Alman-Amerikalı filozof Hannah Arendt, 1954 yılında kaleme aldığı Eğitimde Kriz adlı makalesinde, eğitimin amacını sarsan kriz anlarının bir yıkımdan ziyade bir yeniden düşünme fırsatı sunduğunu belirtmişti. Arendt’e göre bu tür krizler, artık işlevini yitirmiş cevapları bir kenara bırakmamız ve eğitimin “özüne” dönmemiz için çağrıdır.
Bugün, yapay zekâda yaşanan devrimsel gelişmeler bizi yine aynı temel soruya götürüyor: Eğitim ne için var?
Arendt’in Uyarısı ve Dijital Çağda Yeni Kriz
Arendt, eğitimcilerin otoritelerini sadece bilgi aktarmakla değil, çocuklar ve dünya için sorumluluk alarak sürdürmesi gerektiğini savunuyordu. Eğitimin, her yeni kuşağa insan eliyle inşa edilmiş dünyayı nasıl aktaracağı ve bu dünyanın nasıl onarılıp sürdürülebileceği üzerine düşünülmesi gereken bir alan olduğunu vurgulamıştı.
Günümüzdeyse yapay zekâ teknolojileri, sadece eğitim uygulamalarımızı değil, eğitimin anlamını da köklü biçimde sorgulamaya itiyor. ChatGPT gibi araçlarla birlikte, öğrencilerin değerlendirmelerde “hile yapması” gibi kaygılar öne çıkıyor. Ancak, bu endişeler çoğu zaman daha derin bir sorunun üzerini örtüyor: Eğitim, yalnızca bireyleri sınıflandırmak ve iş gücü piyasasına yerleştirmek için bir filtreleme sistemi mi?
Rekabetçi Eğitim ve Piyasa Mantığı
Yapay zekâ tartışmalarında öne çıkan “not odaklı” öğrenme kültürü, aslında eğitimin çok daha önceden içine çekildiği neoliberal dönüşümün bir parçası. Uluslararası Bakalorya (IB) ya da OECD’nin küresel ölçme-değerlendirme araçları gibi girişimler, her ne kadar eleştirel düşünmeyi teşvik etmeyi amaçlasa da, temelde bireylerin rekabet gücünü artırmayı ve onları küresel iş gücü piyasasına hazırlamayı hedefliyor. Bu çerçevede öğrenci, ekonomik kalkınmanın bir kaynağı; okul ise bu kaynağı işlenebilir hale getiren bir “insan sermayesi” üretim merkezine dönüşüyor.
Eğitimin piyasa mantığına teslim edilmesiyle birlikte, okullar artık birlikte yaşamayı, dünyayı anlamayı, ortak bir hakikat üzerinde düşünmeyi değil; bireysel başarıyı, performansı ve başkalarının önüne geçmeyi merkeze alan yapılar haline geldi. Bu ise öğrenciler arasında dayanışmayı değil, güvensizlik ve rekabeti teşvik ediyor. Eğitimin özelleştirilmesiyle birlikte bu tablo daha da derinleşiyor: Kaliteli eğitime erişim ayrıcalıklı bir azınlığın elinde toplanıyor, eğitim bir kamu hakkı olmaktan çıkıp, “geleceğe yatırım” adı altında metalaşıyor.
Arendt’in Işığında Yeniden Başlamak
Hannah Arendt’in eğitim anlayışı, çocukları dünyaya tanıtmayı ve onları bu dünyanın gelecekteki taşıyıcıları olarak sorumluluk duygusuyla yetiştirmeyi esas alır. Bu anlayış, bugünkü not odaklı sistemin tam karşısındadır. Eğitimci Mario Di Paolantonio da, eğitimi “birlikte zaman geçirilecek, düşüncenin ve dünyanın anlamının onarılacağı bir insan barınağı” olarak tanımlar. Okul, bu anlamda yalnızca bilgi aktarımı yapılan bir yer değil; geçmişten gelen anlam örüntülerinin, ortak tahayyüllerin, etik değerlerin ve dünyaya dair sorumlulukların aktarıldığı bir “ortak dünya” kurma mekânı olmalıdır.
Bu perspektiften bakıldığında, yapay zekâ çağında asıl mesele, öğrencilerin yapay zekâyla nasıl “hile yapabileceği” değil, eğitim sisteminin neden bu kadar kolay manipüle edilebildiğidir. Çünkü sistem, öğrencileri bilgiye ulaşan, sorgulayan, dönüştüren özneler olarak değil; yarışan, verim üreten, sıralamaya giren bireyler olarak inşa eder.
Eğitimde Yeni Bir Yön Arayışı
Bugün eğitim, insanı dünyaya bağlayan bir köprü olmaktan çok, onu metalaştıran bir üretim bandına dönüşmüş durumda. Arendt’in mirasını bugüne taşımak, yalnızca yapay zekâya nasıl uyum sağlayacağımızı değil, bu sistemin kendisini nasıl sorgulayacağımızı da içerir.
Bu bağlamda yapay zekâ, eğitimde bir araçtan çok bir ayna işlevi görüyor: Bize, eğitimi neye dönüştürdüğümüzü ve onu yeniden nasıl düşünebileceğimizi gösteriyor. Soru hâlâ geçerli: Eğitim ne için?
Kaynakça:
-
Arendt, H. (1954). The Crisis in Education. In Between Past and Future.
-
Di Paolantonio, M. (2023). “Education as Shelter for Thinking.” The Conversation.
-
Harari, Y. N. (2023). Yuval Noah Harari warns AI could ‘annihilate’ humanity.
-
OECD. (2018). PISA Global Competence Framework.
-
The Conversation, 8 Mayıs 2024, “Hannah Arendt challenges us to rethink what education is for in the age of AI.”