Popüler müzik alanında mücadele mümkün mü?

Popüler kültürün tümden gerici ya da tümden ilerici olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Popüler kültür bir ilişkidir ve bu ilişkinin tarafları arasındaki güç dengesine uygun düşecek biçimde farklılaşma olanağına sahiptir. Popüler kültür bu ilişkiler ağı içinde, farklı toplumsal tabakalar tarafından üretilir; ancak bu üretim, toplumsal güç dengesine bağlı olarak gerçekleşir. Güç dengesinin değişmesi, popüler kültürün içeriğinde ve işlevinde de gözle görülür bir farklılaşma yaratacaktır.

Toplumsal bir olgu olarak müzik, kültür alanının oldukça önemli bir başlığıdır. Müzik formlarının çeşitlenmesi, toplumsal ilişkilerin biçemiyle bağlantılıdır. Müziğin kendisi, icracısı, içeriği (sözleri), icra edilen mekân, müziğin yaratısında kullanılan enstrümanlar ve aklımıza gelebilecek her türden araç müziğin toplumsal evrenini yaratmaktadır.

Müzikal bir eserin ortaya çıkışında, toplumsal ilişkilerden azade herhangi bir an var mıdır? Bu soruya verilecek çeşitli cevaplar olabilir. Ancak müzik için yapılmış tanımlamalardan, iç dünyanın dışavurumu olarak ele alınabilecek en bireysel açıklamada bile bir yanıyla sosyal bir içerikten bahsediyoruz. Şöyle açıklayalım: Her insanın beğenisini oluşturan özellikler farklıdır. Kimileri için Schönberg vazgeçilemez bir isimken, kimileri için vazgeçilemez isim Müslüm Gürses olabilir. Bu iki isim arasındaki devasa mesafenin hepimiz açık seçik farkındayız. Ancak bireyin beğenisinin oluştuğu alan, doğuşunda kulağının, beyninin veya bedeninin herhangi bir uzvundaki farklılık değildir. Aksine, doğumundan itibaren başlayan ve yaşamı boyunca sürecek olan sosyalizasyon sürecinde, karşılaştıkları, öğrendikleri onun beğenisinin oluşmasında önemli yer tutar. Elbette temel, beğeni de dâhil olmak üzere yaşam tarzının belirleyicisi olacaktır.

Yaşam tarzındaki farklılaşmanın müzik zevkine etkisinin altını özellikle çizmek gerekmektedir. Örneğin, kültürün üreticisinin kim olduğu sorusu literatürde yoğun tartışmalar yaratmıştır. Bu soruya verilen cevapların önemli bir bölümü önemli derecede itibar sahibi olamamıştır, bazıları ise uzun süren tartışmalara kapı aralamıştır. Tartışmalara kapı arayanlardan biri muhafazakâr elitistlerin (Leavis, Gasset gibi) ortaya attığı “kültürün üreticisi, seçkinlerdir” şeklindeki eğilimdir. Bu eğilimin en belirgin özelliği, kültürel alanda seçim şansına fırsat vermemesidir. “Sıradan” insanların kültür, müzik gibi önemli alanlarda seçim yapabilmesi, onlara göre korkunç sonuçlar yaratacaktır. Müzik seçimi dahi yapamayan “sıradan insan”ın, müzik üretimi yapabilmesi söz konusu bile değildir. Bu açıdan popüler müzik onlar için isyankâr halkın, yerleşik, hâkim sınıf kültürüne karşı başlattığı bir ayaklanmadır. Düzenin değişmesine yönelik kaygıları, sıradan insanlar tarafından üretilen kültür ürünlerinin anarşi ile anmalarına sebep olmuştur.

Popüler müzik nedir?

Popüler kelimesi, tek başına ele alındığında birbirinden farklı onlarca anlamda kullanılmaktadır. Popüler müzik, halka ait olan, nicelik olarak fazla olan gibi anlamlarda kullanılmakla birlikte, genellikle karşımıza ideolojik yaklaşıma uygun olarak tercih edilmiş haliyle çıkar. Tümüyle halk tarafından üretilen anlamıyla kullanıldığında, yapılan eleştiriler bir çeşit halk düşmanlığı olarak görülür. Nicelik olarak fazla olan anlamına işaret edecek şekilde kullanıldığında ise şöyle bir sorun ile karşı karşıya kalmak oldukça olasıdır: Bir sabah uyandığımızda herkes Schubert dinliyor olursa, Schubert’in piyano sonadları popüler müzik mi olacak? O halde popüler müzik ve hatta bir adım öteye giderek popüler kültürü kesinlik içeren ifadeler ile açıklamaya çalışmak yerine, ona insanların verdiği anlamı değerlendirmenin aracı olarak yaklaşmak daha makul görünmektedir.

Popüler kültür alanı, her gün yeniden ve yeniden üretilen bir mücadele alanıdır. Bu açıdan onun ne olduğunun belirleyicisi de mücadele alanının sahipleridir, yani üretim ilişkilerinin belirleyenleridir. Popüler kültür alanında dayatmalar, direnişler, çatışma ve uzlaşma, çeşitli zamanlarda bir adım öne çıkmaktadır. Toplumsal hareketlerin yönü popüler kültür alanına temel rengi veren unsurdur. Popüler kültür, egemenlerin topluma dayattıkları hegemonik stratejiler ile bu stratejilere karşı kitlelerin geliştirdiği direniş örüntülerinin karmaşık bütünlüğünden doğar.

Popüler kültürün tümden gerici ya da tümden ilerici olduğunu söylemek, onun baskıcı veya özgürleştirici olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Popüler kültür bir ilişkidir ve bu ilişkinin tarafları arasındaki güç dengesine uygun düşecek biçimde farklılaşma olanağına sahiptir. Popüler kültür bu ilişkiler ağı içinde, farklı toplumsal tabakalar tarafından üretilir; ancak bu üretim, toplumsal güç dengesine bağlı olarak gerçekleşir. Güç dengesinin değişmesi, popüler kültürün içeriğinde ve işlevinde de gözle görülür bir farklılaşma yaratacaktır. Hâkim sınıfın stratejileri ve karşı stratejiler arasındaki çatışma sürdükçe popüler kültür yeniden içerik ve biçem değişikliğine uğrayacaktır. Popüler kültürün sınıfsal karakterini belirleyen, üreticilerinin sınıfsal karakteri değildir; toplumsal ilerlemenin kaynağı olan sınıfsal çelişkilerin taraflarıdır. Bu taraflar arasındaki güç dengesinin değişip dönüşmesi, popüler kültürün sınıfsal karakterini değiştirip dönüştürecektir. Direniş ve kültürel atmosfer

Haziran Direnişi döneminin kültürel atmosferini anımsayalım. Dönemin popüler müzik eserlerinin çok büyük oranda direnişin içinden gelen enerjiyi taşıdığını görüyoruz. Popüler kültür alanı ve daha dar anlamda popüler müzik alanı geniş kitlelerin kendilerini ifade edebilecekleri bir alan olarak karşımızda durmaktadır.

Mücadelenin ölçüleri genişledikçe, geniş kitlelerin kendilerini ifade biçimleri de yaygınlaşacak ve popüler müzik alanının hâkim pozisyonunun sahibi olacaktır. Ancak nihai olanın bu olduğunu söylemek için oldukça erken. Toplumsal sınıflar arasındaki mücadele sürdükçe, bunun popüler müzik alanında süreceği aşikâr.

Öznur YILMAZ