Küresel borçlar 2023’te rekor seviyeye ulaştı: Türkiye’de durum ne?

Küresel ekonomideki borç yükünün artmasıyla birlikte, Türkiye’nin borçlanma durumu da yakından incelenmesi gereken bir konu haline gelmiştir. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından yayımlanan “Küresel Borç Monitörü” raporu ve diğer kaynaklar, Türkiye’nin borçlanma eğilimleri ve bu eğilimlerin yarattığı riskler konusunda kapsamlı bir değerlendirme sunmaktadır.

Türkiye’de borçlanma, farklı kesimler arasında dağınık bir şekilde dağılmış durumdadır. Ancak, bu dağılımın altında yatan gerçeklik, ülkenin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğu ve borçlanma maliyetlerinin giderek arttığıdır.

Özellikle, finansal olmayan şirketlerin borçlanma seviyeleri, ekonomik istikrarsızlık ve belirsizlik ortamında tehlikeli bir seviyeye ulaşmış durumdadır. Bu şirketlerin zorlanması, özellikle iflas riski gibi ciddi sonuçları olan likidite sorunlarına neden olabilir.

Kamu borçları konusunda ise, resmi verilere göre GSYH’ye oranı düşmüş gibi görünse de, bu düşüşün gerçekten bir iyileşmeyi yansıttığı tartışmalıdır. Kamu borçlarının azaltılması genellikle kamu harcamalarının kısıtlanmasıyla gerçekleşir ve bu da ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.

Hanehalkı borçlanması da Türkiye’nin ekonomik dengesi açısından endişe verici bir konudur. Yüksek borçlanma seviyeleri, bireylerin gelecekteki harcamalarını kısıtlayabilir ve ekonomik büyümeyi sınırlayabilir.

Türkiye’nin borçlanma durumu, uluslararası arenada da dikkat çekici bir konudur. Diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin borçlanma seviyeleri hala oldukça yüksektir ve bu da ülkenin ekonomik kırılganlığını artırabilir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin borçlanma durumu ciddi bir endişe kaynağı oluşturmaktadır. Mevcut politika ve ekonomik yönetim, borçlanma sorununu etkili bir şekilde ele alamamış ve ülkenin ekonomik geleceği için büyük bir risk oluşturmuştur. Türkiye’nin daha sürdürülebilir bir borçlanma modeli üzerinde çalışması ve ekonomik politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, ülke ekonomisinin daha fazla zarar görmesi kaçınılmaz olabilir.

NHY, Ekonomi