TÜİK’in 2022 SaÄŸlık AraÅŸtırması Raporu: Türkiye beslenmiyor karın doyuruyor…

Türkiye Ä°statistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılına iliÅŸkin “Türkiye SaÄŸlık AraÅŸtırması” raporunu yayımladı. Rapor, Türkiye’de 15 yaÅŸ ve üstü nüfusun saÄŸlık durumu, saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸim, saÄŸlıklı yaÅŸam alışkanlıkları ve beslenme sorunları gibi konulara ışık tutuyor.

Rapora göre, Türkiye’de 15 yaÅŸ ve üstü nüfusun yüzde 20,2’si obez, yani vücut kitle indeksi (VKÄ°) 30 ve üzerinde olan bireylerden oluÅŸuyor. Obezite oranı 2019 yılında yüzde 21,1 iken, 2022 yılında yüzde 0,9 puan azalmış. Ancak bu azalma istatistiksel olarak anlamlı deÄŸil. Obezite oranı kadınlarda yüzde 24,8 iken, erkeklerde yüzde 15,5 olarak belirlenmiÅŸ. Ayrıca obezite oranı kentsel yerleÅŸim yerlerinde yüzde 21,4 iken, kırsal yerleÅŸim yerlerinde yüzde 17 olarak tespit edilmiÅŸ.

Obezite, birçok kronik hastalığın risk faktörü olarak kabul ediliyor. Rapora göre, Türkiye’de en fazla görülen saÄŸlık problemleri arasında hipertansiyon (yüzde 18), bel aÄŸrısı (yüzde 17), romatizma (yüzde 14), alerji (yüzde 13) ve diyabet (yüzde 12) yer alıyor. Bu saÄŸlık problemlerinin bir kısmının obezite ile iliÅŸkili olduÄŸu biliniyor.

Raporda ayrıca Türkiye’de beslenme alışkanlıkları da inceleniyor. Buna göre, Türkiye’de 15 yaÅŸ ve üstü nüfusun yüzde 40’ı günde en az bir kez meyve, yüzde 48’i günde en az bir kez sebze tüketiyor. Meyve ve sebze tüketimi kadınlarda erkeklere göre daha fazla. Ayrıca meyve ve sebze tüketimi kentsel yerleÅŸim yerlerinde kırsal yerleÅŸim yerlerine göre daha yüksek.

Türkiye’de beslenme sorunu, hem obezite hem de yetersiz meyve ve sebze tüketimi olarak kendini gösteriyor. Bu sorunun çözümü için bireysel ve toplumsal düzeyde farkındalık artırılmalı, saÄŸlıklı beslenme alışkanlıkları teÅŸvik edilmeli ve saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸim kolaylaÅŸtırılmalıdır.

CHP Yoksulluk Ofisinden Hacer Foggo TÜİK’in araÅŸtırmasını deÄŸerlendirdi

CHP Yoksulluk Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo, yoksul mahallelerde yürüttüğü çalışmalarda çocuklar ve kadınlarda obezitenin yaygın olduÄŸunu ve yoksulluÄŸun giderek derinleÅŸtiÄŸini belirterek TÜİK’in yayınladığı söz konusu verileri şöyle deÄŸerlendirdi:

Türkiye’de yoksulluk sadece gelir yetersizliÄŸi deÄŸil, aynı zamanda sosyal haklardan mahrumiyet anlamına geliyor. Yoksul ailelerin çocukları ve gençleri, saÄŸlık, eÄŸitim, kültür gibi temel haklara eriÅŸimde büyük zorluklar yaşıyor. Bu zorlukların başında da beslenme geliyor.

Beslenme, insanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan enerjiyi ve besin öğelerini sağlayan bir ihtiyaçtır. Beslenme, aynı zamanda büyüme, gelişme, hastalıklara karşı direnç ve yaşam kalitesi için de çok önemlidir. Özellikle çocukluk ve gençlik döneminde sağlıklı beslenmek, fiziksel ve zihinsel gelişim için şarttır.

Ancak Türkiye’de yoksul mahallelerde yaÅŸayan çocuklar ve gençler, saÄŸlıklı beslenemiyor. Çünkü aileleri yeterli gelire sahip deÄŸil. Türkiye Ä°statistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 yılı verilerine göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 21,9’u yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu da yaklaşık 18 milyon insan demek. Bu insanların büyük bir kısmı da çocuk ve genç.

Yoksul ailelerin çocukları ve gençleri, ucuz ve hazır gıdalarla beslenmek zorunda kalıyor. Bu gıdaların ise besin değeri düşük, kalori değeri yüksek. Bu da hem obeziteye hem de yetersiz beslenmeye yol açıyor. Obezite ve yetersiz beslenme ise birçok sağlık sorununa davetiye çıkarıyor. Diyabet, kalp hastalıkları, kanser, kemik erimesi gibi hastalıkların riski artıyor.

Sağlıksız beslenmenin bir diğer sonucu da eğitim başarısının düşmesi. Çünkü sağlıklı beslenemeyen çocuklar ve gençler, okulda dikkatlerini toplayamıyor, öğrenmeye ilgi duyamıyor, hafızalarını kullanamıyor. Bu da akademik başarılarını olumsuz etkiliyor.

Bu durumun önüne geçmek için devletin acil olarak adım atması gerekiyor. Yoksul ailelere gelir desteği sağlanmalı, çocuklar ve gençler için ücretsiz veya indirimli yemek programları hayata geçirilmeli, okullarda sağlıklı beslenme eğitimi verilmeli, yoksul mahallelerdeki bakkal ve marketlere sağlıklı gıda temini kolaylaştırılmalı.

CHP olarak biz bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yoksulluk Dayanışma Ofisi olarak yoksul mahallelerdeki aileleri ziyaret ediyor, ihtiyaçlarını tespit ediyor, gıda yardımı yapıyoruz. Ayrıca çocuklar ve gençler için eğitim, kültür, sanat gibi alanlarda destek programları düzenliyoruz. Bu programlarda sağlıklı beslenmenin önemini de anlatıyoruz.

Ancak bu sorunun çözümü için sivil toplumun da duyarlı olması gerekiyor. Yoksul mahallelerde yaşayan çocuklar ve gençler, bizim geleceğimiz. Onların sağlıklı ve mutlu olması, toplumun da sağlıklı ve mutlu olması demek. Bu yüzden hepimiz bu sorumluluğu taşımalıyız.