarları da kaybediliyor.”
Bu durum hem üreticiyi küstürüyor hem de dış ticaret açısından stratejik kayıplara neden oluyor.
Ağustos’ta da Uygun Fiyat Beklenmiyor
Yazın ikinci yarısına girilmesine rağmen fiyatlarda rahatlama beklenmiyor. Yıldırım, “Ağustos ayında da vatandaş uygun fiyata meyve tüketemeyecek. Türkiye üretimde lider ama tüketimde yoksun. Eskiden yaz aylarında gıda enflasyonu düşerdi. Artık bu mümkün değil” uyarısında bulundu.
Yıldırım’a göre sistem tümüyle tıkanmış durumda. Ne üretici kazanabiliyor ne de tüketici erişebiliyor. Bu nedenle kapsamlı bir tarım politikasına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Limonun Hasadı Başladı: Kısa Süreli Fiyat Düşüşü Bekleniyor
Fiyatıyla dikkat çeken bir diğer ürün ise limon. Son aylarda limonun kilosu 150-200 TL’yi bulmuş, bazı yerlerde tane ile satış başlamıştı. Yıldırım, Adana ve Mersin’de Mayer cinsi limonun hasadının başladığını belirterek fiyatlarda kısa süreli bir gerileme yaşanabileceğini söyledi.
Ancak depolama konusunda yaşanan sorunlara da dikkat çeken Yıldırım, “Depoların terörist ilan edildiği bir dönem yaşandı. Bu da ürünün depolanmamasına, dolayısıyla fiyatın kontrolsüz artmasına yol açtı” ifadelerini kullandı.
Üretim fazlası olmasına rağmen meyve fiyatlarının erişilmez seviyeye çıkması, yapısal bir tarım kriziyle karşı karşıya olunduğunu ortaya koyuyor. Fiyat artışının nedeni sadece doğa olayları değil, piyasa işleyişindeki aksaklıklar ve kamusal müdahaledeki eksiklikler olarak öne çıkıyor. Uzmanlara göre, çözüm kısa vadeli değil; Türkiye’nin tarım politikasında köklü bir dönüşüm ihtiyacı artık ertelenemez bir zorunluluk.