Seçimlerden sonra demokratik bir Türkiye’nin Avrupa’daki geleceği

CHP’nin AB Temsilciliği Başkanı ve Avrupa Sosyalistler Partisi’nin kurucu ve yönetim kurulu üyesi Olan Kader Sevinç eurones’e yazdı.

Avrupa projesine ve Türkiye’nin gelecekte AB’ye katılımına inandığını ifade eden Sevinç, milyonlarca Türk vatandaşının bu inanca ve tutkuya sahip olduğunu belirtmektedir. Geniş tabanlı koalisyonları Millet İttifakı’nın ortak politika platformu ve ortak cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu, Batı dünyasına, özellikle AB’ye açık bir mesaj göndermektedir: Türkiye’yi vatandaşlarının hak ettiği gerçek bir demokrasiye hızla dönüştürmeye ve AB katılım sürecinin gerektirdiği demokratik reformları gerçekleştirmeye hazır olduğunu belirtiyor. AB de bu büyük değişime, yıllardır hakkında uzun raporlar yazdığı Türkiye’de demokratik bir yönetim vizyonuna hazırlıklı olması gerektiğinin altını çiziyor.

Yazar, daha demokratik bir Türkiye ve dirençli, birleşmiş bir Avrupa için bu arayışı sonuna kadar götürme konusunda umut ve kararlılıkla dolu olduğunu ifade etmektedir. AB müktesebatına tamamıyla uyum sağlamış bir Türkiye ile reformdan geçirilmiş bir AB arasındaki bu birliğin her iki tarafı da zenginleştiren uyumlu bir ittifak olacağına olan inancının tam olduğunu belirtmektedir. Türkiye’nin yeni demokratik hükümeti ve AB, bu ortak hayale ulaşmak için el ele vermelidir. Bu tarihi fırsat, AB ve AB üyesi devletlerin liderleri tarafından ıskalanmamalı, popülist, AB için jeopolitik, demografik ve ekonomik gerçekleri göremeyen dar görüşlü zihniyetlere kurban edilmemelidir.

Makale, Türkiye’deki seçimlerin vatandaşlarının demokratik bir hükümet seçmesi için önemli bir fırsat olduğunu belirterek sona ermektedir. Demokratik, müreffeh ve AB’nin gelecekteki müstakbel bir üyesi ve uluslararası toplumun saygın bir parçası olan bir Türkiye’yi inşa edeceklerini ifade etmektedirler. Bu vizyona bağlıdırlar ve bunu gerçeğe dönüştürmek için yorulmadan çalışmaya hazırdırlar.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım süreci uzun zamandır devam etmektedir. Ancak son yıllarda bu süreçte önemli aksaklıklar yaşanmıştır. Demokratikleşme reformlarındaki yavaşlama ve insan hakları konularındaki endişeler nedeniyle müzakereler durma noktasına gelmiştir. Ancak Millet İttifakı’nın ortak politika platformu ve cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi gerçek bir demokrasiye dönüştürme konusundaki kararlılıklarını ifade etmiştir. Bu değişimle birlikte, Türkiye’nin AB katılım sürecinin yeniden canlanacağına inanmaktadır.

Türkiye’nin NATO üyeliği, Avrupa ile ilişkisinde önemli bir yönüdür. NATO üyesi olarak Türkiye, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Millet İttifakı’nın demokratik bir Türkiye inşa etme taahhüdü, aynı zamanda NATO içindeki konumunu da güçlendirecektir.

NATO, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün kısaltmasıdır ve 1949 yılında kurulmuştur. NATO, üye ülkelerin savunma işbirliğini sağlamak ve Kuzey Atlantik bölgesinde barış ve istikrarı korumak amacıyla kurulmuştur. Türkiye, 1952 yılında NATO’ya katılmıştır ve örgütün en büyük ikinci ordusuna sahiptir.

Türkiye, NATO içinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu gibi bölgelerde güvenlik ve istikrarın sağlanmasında aktif bir rol üstlenmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle, enerji güvenliği ve terörle mücadele gibi konularda da önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin NATO üyeliği, Avrupa ile ilişkisinde önemli bir yönüdür. Demokratik bir Türkiye inşa edilmesi, hem AB hem de NATO içindeki konumunu güçlendirecektir.