Ankara’da yürütülen geniş çaplı bir soruşturma, kamu kurumlarına sızan büyük bir sahtecilik ağını gün yüzüne çıkardı. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı yeni iddianamede, sahte diploma, not yükseltme, sahte e-imza ve sistemlere yetkisiz erişim gibi ağır suçlamalarla 65 şüpheli daha sanık sandalyesine oturtuluyor.
Şüphelilerin 50 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacağı davada, Ege, Yıldız Teknik, Atatürk, Mersin, İnönü ve Gazi Üniversiteleri’nin sistemleri üzerinde usulsüzlük yapıldığı ortaya kondu. Sanıklar arasında sahte belgelerle hukukçu, mühendis, öğretmen, psikolog ve eczacı gibi mesleklere başlayanlar bulunuyor.
Diplomatik Belgelerle Kamuya Giriş
İddianameye göre şüpheliler, üniversitelerin bilgi sistemlerine sızarak mezuniyet kayıtlarını sahte biçimde oluşturdu, not ortalamalarını yükseltti ve bazı bireyleri gerçekte öğrenci olmamalarına karşın mezun gibi gösterdi. Bu belgelerle kamuda görev aldılar, doçentlik başvurularında bulundular ve meslekî unvanlar kazandılar.
Yapılan incelemelerde, kimi kişilerin not ortalamalarının 1.29’dan 3.29’a çıkarıldığı, sistemde “pasif öğrenci” olarak gözüken bireylerin “aktif” hale getirildiği ve e-imza sistemleri üzerinden yetkisiz kişilere işlem yapma hakkı tanındığı belirlendi. Şüphelilerin GSM hatları üzerinden yapılan mezuniyet sorgulamaları ve para transferlerine dair belgeler de iddianameye eklendi.
Gerçek Öğrenci Kaydı Bile Yok
Bazı sanıklar, eğitim kurumlarına hiç kayıt yaptırmamışken sistemde kendilerini mezun olarak gösterdi. Örneğin Abdullah Volkan Uçak, Ege Üniversitesi Psikoloji ve Klinik Psikoloji programlarından sahte mezuniyet belgesi oluştururken, YÖK kayıtlarında adı hiç geçmedi. Benzer biçimde, Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu gibi gösterildi, oysa sistemde hiçbir kaydı bulunmuyordu.
Bazı isimler ise başkaları adına e-imza üretmekle suçlanıyor. Işıl Gerekul Kırova ve Adem Akış adına sahte e-imzalar düzenlendi; bu e-imzalarla birçok işlem yapıldı. Kimileri ise sahte e-imza için ödeme yaparak belgeler oluşturdu; örneğin Ali Öpöz, Metin Saygılı adına üretilen e-imza için EFT ile ödeme yaptı.
Not Ortalaması Oynandı, Mezuniyet Belgesi Sahte
Öğrenci olan ama başarısız not ortalamasına sahip birçok kişinin AGNO’su yasa dışı biçimde yükseltildi. Ahmet Ruşen Uçar’ın Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki ortalaması 1.29’dan 3.29’a çıkarıldı. Benzer bir müdahale, Doğukan Fırat Özyürek ve Mehmet Çiftçi gibi isimlerde de yapıldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi bu sahtecilik operasyonunun en fazla manipülasyona uğrayan kurumları arasında yer aldı. Yalnızca mühendislik değil, işletme, psikoloji, eczacılık ve beden eğitimi gibi pek çok farklı alanda da sahte diplomalar üretildi.
Sistemli Bir Sahtecilik Ağı
İddianamede dikkat çeken bir diğer nokta, birçok şüphelinin aynı yöntemlerle benzer işlemleri farklı kişiler adına yürütmesi oldu. Gökay Celal Gülen, hem kendi adına hem başkaları adına sahte mezuniyet işlemleri gerçekleştirdi. Aynı kişi, kamu görevlilerinin adına sahte e-imzalarla sisteme girerek yetkisiz işlemler gerçekleştirdi.
Sistemli yapının büyüklüğü, bazı şahısların sadece kendi belgelerini değil onlarca kişinin bilgilerini değiştirerek yaygın bir sahtecilik ağına katkı sunduğunu ortaya koydu. Sahte belgelerle kamu görevi elde edenlerin tespit edilmesi ve görevlerine son verilmesi için ilgili kamu kurumlarına bilgi verildi.
Diploma Değil, Güven Krizi
Kamuya sahte belgelerle sızan bu kişiler yalnızca bireysel kazanç sağlamadı, aynı zamanda kamu hizmetlerinin niteliğini ve güvenilirliğini de zedeledi. Hukukçu, öğretmen, mühendis, eczacı gibi mesleklerin liyakat esasına göre yürütülmesi gereken sorumluluk alanlarında sahte belgelerle varlık gösterilmesi, kamu vicdanını derinden yaraladı.
İddianameye göre suç ağı yalnızca bireysel çıkar için değil, kimi zaman başkalarına da avantaj sağlamak amacıyla organize edildi. Sahte belgelerle öğretmenlik yapanlardan, sahte mezuniyetle klinik psikologluk yapmaya çalışanlara dek çok sayıda örnek, sistemin ne denli kötüye kullanıldığını gözler önüne seriyor.
Adalet Önünde Hesap Verilecek
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan bu yeni iddianameyle birlikte toplamda yüzlerce kişiye ait sahtecilik eylemi yargı önüne taşınmış oldu. İddianamede yer alan 65 şüpheliye, belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemlerine hukuka aykırı erişim gibi ağır suçlamalar yöneltiliyor.
Kamu hizmetlerinin güvenilirliği açısından büyük önem taşıyan bu dava, yalnızca cezai yaptırımlarla değil, aynı zamanda kurumsal denetim eksikliklerinin de gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Eğitim sisteminin dijital altyapısının güvenliği, kamu kurumlarında görev yapan bireylerin nitelikleri ve e-imza sistemlerinin denetimi, bu olayla birlikte yeniden tartışmaya açılmış durumda.
- Munzur Gözeleri’ne Mescit Tepkisi: Alevi Toplumu Tekçi Dini Dayatmalara Karşı Uyarıyor - 24 Ağustos 2025
- CHP’li Yavuzyılmaz’dan DMM’ye Yanıt: “Hileli Açıklamayla Bile Milyar Dolarlık Kayıp Ortada” - 24 Ağustos 2025
- İBB Soruşturması Derinleşiyor: Şamil Tayyar’dan “4 İddianame, Eylül’de Yargılama” İddiası - 24 Ağustos 2025