İstanbul’un Çatalca ilçesinde bulunan Polonez gıda fabrikasında işten çıkarılan işçilerin 71 gündür devam eden direnişi, Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in katılımıyla geniş çapta destek gördü. Enginyurt ve Kadıgil’in işçilere verdiği destek, farklı siyasi görüşlerden gelen insanların ortak bir mücadelede bir araya gelmesi açısından önemli bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.
Polonez’de Direnişin Arka Planı: 146 İşçi Kod 46 ile İşten Çıkarıldı
Direnişin kökeni, Polonez gıda fabrikasında çalışan 146 işçinin Tek Gıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra Kod 46 gerekçesiyle işten çıkarılmasına dayanıyor. Kod 46, işçilerin “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” gerekçesiyle işten çıkarılmasına olanak tanıyan bir madde. Bu madde, işçilerin kıdem tazminatını ve işsizlik maaşını almalarını engelliyor. Direnişe katılan işçilerin iddiasına göre, fabrikada çalışan işçilere yıllarca düşük ücretler verildi ve tehlikeli çalışma koşullarına maruz bırakıldı.
İşçiler, haklarını aramak ve sendikalaşma süreçlerini tamamlamak amacıyla bir araya gelerek direnişe başladı. Ancak bu süreçte karşılaştıkları engeller, direnişi daha da büyüttü. 71 gündür fabrika önünde bekleyen işçiler, zaman zaman polis müdahalesiyle karşılaştı, gözaltına alınanlar oldu. İşçilerin ana talepleri ise insanca yaşam koşullarına uygun bir maaş, sendikal haklarının tanınması ve iş güvenliğinin sağlanması.
Cemal Enginyurt’un Sert Eleştirileri: “Adaletiniz Batsın!”
Cemal Enginyurt, işçilerin direnişine destek verirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sert eleştirilerde bulundu. Enginyurt, “Bak 45 yıllık Cemal Enginyurt’u bile Sera Kadıgil ile komünistlerle beraber eylem yapar hale getirdin,” diyerek hükümetin işçilere uyguladığı baskıcı politikaların kendisini farklı siyasi görüşlerden insanlarla aynı safta buluşturduğunu belirtti.
Enginyurt, Türkiye’de işçi haklarına karşı uygulanan baskıcı politikaları ele alırken, Polonez işçilerine yönelik devletin güvenlik güçlerini kullanmasını da eleştirdi. Özellikle fabrika önünde polis barikatlarının kurulmasına dikkat çekerek, “160 işçiye karşı kalkan oluşturulmuş. Ne büyük devletiz ki Yunan botlarını engellemek yerine işçiye karşı kalkan oluşturuyorlar. Yunanlılar Bodrum’da çay içerken, işçilere biber gazı, ters kelepçe reva görülüyor,” ifadeleriyle hükümetin dış politika başarısızlıklarına atıfta bulundu.
İşçilerin haklarını aramasını engelleyen yetkililere karşı sert bir dil kullanan Enginyurt, “Adaletiniz batsın. Yazıklar olsun,” diyerek, hükümetin işçi karşıtı tutumunu kınadı. Enginyurt, direnişin sadece Polonez işçileriyle sınırlı kalmadığını, tüm Türkiye’deki işçilerin kalbinde bu direnişin yankı bulduğunu vurguladı.
Sera Kadıgil: “Bu Düzenin Yerine Eşitlik, Kardeşlik ve Özgürlüğü Getireceğiz”
TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ise konuşmasında mevcut ekonomik düzeni eleştirirken, işçilerin sömürülmesine karşı eşitlik, kardeşlik ve özgürlüğün esas olduğu bir düzen istediklerini belirtti. Kadıgil, “Bu lanet olası para düzenini yerin dibine yıkacağız. Onun yerine birbirimiz için çalıştığımız bir düzen kurmak istiyoruz,” diyerek ekonomik sistemin yarattığı eşitsizliklere ve işçilerin bu sistemde maruz kaldığı zorluklara dikkat çekti.
Kadıgil, işçilerin Polonez fabrikasında yıllarca düşük ücretle, zor çalışma koşulları altında çalıştırıldığını belirterek, “Arkada gördüğünüz çoğu kadın olan 146 işçi, tehlikeli kimyasallarla çalıştırıldı. Koruyucu elbise bile verilmeden temizlik yapıldı. Yeri geldiğinde 48 saat boyunca çalıştırıldılar ama asgari ücret bile çok görüldü,” dedi. Kadıgil, sendikaya üye olan işçilerin Kod 46 ile işten çıkarılarak “ahlaksızlık” gibi iftiralarla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Bu işçilerin, Kod 46 yüzünden işsizlik maaşı bile alamadıklarını ve zor durumda olduklarını söyledi.
Polisin Müdahalesi ve Direnişin Siyasi Boyutu
Polonez işçilerinin fabrika önündeki direnişi sırasında polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı da dikkat çekti. Kadıgil, Çatalca gibi tenha bir bölgede işçilere karşı polis yığınağının yapıldığını belirterek, “Normalde burada bir kadın yürüse tecavüze uğrasa polisin gelmesi bir hafta sürer. Ama işçi hakkını arayınca, polisler coplarla, gözaltı arabalarıyla buraya yığılıyor,” ifadeleriyle polisin işçilere karşı tutumunu eleştirdi.
Kadıgil, hükümetin işçilerin direnişini kırmaya çalıştığını, ancak işçilerin kararlılıkla direnişe devam edeceğini belirtti. “Sanıyorlar ki beş gün geçer, 10 gün geçer, 50 gün geçer, işçiler erir. Ama çok beklersiniz. Bu işçiler yalnız değil. Her zaman yanlarındayız,” diyerek, işçilerin hak arama mücadelesinin süreceğini ve mücadelelerinin başarısız olmayacağını vurguladı.