Prof. Dr. Åžebnem OÄŸuz’un çaÄŸdaÅŸ faÅŸizm üzerine yaptığı analiz, Türkiye’nin özel durumunu ve mücadele yollarını ele alarak önemli bir perspektif sunuyor. Günümüz faÅŸizminin, klasik faÅŸizmden farklı olarak halk hareketlerini bastırmak yerine bu hareketlerin güçlenmesini önlemeyi amaçladığını belirtiyor. Bu noktada, Herbert Marcuse’ün “önleyici karşı devrim” kavramı, günümüz faÅŸizmini anlamak için kritik bir öneme sahip.
Türkiye’nin bu konudaki istisnai duruÅŸu, Gezi direniÅŸi ve Kürt halkına yönelik devrimci dinamiklerin bastırılmasıyla ÅŸekillenen yeni faÅŸizm biçimini ortaya koyuyor. OÄŸuz’a göre, Türkiye’deki faÅŸizm sadece önleyici deÄŸil, aynı zamanda isyan bastırıcı özellikler taşıyor. Devletin zor aygıtlarında, özellikle yargıda Gezi direniÅŸinin kriminalizasyonu ve ideolojik aygıtlarda Gezi’nin toplumsal hafızadan silinmeye çalışılması, bu özelliklerin bir yansıması olarak görülüyor.
Gezi direnişi döneminde işçi, sosyalist ve Kürt hareketleri arasında yeterince güçlü ve kalıcı bağlar kurulamamış olabilir, ancak devletin bu hareketleri kriminalize etmesi, ortak bir düşmana karşı birleşmelerine yol açmıştır. Son dönemde alınan kararlar, bu birleşmenin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
OÄŸuz’un analizlerine göre, Türkiye’deki mücadelede umutsuzluÄŸa kapılmak yerine Gezi direniÅŸini hatırlamak ve birleÅŸik mücadele için harekete geçmek önemlidir. Türkiye’de isyanın mümkün olduÄŸunu ve gerçekleÅŸtiÄŸini hatırlamak, faÅŸizmi geriletmekle kalmayıp yenmenin mümkün olduÄŸunu gösteriyor.
Türkiye’deki demokrasi mücadelesi, yükselen otoriter eÄŸilimlerin geniÅŸ küresel baÄŸlamıyla iç içe geçmiÅŸ durumdadır. OÄŸuz’un çalışmaları, etkili direniÅŸ ve dayanışma stratejileri geliÅŸtirmek için çaÄŸdaÅŸ faÅŸizmin nüanslarını anlamanın gerekliliÄŸini vurgulamaktadır. Bu baÄŸlamda, OÄŸuz’un analizleri, Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler için mücadele edenler için deÄŸerli bir kaynak oluÅŸturuyor.