Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), tüzel kişilerin kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarında yeni açılış ve yenileme işlemlerini sonlandırma kararı aldı. Bu durum, piyasalarda döviz kuru, rezervler ve likidite yönetimi konularındaki tartışmaları beraberinde getirdi. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve TCMB’nin eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı değerlendirmelerde KKM’den çıkışların hızlanması durumunda karşılaşılabilecek senaryoları ele aldı.
Hakan Kara, KKM’den çıkışların hızlanması ile birlikte döviz talebinde artış, merkez bankası rezervlerinde azalma ve bankaların likidite durumunda sıkıntılar yaşanabileceğini belirtti. Şirketlerin döviz alımına yönelmesi, döviz piyasasında talep artışına yol açabilir. Ancak, Kara, TCMB’nin faiz politikasını temkinli bir şekilde yönetmesi halinde döviz kuru dalgalanmalarının ciddi boyutlara ulaşmayacağını ifade etti.
Merkez Bankası’nın Rolü
Kara’nın analizine göre, KKM’den çıkışların ekonomik etkilerinin kontrol edilebilir olduğunu vurguladı. Merkez bankasının faiz politikalarını dikkatli uygulaması, piyasalardaki likiditeyi etkin bir şekilde yönetmesi gerektiğini belirtti.
Faiz oranlarının doğru şekilde ayarlanması, döviz kurundaki dalgalanmaları minimize edebilir. Bu süreçte yatırımcıların ve ekonomistlerin TCMB’nin adımlarını yakından takip etmesi büyük önem taşıyor.
KKM Nedir ve Neden Önemli?
Kur Korumalı Mevduat (KKM), Türk lirası cinsinden mevduat hesaplarının döviz kurundaki artışa karşı korunmasını sağlayan bir finansal ürün. Bu hesaplar, özellikle yüksek kur dalgalanmalarının yaşandığı dönemlerde, yatırımcıların Türk lirasına olan güvenini artırmak amacıyla oluşturuldu. Ancak KKM’den çıkışların hızlanması, piyasalarda likidite ve döviz kuru üzerinde etkiler yaratabiliyor.