Türkiye’de Eğitim süresi farklılıkları: Fırsat eşitsizliği ve cinsiyet ayrımcılığı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı son verilere göre, Türkiye’de eğitim süresi ile ilgili çarpıcı gerçekler ortaya çıktı. Bu veriler, Türkiye’deki eğitim sisteminin fırsat eşitsizliği ve cinsiyet ayrımcılığı sorunlarıyla nasıl mücadele ettiğini gösteriyor.

TÜİK’in verilerine göre, 2022 yılında Türkiye’de ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim seviyesini tamamlayana kadar geçirdiği muhtemel eğitim süresi 18,2 yıl olarak hesaplandı. Bu süre, 2019 yılında 17,9 yıl idi. Bu artışın sebepleri arasında eğitimde zorunluluk süresinin uzatılması, okullaşma oranlarının artması ve uzaktan eğitimin yaygınlaşması sayılabilir.

Ancak bu ortalama değer, Türkiye’nin farklı bölgeleri ve cinsiyetler arasındaki eğitim süresi farklılıklarını gizliyor. TÜİK’in verilerine göre, muhtemel eğitim süresi en yüksek olan il İstanbul’dur ve 20,3 yıldır. İstanbul’u Karabük (19,8 yıl), Ankara (19,7 yıl), Bayburt (19,6 yıl) ve Rize (19,5 yıl) izliyor. Muhtemel eğitim süresi en düşük olan iller ise Urfa ve Muş’tur ve 15,2 yıldır. Şırnak (15,4 yıl), Ağrı (15,5 yıl) ve Mardin (15,6 yıl) bu illeri takip ediyor.

Cinsiyet açısından bakıldığında ise kadınlar için muhtemel eğitim süresi 18,3 yıl iken erkekler için 18,1 yıldır. Bu durum, kadınların erkeklerden daha fazla okullaştığı ve daha uzun süre eğitime devam ettiği anlamına geliyor. Ancak bu durum da bölgesel farklılıklar gösteriyor. Her iki cinsiyette de en yüksek muhtemel eğitim süresi İstanbul’da gerçekleşiyor. Kadınlar için İstanbul’u Karabük (20,1 yıl), Ankara (19,9 yıl), Bayburt (19,8 yıl) ve Rize (19,7 yıl) takip ediyor. Erkekler için ise İstanbul’u Ankara (19,6 yıl), Karabük (19,5 yıl), Bayburt (19,4 yıl) ve Rize (19,3 yıl) takip ediyor.

Kadınların eğitim süresinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde düşük olması dikkat çekiyor. Bu bölgelerdeki iller, eğitim fırsatları konusunda daha fazla zorluklarla karşı karşıya. Bir Gün Gazetesi’ne konuşan, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, bu konuda şunları söylüyor: “Eğitimde fırsat eşitliği toplumsal cinsiyet eşitliği ile yakından ilişkilidir. Kız çocuklarının gelişmesi, güçlendirilmesi ve özgürleşmesi için toplumsal cinsiyet eşitliği çok önemlidir. Ancak bazı bölgelerde kamu otoritesinin zayıflığı, tarikat ve cemaatlerin etkisiyle cinsiyet eşitliği daha fazla zedeleniyor. Bu durum kız çocuklarının geleceği için büyük bir sorun oluşturuyor.”

Kurul’a göre, bu bölgelerde yoksulluk, işsizlik, çocuk işçiliği, erken yaşta evlilik, okul terk etme, okul devamsızlığı gibi konular birbirini etkiliyor ve eğitim süresinin düşmesine neden oluyor. Bu sorunların çözümü için eğitimde fırsat eşitliği politikalarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin daha fazla önemsenmesi gerekiyor.

TÜİK’in verileri, Türkiye’deki eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu ciddi sorunları gözler önüne seriyor. Eğitim süresi, bireylerin hayat kalitesi, gelir düzeyi, sağlık durumu, sosyal katılımı ve demokratik bilinci üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.