Okul Sorunları Ve Ders Başarısızlığı

Çocuğun gittiği okulun genel durumu, öğretmenin özellikleri, sınıfın özellikleri, okulda verilen eğitimin kalitesi, bunlara ek olarak çocuğa sağlanan olanaklar çocuğun başarısını direkt olarak etkiler.

Çocukların okul ile ilgili problemleri, okul ile ilgili sorunlar çocuğun başarısında ciddi sorunlar doğurmaktadır. Bu sorunlar çocuğun gelecekteki bütün yaşantısını etkileyecek niteliktedir. O halde bu sorunların zaman kaybettirilmeden ele alınması gerekir ve çözümü için çaba sarf edilmelidir.

Okul sorunlarının zamanında tespiti çocuğun işlevsellik kaybını ve öğrenme performansındaki zararı en aza indirir. Normal bir düzeyde zekâ seviyesine rağmen ders başarısındaki düşme okul sorunlarının en temel göstergesidir. Çocuğun okula gitmek istememesi, okul ile ilgili değişik bahaneler sunması, ders çalışmak istememesi, sabah okula gitmek için kalkmakta zorlanması… Okul ile ilgili sorunların göstergesidir.

Her Eğitim, Öğretim yıllının başlangıcında okul sorunları gündeme getirilir, tartışılır, konuşulur, öneriler sunulur. Bir kaç gün sonra sorun gündemden düşer, sorun devam eder. Yine çocuklar 30–40 kişilik sınıflarda eğitim görür, okulların fiziki yetersizlikleri devam eder, sorunun nedeni olmayan çocuklar, sorunun sonucu olurlar.

Bu koşullarda ders vermek zorunda kalan öğretmene sorun havale edilir. Öğretmen bir ders saati boyunca en iyi performansını sergilese bile, sorunu giderecek pozitif bir sonuç ortaya koyamaz. Çocuğa öğretmesi gereken, çocuğu amacına ulaştıracak olan bilgileri, çocuğa veremez. 40 dakikalık derste bu koşullarda öğretmenin vermesi gereken bilgileri vermesi zor bir ihtimaldir. Bunun sonucunda çocuk öğrenmek istediği şeyi yeterince öğrenemez. Öğrenemeyince de okuldaki sorunlar göz önünde bulundurulmadan öğrenci sorumlu tutulur.

Ailelerin büyük bir çoğunluğu okuldaki bu eksikliği giderecek olanakları çocuklarına sunamazlar. Bazı aileler, özel ders, özel dershane… Vb. olanaklarla bu sorunu gidermeye çalışırlar. Bu durum beraberinde eğitimde fırsat eşitsizliğini getirir. Zekâ düzeyleri aynı olduğu halde, olanaklardan kaynaklı olarak bazı çocuklar başarılı, bazıları da başarısız olurlar.

Anayasanın 42. maddesine göre, “Hiç kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” Okullardaki genel durumların yetersizliğinden dolayı kısmen de olsa çocuklar eğitim, öğretim hakkından yoksun bırakılmaktadırlar. Bu durum aynı zamanda Anayasal bir hak ihlali olarak ta kabul edilebilir. Anayasanın 5. maddesine göre “Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak Devletin temel görevi olarak belirtilmiştir.”

O halde okullardaki sorunları ortadan kaldırmak, sorunsuz bir okul ortamı sağlamak devletin temel görevidir. Sorunsuz, başarılı geleceğe yön veren bir nesil geliştirmek istiyorsak, çocuklarımıza sorunsuz bir eğitim ve öğretim ortamını oluşturmamız gerekir. Toplumca bunu temel bir görev olarak kabul etmemiz gerekir. Böyle bir ortamın oluşturulması dileğiyle.

Arslan ÖZDEMİR