Güney Kore’de, kadınların patriarkal ve kadın düşmanı kültüre karşı bir tepki olarak geliştirdiği bir hareket var: 4B.
4B, Korece’de dört “B” ya da “Nos” anlamına geliyor. Bunlar;
• Biyeonae (erkeklerle flört yok)
• Bisekseu (erkeklerle seks yok)
• Bihon (erkeklerle evlenmek yok) ve
• Bichulsan (çocuk sahibi olmak yok)
Kadınlar, bu hareketle erkeklerle ilişkilerine önemli bir bariyer koyuyorlar. Peki neden?
Kadınlar esasen bu keskin vetoyu uygulayarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve kadınlara yönelik şiddete dikkat çekmeye çalışıyor. Buna zorunlu kaldıkları da söylenebilir zira bu hareketi; 2016 yılında bir Kore’li kadının, kadınların kendisini görmezden geldiklerini iddia eden bir erkek tarafından öldürülmesi, Kore’de bir kadını “güzel” olarak tanımlayabilmek için öne sürülen zorlu standartlar, OECD ülkeleri arasında en geniş cinsiyete dayalı ücret farkı ve sürekli ayrımcılık yanında genç kadınları hedef alan gizli kamera çekimleri ya da yapay zekâ destekli deepfake pornografi saldırıları körüklemiş.
Radikal ve feminist olarak tanımlanan bu hareket, son dönemde gündemimizi oldukça meşgul eden bir siyasi hareket sonrasında, dünyanın tamamen başka bir bölgesinde, Amerika Birleşik Devletleri’nde de ortaya çıkıverdi.
Trump’ın Başkanlık seçimlerindeki zaferinin ardından Amerikalı kadınlar da 4B’yi sahipleniyor gibi görünüyor. Sosyal medyada birçok genç kadın 4B’ye bağlılık mesajı yayımlar hale geldi. Neden? Aslında sebep aynı… Çünkü başkanlık seçimi birçok kişi tarafından bir anlamda “kadın hakları referandumu” olarak görülüyordu.
Kadınları, haklarının örselendiği sonucuna neler götürmüştü diye baktığımızda şunları görüyoruz: 2022’de, Trump’ın atadığı Yüksek Mahkeme yargıçlarının kürtajı federal bir hak olmaktan çıkarması ve Trump’ın seçilmesinin ardından, özellikle genç erkekler arasında, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliliği meselelerine daha sert (kadın hakları karşıtı dersek de yanlış olmayacaktır) bir yaklaşım sergileniyor oluşu.
4B hareketinin, hemen ve anında büyük bir etki yaratmasını beklemek hayal olur. Ancak, kültürel olarak bir işaret fişeği ateşlemiş olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Ayrıca, bu hareket önemli bir konuya daha işaret ediyor: Birleşmiş Milletler’in ne kadar haklı olduğuna.
Ne demek istediğimizi açalım. Birleşmiş Milletler, 2015 yılında 17 adet sürdürülebilir kalkınma hedefi yayımladı. Sürdürülebilirlik dediğimizde aklımıza ilk olarak iklim değişikliği ve çevresel konular gelse de bu aslında doğru bir tespit değil. Zira, hedeflerin neredeyse yarısı “sosyal konularla” ilintili ve beşinci hedef direkt olarak bu konuya işaret ediyor: Toplumsal cinsiyet eşitliği.
Birleşmiş Milletler, yalnızca çevresel riskleri etkin yönetmenin ve bunlara karşı önlem almanın “sürdürülebilir bir dünyaya ulaşmak için” yeterli olmayacağını çok iyi kavramış durumda. Bu anlayışı da tüm dünyaya yaymak istiyor.
Ancak, görülen o ki dünya bu konuyu anlamaya pek de istekli değil. Bu durumda da kadınlar zorunlu olarak sahaya iniyor ve haklarını talep ediyorlar.
Bu talebi göz ardı etmenin sonuçları çok ağır olabilir.
Sorumluluk da biz erkeklere düşüyor. Aklımızı başımıza almamız gerekli.
Bir sonraki yazıda görüşene kadar, sağlıcakla kalın.
- Dünyada 4B Hareketi ve Sürdürülebilirlik - 16 Aralık 2024
- Yeme İçme Alışkanlıklarınızı Radikal Şekilde Değiştirmeye Hazır mısınız? - 31 Ağustos 2024
- Nihayet Söylediler, Kral Çıplak - 3 Ağustos 2024